Kalemin Namlusu

Kalemin namlusunu kendime doğrulttum. İki seçeneğim vardı ya tek kurşunla anlatabilmek beni ya da yıllar boyunca yırtık bir kağıdın izdüşümünde kaybolmak aksimi inkâr ederek. Gelgitlerimle boğuşurken bir anda simitçi çocuğun sesini duydum derinlerden. İçimdeki ikilik tartışadursun kalemime pür dikkat kesildim yine. 'Sıcak simit!!!' Bu sese engel olamıyordum bir türlü. Hayatımın kararını kısa bir müddet erteleyip bağırdım simitçi çocuğa, iki tane sıcacık, gevrek simitle kapıma dayandı, paranın üstü kalsın dediğimde ise kirli gözlerindeki parıltı aydınlattı karanlığımı.





Yine geçtim masamın başına, duvarda asılı resme takıldı gözüm. Oğlum ve eşim... Gökkuşağının bütün renklerini kalplerine bırakıp cıvıl cıvıl gülümsüyorlardı bana. Hayatımdaki vazgeçilmezlerim... Bana zindan mıydı elimdeki kalem ya da terapi miydi ezik ruhumu yücelten? Yoksa en büyük tesellim karşımda bana öylece gülümseyen dünya harikaları mıydı? Şimdi kalemin tek mermisiyle vurmalı mıydım bu isteği yoksa sonsuz yolculuğumu beyaz kağıdın üzerinde lekeleştirmeye devam mı etmeliydim?





- Uf, daraldım. Bu sorular bitmeyecek. ?





Bir fincan kahvenin zindelik vereceğini düşünerek mutfağa girdiğimde kahvenin hangi dolapta olduğunu unuttum. Sonra unutkanlığıma lanet edercesine bütün çekmeceleri karıştırmaya başladım bir yandan söylenerek ve baktım ki tezgahın üzerinden bana bakıyor küçümseyici edayla: ' Bir an önce aklını başına toplamazsan vay haline!'




Aklını başına toplamak... Kaç yüzyıl sürer acaba bu harabeden sağ salim çıkabilmek ve her geçen gün üzerine yenilerini ekledikçe karalamaya dönen zihnimizden fazlalıkları atmanın telaşesi kaç ömür tüketir bunu biliyor musun? Öylece kavanozun içerisinde yudumlanmayı beklemek kolay. En karmaşık yapıya sahip olan bir canlı türüyle aşık atman imkansız dostum. Şimdi kapa çeneni ve rahatlamama yardımcı ol!





Bilerek acı yaptım kahvemi üç şekerli sevdiğim halde. Her yudumda söyledikleri daha etkili bir şekilde beynime yerleşiyordu. Tatlı yapsaydım affedebilirdim onu ama şu anda sinirimi çıkarabileceğim bir varlık gerek...





Ahşap masamın dağınıklığından gözümü alamadım bir süre ama elim varmadı onları düzeltmeye. Sakin bir zamanı beklemeliydim gözden geçirip uygun dosyalara yerleştirmek için. Halbuki çok önemli bir kararın eşiğinde iç savaşımı sürdürmekteydim. Kalemin namlusu istemsizce insanlığa doğruldu bu kez. Sonra yazdığım bir şiir takıldı gözüme, 'barış' ile ilgili... Hep konuştuk, konuşuyoruz ve her zaman konuşacağız. Geniş zamanlar bekleyecek bizi peki icraat, faaliyet, sorumluluk? Hani nutuk atmalardan arta kalan somutlaştırma çalışmaları? İnsan selinde tek damla çırpındıkça boğulur, tek damlayla barışın yeryüzüne yağamayacağı gibi... Düşündüm bu kez o zaman neden yazmalı? Beynini yıkamak kolaydır cahilin peki bilgenin yüreğine hitap etmek ne kadar kolay? Taşı kırabilir miyiz tek elimizle?





Ardından optimist ses giriyor devreye. Düşünsene sen umutsuzsun yazmadın, diğeri kederli yazmadı, öteki soyutladı kendini toplumdan. O zaman kim yetim Zeynep'in sesi olacak ya da töre kurbanı Ezo'nun ardından yas tutacak? Yeni nesilleri kim bilinçlendirecek söylesene bana kim?





Ah ne çok biliyorsun yüreğime hitap etmeyi! Tamam dediğin gibi olsun. Kırdım kalemin namlusunu artık ne kendime doğrulur ne de insanlığa... Ucuna da gül iliştirdim, kalplere ekilen tomurcuklar elbet büyür, elbet yeşerir dünya iyimserliğin aydınlığında, insandan yana...

14 Mart 2013 3-4 dakika 26 denemesi var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (5)
  • 11 yıl önce

    Toplumsal sorunlar. O kadar körüz ki yanı başımızda olup bitenleri sadece televizyondan izliyoruz. Bunun en büyük nedeni vurdumduymazlığımız; yani bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesi. zaman geçiyor, teknoloji ilerliyor ama insan beyni hala olduğu yerde. Kaleminiz hiç susmasın efendim. Yüreğinize sağlık....

  • 11 yıl önce

    Sakın susmasın kaleminiz Seda Hanım. Zahmetsiz rahmet olmazmış, biraz daha sabır göstermek gerek sanırım yaşadığımız şu düzene sessiz kalmak değil. Gerçi göre göre sessiz kalanımızda çok ya..!? Yüreğinize sağlık. Saygıyla

  • 11 yıl önce

    Kalem susa kalırsa,

    Hayat Lal olur😡

    Seda yazacak ki biz okuyucuları yazılarının içinde kendimizi bulalım.

    Kocaman tebriklerimle...

  • 11 yıl önce

    Yerine göre kalem kılıçtan keskin yerine göre etrafına sevgi saçan bir alet olmalı kalem ve tabi onu kullanan yürek. Güzel bir deneme ki gün sonunda da ödülünü almış fazlası ile kutladım Seda hanımı...👍

  • 11 yıl önce

    Paylaşım için çok teşekkürler.Güçlü kaleminizi kutluyorum. Selam sevgiler.