kara kutu (bölüm 1-2)

sadece sıcağın getirdiği o lanet gevşemeyi değil bu defa, içimdeki ateşin çığlıklarıyla varolmuş bir ızdırabı yazacağım.

Bölüm 1

sahteliğin vermişliğine mıhlanmış bir mutluluğun tek getirisi acı, yürek dayanmaz. İnsan bu getiriyi yeniler ve; daim acının üstadı olur.

karanlık bir güneş vardır, herkesin karanlık bir güneşi vardır. adı yürekte gizli bir bağlılık melankolisi! ayrılır ama kendini hala o bağlılıkla ele alır. Cinayetin kaçınılmaz saatleri asla durmamıştır. daima geri saymıştır.

-Şu lanet olası ışık nerden sızıyor Guashe?
*o senin yüreğinin ışığı, onu lanetleme !
-rahatsız ediyor beni... bana bağırma, bağırdıkça değerini düşürüyorsun
*yüreğimin ipleri yok, ya beni o ışıkla seveceksin, yada asla sevemezsin kimseyi.
-seni benliğimle, karanlıkta olsa severim ben şüphen olmasın.
*şüphem olmazsa seni asla sevemeyeceğim.
-zaten sevmiyorsun ki?

Bölüm 2

Zamanı neşeli kılmak adına birbirimize oynadığımız ufak oyunların, hayatımızın oyunları olduğunu anlamaya başlamak, geri dönülmez bir savaşın içinde silahsız ve çıplak kalmaya eşdeğerdi.

-seni seviyorum, ölüm bile ayıramaz bizi.
*bende seni seviyorum ama malesef ölüm ayıracak bir türlü.

kanadımın var olduğunu sandığım rüyalarıma, ayağı toprağa kök salmış korkak bir çocuk gibiydin yalnız, ağlardın ve kendini böyle sulardın sen.. büyürdün ama hep sonbahardaymış gibi sararmış kalırdın.

-acı çekiyorum
*istemediğin hiçbirşeyi çekmezsin, istiyorsan asla şikayet etme

...tükenmez.

29 Mart 2009 1-2 dakika 19 denemesi var.
Yorumlar