İyi Kötü ve Çirkin- Masal

Ahh Masallar ! Bir çiçekten asmalı sizi dünyaya...



Aslında ben, hayalimde bu şiiri-masalı tek başıma dünyadan çalarak, milyonlarca insanın arasında sadece bu şiiri-masalı hayal ederek yazıyorum...





Bazen iyiliğin tarifini yap derler, tarifin ötesinden seslenirsin onlara anlamazlar ama tekrarını isterler ve ısrar ederler . Uzun uzun düşüncelere daldığın bir gün kapın çalınır, aldırmazsın . Ses içinden gelmiş sanırsın . Israrlı tokmak seslerine eşlik ederek kapıya yaklaşırsın .... Açmak ile açmamak arasında gelip giderken , tokmağa takılı kalan elin senin elin olduğunu sanırsın....




Cümle kurmak kadar kolay bir şey yok. Lakin kurduğumuz cümleleri anlatmak kadar da zor bir şey yoktur. Tam bu esnada iyilik ,ile kötülük arasında nokta kadar anlam ,zerre kadar anlamsızlık baş gösterir. Burada yerimiz belli. Bazen nokta bazen zerre .... Bilirsiniz, uzun uzun sohbetlerin ne başı bellidir ne de sonu.



Evvelden anlatmıştım, anlamamıştınız. Şimdi tekrar anlatıyorum: iyi ,ile kötü arasında nokta kadar anlam ,zerre kadar anlamsızlık baş gösterir. Burada yerimiz belli. Bazen nokta bazen zerre ...



Hepimizin masalı bu ! demiş densiz derviş !




Devam ediyor ...


Öyle bildiğimiz zamanlarda değilmiş.. Zamanın ötesinde ,ta ötelerden önceydi... Ninem anlatmıştı. Ona da ninesi belki de ona da onun ninesi anlatmıştı... Yani büyük büyük annemin annesinin yalancısıyım desem, doğru mu demiş olurum bilmiyorum...
Masal bu ya ...! Anlatılanlar bir aşk masalıymış.
İyi ve kötü Habil ve kabil ile başladığını söylemişlerdi bize. Oysa isimlerin önüne ve arkasına zamanı koymak niye, elbette başlamıştı birileriyle. İsimleri iyilikleri kötülükleri değişse de değişmeyen bir şey vardı ki, bu hayatı yaşarken hepimize bir iyi bir de kötü gerekli.
Henüz ergenlik çağlarına gelmeden iyi ve kötü dünyada sevda türküleriyle gezinirlermiş. Öyle bir aşktı ki onların ki onlar daha büyümeden aşkları onlardan önce büyümüş. Ta ki, evvelden sonra Adem ile Havva'nın işledikleri günah karşılığında dünyaya atılmalarına kadarmış.
Ve insan sahip olduğu çirkinliği kullanarak iyi ile kötünün aşkını onlara harap etmiş. Bu çirkinliğe dayanamayan iyi ve kötü birbirinden ayrılarak dünyaya birer mektup bırakmış. Öldüler mi öldürüldüler mi bilen yokmuş.




İkisinin intihar mektubu da aynıymış : Biz öldük ya da öldürüldük. Öyle ki bir feryattı dilimizde aşk barış türküsüne dönmüştük. Onu demeye, sizlere söylemeye, söyletmeye gelmiştik. Adım adım, sokak sokak, kıtalara yayılmıştık. Şiirlerimizi türkülerimizi kuşanıp inmiştik dünyanıza. Umudumuz bir şiirin avazından bir türkünün ciğerine gidip gelecek kadar...
Belki de ‘'Öldük, ölümden bir şeyler umarak ‘'



Masal bitti ve bana kalan tek cümle.. Tanrının iç geçirmesiymiş iyi-kötü ve çirkin...




Böyle başlamıştı aşkların en güzeli...Ve insan türedi tünedi aşkların üzerine, gövdesini gere gere...Belki bu aşk masalında yerini leyla'ya aslıy'a şirin'e devretti pişmanız diye...

29 Mayıs 2017 2-3 dakika 51 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Günün yazısını ve yazarımızı kutlarızud83eudd20