İstanbulzede!

Bu sefer kalemimin kıvraklığından daha çok İstanbul'un kıvranıklığı satırlarda olacak. Üzücü, bir okadar da Avrupa basını bizi rezil edecek kadar utanç verici bir durum; İstabulzede...

Bir kaç gün önce başladı aslında sağanak denilen yağmur, vurdu vurmasına da heryeri en çok Marmara bölgesi nasibini aldı bu yağmurdan, ve özellikle İstanbul. Bu gün gazeteleri bir bir gözden geçirirken gözlerime ilişen manşetlerin hepsinden; 'İstanbul sel'in yaralarını sarmaya çalışıyor',' Sellere teslim şehir! gibi bir sürü gazetenin ana sayfa başlığı altında yayınlanmış bir felaket. Siz adına ne derseniz deyin ben bunun adını İstanbulzede koydum.

O şahşahlı bir okadar da cakası ile herkezin hayallerini süsleyen rüya şehir İstanbul'un hali,avrupada ki gazetecileri şok etmiş olacak ki attıkları başlıklar rezillik denecek kalitede ve biz bir doğal felaketin ardından başka medya mensupları yüzünden avrupada şu an bir felaket yaşamış olarak değil de sanki bizim hatamız gibi,yazıları internetten veya gazetelerden takip ediyoruz. Rüya şehirde çöküş! adlı manşetler ile...

Bu gün bir çok siyaset adamı enkazlı bölgeye gidip,kendi çaplarında araştırmalar yapıyorlar. Bir partinin genel başkanı İstanbul belediyesini suçlu bulurken diğer yandan o suçlı partinin il başkanı değişik teoriler söylerek; şunu beklerken böyle oldu, böyle derken şu şöyle oldu deyip İstanbul gibi bir şehrin üzerinden prim yaparak olayı siyaset örgüsüne çevirmeyi çok iyi biliyor/lar...

Böylesine bir durumda bile çıkarcılar boş durmayıp yağmala adı altında sel altına gömülmüş,değerli denecek şeyleri alıp evlerine götürüyorlar ve bu Avrupa basınının gündeminde! Bir gazetenin sol üst köşesinde ilginç bir yazıya denk geldim Zonguldaktan İstanbul'a diye.Tam sevinecektim yardım için ordan İstanbul'a geliyor vatanseverler diye,bir baktım ki selde eşyalarını suya teslim eden firmaların eşyalarını yağamalamak için taa Zonguldaktan İstanbul'a bir minibüs dolusu insan geliyor. Ne kadar aciziz! ve nekadar....... adı herneyse...

Herşeyden önce büyük İstanbulzedelilere geçmiş olsun diyorum. Yaralar kapanıcak elbet. Ama filozof'un dediği gibi aynı suyla iki kere yıkanılmaz! ikinciye yıkılmamalı İstanbul. Böylesine metropol şehri, bunu haketmiyor...

Bir kaç gün önce Güneydoğu'nun değişik illerinde sayısı yediye çıkan ve bu gidişte dahada artacak olan askerlerimiz'in ölüm haberlerini aldık. Bu gün İstanbul siyaset açısından konuşuluyor,gündem değişiyor ama yaralar bir Marmarada kapanıyor,bir Doğu'da açılıyor. Şehit ailelerimizin hepsine baş sağlığı, ve şehit düşen yakınları için Allahtan rahmet diliyorum... Bu vatan asla parçalanamaz,dile getiriyorum...

11 Eylül 2009 2-3 dakika 49 denemesi var.
Yorumlar