Karalama Yazılarım

.... istanbul yanı başımda mışıl mışıl boğaz kıpır kıpır böyle geçer bahar günleri ve geceleri bu şehirde,yaşayanlar bilir insana dört mevsim değil bilinmedik mevsimleri de yaşatır istanbul,
...yıllar önceydi ne güzeldi nisan çıkmış mayıs ayların ilk haftasıydı,sevdim ben gerçekten,sevmek güzel bir duygu ve doğru bir sevgiydi bulduğum,korumak istiyordum,nasıl oldu neleri başaramadık veya ben hangi duyguların hapsinde kaldım bilemiyorum,çok üzgünüm çok üzüldüm ikimize de haksızlık oldu,
... hepimizin bir yalnızlık hücresi ,bir mağarası vardır hatta olmalıdır da, kendini atıp rahatladığı veya çilesini tamamladığı yüzleştiği bir yalnızlık aynası olmalı,
.. ..istanbul hiç yalnız bırakmıyor çok yalnız kalmış olsa da insan ne gecelerinde ne gündüzlerin de,yanı başındadır her zaman saçları uzun bir sevgilinin vazgeçilemez güzelliği kadar ,o yalnızlık gecelerimde ay ışıklarına her gece sarıldım,ay dolunaydı bir başka oldu gece ve sabahına kadar izledim beni hiç terk etmedi uyumamı bekledi,
.... Canlanmalıyım,bir an evvel kıvrıldığım bu sıkıntıdan kurtulmalıyım,mesela balık ekmek yemeğe eminönü'ne,yaşasın neden olmasın ya,ah evet ne özlemiştim ve nasıl nefis lezzetliydi kilo almaktan korkuyor olmasaydım ikinci ekmek arası balık yemeye can attığımı tahmin ederdiniz,bugün c.tesi Eminönü her zamanki sevimliliği ile kalabalıkların çekim gücüne direnemiyorum,önce kıyıdaki sandallarda ızgara balık hangisinde güzel kokular geliyorsa o küçük iskemlelerden birine ilişiyorum,kendimi teslim ediyorum istanbul'a deniz ve boğaz muhteşem mavi herkes dışarıya atmış kendisini farklı ülke rengi ve çizgisi mevcut insanlarla,zengin hikayeleri ile boyalı yüzlerini alıp istanbul'a çıkmış bu kalabalıklların seyri de ayrı bir eğlenceydi ..,
.. ..ölümün sevmediği ölüm...bu nasıl sevgi,sevginin hangi çeşidi olmalı ki ölmesine katlanılamayan bir sevda,yaşayanlar yaşamakla iyi edip etmediklerini tartışıyor kendi dünyalarında,oysa her şey doğru ve güzele iyi olana doğru akmalı,düzelebilir bir noktada yaşanabilir fedakarlıkları gösterebilmeliydik sonuna kadar, seven insanın sevgisi uğruna neler yapabileceğimizi yapabilsek,hem çok yakın hem çok uzak sevgi
... ..benim doğduğum topraklarda nar ağaçları vardı ve dikenlerinin hayretini hep merak ederdim ve nar o ulaşılmaz gizemli duruşu ile dalında kıpkırmızı bakardı öyle..,
...akıl ne çok hatırayı ne çok bilgiyi zapt ediyor müthiş bir kütüphane olmalı,
....yağmurun kokusu öyle etkileyicidir ki seven ve aşık bir kalbin insanıysanız hissedebiliyorsunuz,
.....ve herkesin doğduğu köylerinde ne güzel hatıraları ne güzel çevre doğa güzellikleri ile sarılı olduğunu düşünmeliyiz..,
.. ..bu hüzün bu güz bu serin hava bu şehir bu ihanetler bu gözyaşları hepsinin bir anlamı olmalı ve biz hiç yalnız değiliz,
...engin derin suların dünyasına hayaller kazandıran rengine kendimizi salıvermek bırakmak gerekiyor bazen, deniz ve insanın kardeşliği hiç bitmez ,
.....gençlik işte hayal ve düş çılgınlığı ,fedakarlık ve yorucu bir sabır şimdiki gençlerin harcı değil maalesef,bu dünya her yönü ile mükemmel bir güzellik ve mutluluklar yeri değil muhakkak ,ancakbunu önceden bilerek bakmak bize kontrollü sevgiyi ve sınırları belirleyecek bir eğitim sayesinde derin hayal kırıklıkların önüne geçebiliriz,islam ve onun öğretileri bu çizgiyi bu güzel-temiz mesafeyi insana veriyor,meşru ve helal noktalara dikkat ederek Rabb'ini tanımak iman etmek şartıyle sevgiyi her şart ve enlem-boylamda yaşamak mümkündür..vallahu'alem..,
.....düşlerim almış başını gitmiş dağınık bir saça benziyor savruk mu savruk nereye sığınmak için kaçsam beklenmedik acılarla karşılaşıyorum yer değiştiriyorum aralıksız..,
..hayat her zaman pembe değildir,değişken iklimin gel gitleri bozuyor olmalı evet ama her şeye rağmen kurtulmalıyız bu belirsiz hallerimizden her zaman mutlu olamayız ve günleri sürekli gülerek geçiremeyiz gözyaşlarını tanımadan yaşayan insanlar eksik yaşıyor hayatlarını,
... bütün gökyüzleri aynı gökyüzü ne yöne dönsem kurtulamayacağım göğün sessiz derin gizemli muhteşem bir o kadar da ürkütücü sonsuz derinliklerinden, bir gün tanışacağım bu sonsuz göklerle yeter ki hakikatle gecikmemiş olayım,
..acıklı ve hüzün dolu bir hikaye dolaşıyor şehrin manşetlerinde,avuçlarımı öpen nefeslerini taşıyor olmasaydım yazmaya hiç devam etmezdim,böyle bir gündü İstanbul insana her şeye rağmen nefes almayı öğretiyor,bir taş bulup kondum denizden gelen sesi dinliyordum dalgalar ıslatsın diye suya çok yakın oturuyordum hayalini saklaya saklaya zihnimde bekleyip durdum seni ,gelmedin,işte benim acıklı hikayem beklemekle geçen bir ömrüm var ,şimdi çok beklediğim o mavi deniz ve rüzgarın önündeyim sürükleniyorum kandilli iskelesinde bir vapur alıp beni götürecek ve rüzgarın rengini daha yakın seyredeceğim,seni bana getirecek bir rüzgara hasret hep gölgelere kaçtım durdum bugün,içinde senin olacağı bir mavi rüzgar essin diye dualara durdum..
....kendim söyleyip kendim dinlemek olmalı bu,barışa giden yolların üzerinde ne varsa engellerden yana kaldırmaya çalışıyorum öyle ufku dar kavrayışı yetersiz insanlarla karşılaşıyorum ki ,peki barışı kardeşliği değil de neyi istiyorlar vuruşmaları,cenazeleri ve annelerin dökülen gözyaşlarını mı..,
..ve ne yazık ki hoşça kal aşk ,
....ah nar,seni bulmak ve yarıp al tanelerini iri iri toplamak bir kaseye toplamak tam bir şölen,gözlerimi doyurmak önce sonra senin tadını özümseyerek kalbimi ve içimi serinletmek,bu nasıl bir meyve nasıl bir lezzet diyerek hamd ederek ruhuma sindirmek geliyor ve seni köyümün topraklarında sevmek,
..şu tatil günlerine oldum olası bayılırım elde bir çanta ve aylardır hatta yıllardır uzak olduğunuz memleketinize ziyarete gidiyorsunuz ve o gece dolunayın seyrine doyumsuz kızıllığına gecenin gizemli rengine tutuluyorsunuz böyle bir yaz günüydü işte duygularım köye gittiğimin ilk gecesinde
....bugün en uzun gün olmalı dışarısı hiç çıkmaya müsait değil evde hiç ısınamamış bir bedeni taşımayacak kadar kendimi tembel hissediyorum..
....yağmurlarla yeniden sanki yeşerdi ağaçlar otlar,nisan yağmurları bereket yayıyor yeryüzüne,ah içinde bulunduğumuz o karamsar anlar insana neler yazdırıyor bulutların siyah gezinişleri kimi yerde yağmurun dinmeyen sesi kimi yerdi yedi renklerden gökkuşakları ve kır çiçekleri hepsi bir anda,gelincikleri sevmemek mümkün mü ? al al özgür kırların sevimli renkleri
....hüzün ve hüzün yine hüzün en sevdiğim yalnızlıklarım şehirde başka kendi köyümde bambaşka işte benim doğduğum topraklar şirin köyüm her şeyi bana en güzel gelen mütevazi köyüm
....sahillerinde gezmekten usanmadığım şehir beni bu günlerde istemiyor neden..? şiddetli rüzgar dalgaları çoğaltıyor şehri yutacak gibi
....dağlara çarpmak o soylu duruşların karşısında gerçekleri yaşamak düşündürücü olmalı
....gülleri diyorum bu kadar etkileyici görmek hiç değişmedi yıllarca,bir gülü koklamayalı uzun zaman olmadı mı ? ve çiçekcilerin önünden geçmek mi gerek neden unutuyorum bir demet gül almayı son aylarda sahi neden aklıma gelmedi,bu unutkanlığıma sebep her ne ise üzülüyorum ancak unutulan vardır unutulmayan
....eksi kutup ve pozitif kutup gibi veya gece ve gündüz ya da sıcak ve soğuk,yardan vazgeçilen sevgi vardır ,bir de yardan vazgeçilmeyen sürekli bir sevgi,belki sık sık unutulan nankör insanların sayıları milyarları bulan dünyamızda bazen nefes almakta zorlanıyor insanoğlu,bu tezi de yanıltan pekala duygu ve düşünceler de wardır,iyilikler kötülükleri giderir,yapmak istediğin kötülüğü yapmadığında da iyilik yazılıyor, ne güzel bir hayat sunuyor dinimiz,islam insanı olmak her zaman ileri insan olmak demektir her zaman en doğru insan olmaktır müslüman olmanın adı...
.. ..belki aradığım sensin belki seni bulurum en son bindiğim vapurda bu şehir seni benden saklıyor hem çok ustalıkla.. ..bugün çok koşturmaca çok üst üste yoğunluk altında buruk ve kırılgan yüreğimi ancak toplayarak ayakta kalabildim serin bir akşam ve yorgunum ve acılarıma ayıracak vaktim de yok,ama ille de sen diyorum bu şehirde aramaya koyuluyorum seni,güneşin bırakıp gittiği gibi batmasın günlerimiz sen gülersen ve sen dönersen yeniden bu şehre batmayacaktır günlerimiz,ve bir gün mutlaka dönüşün dirilişim olacağını biliyorum,sirkeci'den harem'e geçinceye kadar araba vapurunda yazdığım bu şiiri yeni fark ettim ve başım dönüyor şimdi


23.11.2013 / Üsküdar

08 Nisan 2013 8-9 dakika 164 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar