Kalp Yeniden Seviyor Kendini

İyileşiyorum ölümcül bir hastalık değil bu. Kalbimdeki yaraları yerlere saça saça senden nefret etmemeyi öğrene öğrene iyileşiyorum ben. Gözlerimdeki mutsuzluk yerini parıltılı bir güneşe bıraktı gibi. Gülebiliyor gözlerim; kalbim her ne kadar sevmeyi unutmuş olsa da hayat dolu olmayı öğretiyorum yeniden kendime. Bazı bazı aklıma geldiğinde bir hayale kapıldığımı söylüyorum o yoktu ve öyle biri hiç yoktu ki kime kapıldın sen diyorum kalbime. Acıtıyorum onu, senin acıttığın yerden. Sırf senin açtığın yaraları kapatabileyim diye...
Dün gece aylardan sonra yastığımı ıslattım yine senin için; kalbime dokundum yine daha önceki gibi. Hissedemedim seni orada. Hâlbuki dokunduğumda kalbime, anlardım senin orada nefes aldığını. Benimle birlikte... Sen... Eğer bir yerlerde hâlâ durabiliyorsa ‘sen' ben seni önce Allah'a havale ettim, sonra hakkımı helal etmeden; seni, gitmek istediğin yeni gönül fırtınalarına esen yelleri olarak devrettim. Sevdiğin birini bir başkasına bırakıp gitmek zormuş. Mücadele gemileri batmış meğer bende... Bir başkasına gideceksin diye nasıl da ödüm kopardı! Ölüm bile güzel gelirdi o ihtimalden. Sen bir başkasına gidemezdin, kader çeşmem yalnız sana akarken bir başkası sende nasıl var olurdu? Gittin ama. Var oldu ama...
İyileşiyorum işte ben de. Yarama üfledim dün gece, ince bir sızı girdi pencereden içeri. Bahar geldi de uçmayı yeniden hatırlayan o kuş girdi içeri dedim kendime. Bahane faturalarım yine kabarık geldi...
Olsun, sevilmekten yana zengin olamasam da kendimi avutmak konusunda bir milyonerim. Seviyorsun sanmıştım be! O başkası için atan kalbin var ya, o vakitler benim için atıyor sanmıştım.
Beni sevmek acıktığın için önüne gelen ilk yemeği kaşıklayıp dilini yakman gibi bir şeydi gözümde.
Dilin yansa da laf söyletmezdin bana, kalbin bir kez küfretmeye kalksa o benim canımın içi derdin...
Hayaller güzeldi içinde sen varken. Ona 'aşkım' diyorsun, değil mi? Kalbindeki aşk kelebekleri baharı müjdeliyor sana. Kavurup hayatından attığın beni unuttun.
Gözlüğümü unutuyor oluşum gibi değildi senin beni unutman, unuttun mu aramazdın bir daha.
Hesapladım ayları, 'koşmadın peşinden, gururunun iyileşmesi için izin verdin kendine aferin!' dedi aklım. Takdir ettim sensizliğimi.
Sonra, bir gün bu kapıdan çıkıp gelse o çok sevdiğin gözleriyle sana baksa hiç mi bir şey hissetmezsin diye sordu kalbim bana. Hissedersem kalbimi sökerim, atmasın daha iyi. Seni çok sevdiğim için çok utanıyorum. Genç kızlık gururum tavana yapışan bir örümcek ağı gibi şimdi.
İyileşiyorum. Hırıltılarını duymuyorum kalbimin, nefes aldığımda incitmiyor beni, barışıyorum kalbimle. Sen oradan gidiyorsun ya yavaş yavaş, nefes almak güzelmiş sahiden diyorum kendime.
Ah bir de sen olsaydın... Sen, bu hayatın içinde olsaydın... Kovar mıydım seni ayazlı gecelerde, yapar mıydım senin gibi? Kimse yok hayatımda, olmadı da zaten hiç. Sevmekten korkmak hastalığı da varmış kaderimin düğümünde, o düğüm çözülmedikçe sevmekle tokalaşamam. Ya sana benzerse?
Gözleri seninki gibi olursa, senin adını taşırsa, sesi senin sesini anımsatırsa? Anı kumbaramdan çıkardığım bozuk paralarımla bir umut bile satın alamam bir daha. Aylar geçmiş meğer...
Geçebilmiş. Her şey gibi ‘sen' de benden geçmiş. Ilık bir rüzgârın koynumda yatırdığım ürkek gecesiydi diyeyim senin için. O ürkek gece gündüzün güzelliğinden korkarak gündüzü sevmekten vazgeçti.
Hâlbuki gecenin devamı gündüzdü zaten, bunu göremedi. İyileşiyorum. Hapşırmıyor kalbim, çok yaşa diyen bir sen de olmadıkça hayatımda; kalbim özlem gribine yakalansa ne olur ki?
Çok yaşadım diyelim, sen olmadıktan sonra çokluklarda yoklukların çoğaldıkça bu kalp yeniden kanamaz mı ki? Hayır sevdiğim, hayır. Bu kalp bir daha senin tarafından ne ölebilir artık, ne de senin için atabilir...
Mevsim ‘git' mevsimi. Önümüz unutuş. Hafızamda ömürlük hatıralarım olsan artık ne yazar ki?
İyileşiyorum, kalp yeniden seviyor kendini...

09 Mayıs 2016 3-4 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar