İyiyi Yaratmak

En iyi eser, istekler bu dilekler bu . Ve size anlatmak istediğim bir türlü sizlere yaranamayan sanatçı .

Damdan düşer gibi olacak ama söylemeliyim. Hakkınız var mı ? Onlardan iyi eser beklemeye yada iyi eser ölçüleriniz ne dereceye kadar geçerli. Bir çok doğru arasında en iyi olduğunu kim söyleyebilir iyi eser beklediğiniz bir çok sanatçının yaşam devrelerini anlatayım isterseniz .

Kendinde var olan yetenek gelişmiş bir tutku halini almıştır. Bu yeteneğinin eğitilmesi gerekliliğinin bilincindedir, aslında . Fakat bir çoğunun yapısı engeldir. Çevresi engeldir. Sanatçı olarak kendini tanıtırsa yadırganacağını sanır. Öyle olmaması gerekir , ama çoğu yerde öyledir . Oysa sanatçının insanlar arasında bir denge kurması onların kendinden kendinin onlardan uzak olmaması gerekir . Bugünkü sanatçı çoğu kez gerçekçidir. Öyle olmalıdır. Öyle olduğuna göre insan ve yaşamı eserlerinin yapı taşlarıdır. Bu yüzden sanatçı en ufak hata yapmayı bile göze alamaz .

Çevre insanını yaşam kavgası o denli sarmıştır ki onların sanatçıya ayıracağı zaman azdır . Zaten sanatçının da kendine ayırabileceği zamanda fazla sayılmaz . Ve yine bu pek az olan zamanda en iyi şekilde değerlendirebilme olanağı bulacağı şüphelidir.

Sanatçıyı en çok yoran nedir bilir misiniz ? Sanatından çok sevdiği tutulduğu insanların kendinin verebileceğinden başka türlüsünü istemesi veya öyle gösterilmesidir. Gösterilmesi diyorum çünkü sanatçı beraber yaşadığı acılarını, sevinçlerini, paylaştığı insanların sabrını ve hoşgörüsünü iyi bilir.

Sanatçı sanata olan tutkusuyla birlikte gelişen sonsuz insan sevgisi , sürekli onlara yardım edebilme isteği, bunu yapabileceğine inancı olduğu halde hiç bir şey yapamamanın karmaşıklığın yaşar . Bocalamaya başlar . Yeteneğinde gerileme görülür . Bu arada çoğu yeteneğini kaybeder. Bunlardan kendini toparlayabilenler her şeye karşı haklarını aramaya kalkar .Bu seferde başka bir sorun çıkar ortaya. Bu her çeşit sanat için geçerlidir. O zamanda ne çeşit bir anlayış geçerliyse o iyi görünür . Diğer bir iyiyi kabullenmek için o eserin olağanüstü olması gerekir .Ama olağanüstü eserlerin yaratılması için normal şartların olması gerektiği unutulmamalıdır. Belki sorulduğunda olağanüstü eserleri olağan olmayan şartlarda gerçekleştirmiş birkaç sanatçı anımsanır. Bunlar yeterli olmadığına göre geçerliliği kalmaz .

Türkiye nüfusu kadar hızlı mı artıyor sanatçı sayısı . Öylede olsa bu neye zarar getirebilir. Sadece yetenekli veya yeteneğini yaşadığı zaman sanatçılarından farklı şekilde geliştirmiş tanınmamış reklamı yapılmamış sanatçı ; bahçeci benzetmesiyle çevresini dikenler otlar bürümüş bir fide gibidir. Hatta o dikenler, otlar köküne öyle sarılmıştır ki gücünden başka gelişme savaşımı veren bünyesini de sarsar . Fide buna rağmen fidan olma savaşının verir. Yinede onu en çok yoran verebileceğinden başka türlü meyve istenmesidir .

Su verilmez , güneşi kesilmeye çalışılır , olanaksızlıklar, alışkanlıklar , isteksizlikler sebep her neyse elbet bu durumda beklediğimiz o güzel , iyi meyve bulunmaz . Buna rağmen onları ezmesek verebilecekleri meyve her sene artar az sayılmaz .



( 25 sene önce yazıldı . )

29 Ekim 2011 2-3 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (4)
  • 12 yıl önce

    O kadar haklı kalmışsınız ki aradan geçen onca sürede, yıllar bile suskun kalmış. Tebriklerim yürekten.

  • 12 yıl önce

    Sizin de bildiğiniz gibi ortalıkta kendine sanatçı süsü vermiş ve hergün magazin proğramlarında boy gösteren bir çok balon misali sanatçı var. Ama ne doğru bir besteleri ver ne de söyledikleri şarkılar birşeye benzer. Kimiside cinsel tercihleri ile ön plana çıkmaya çalışır. Bir sanatçı için en önemli şey istikrar ve itibardır. Bunlar zamanla kazanlır, ama sanatçı otuz kırk yıl istikrar içinde giderken, ağzından çıkan toplumla ilgili ya da diğer insanlarla ilgili bir yanlış söz, onu o uzun yıllar sonunda çıktığı zirveden alaşşağı eder bir an da, bunun örnekleri çoktur. Edebi sanatlar ile ilgilenen insanlarda hakeza konuştuklarına azami derecede dikkat göstermeli, çünki yazılan bir yazı siz onu bir şekilde topluma sununca artık sizden çıkmaktadır. Atalarımız ne der''Söz uçar yazı kalır'' Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk'de sanat için der ki''Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir'' yine devamla Atatürk ''Miletvekili, bakan, hatta cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız'' der. Güzel bir yazı kaleme almışsınız kutlarım Jale hanım saygıyla...👍

  • 12 yıl önce

    Türkiye nüfusu kadar hızlı mı artıyor sanatçı sayısı

    Su verilmez , güneşi kesilmeye çalışılır , olanaksızlıklar, alışkanlıklar , isteksizlikler sebep her neyse elbet bu durumda beklediğimiz o güzel , iyi meyve bulunmaz . Buna rağmen onları ezmesek verebilecekleri meyve her sene artar az sayılmaz .

    Sanattan zarar gelmez, yeter ki sanatı icra eden sanatkar olsun. Ayrıca sanatın büyüğü küçüğü de olmaz içine tükürülmediği takdirde hepsi güzeldir kendi açısından. Hepsine fırsat vermek gerekir, bir tek yatakta poz vererek şarkı söylemeye çalışanlara karşıyım, gerçi o da ayrı bir sanat ama neyssee 🙂

    Güzel bir deneme

    Tebriklerimle...

  • 12 yıl önce

    Öncelikle günün yazısı seçen şiirkolik ilgilenenlerine yorum yapan arkadaşlara ve yazımı okuyan herkese teşekkür ederim.Bu yazıyı yazalı yirmi beş yıl geçmesine rağmen hiçbir olumlu gelişme olmaması çok üzücü.Ve bunun üstüne gördüğüm olumsuzlukları şu an eklemeyeceğim ama izliyorum.Kısaca biz sanatçıların kendimize olan inancımız her ne kadar kendini beğenmişlik olarak tanımlanma riski olsa da vazgeçemeyeceğimiz bize direnç veren bizi ayakta tutan en önemli yaşam taşımızdır.Dünyanın her yerinde ve her zamanda sanatçı önceleri reddedilebilir.Gerçek sanatçının bir tarzı vardır.Olmalıdır.Yoksa sanatçı olmaz.Sözlerimi bir espriyle bitireceğim.Bilgisayar bile uyarı veriyor .'Yüklemi olmayan cümle â?? diye .Bende diyorum ki yüklemin yükünü ben aldım .Oldu yüklemsiz cümle.Bu yükü taşıyabilir misin derseniz.Tabi ki taşıyabilirim.Taşıyamıyor muyum sizce.