Karanfil Kokulu Anneannem

Henüz, satın alalı 6 ay olmamasına rağmen, gözlüğümün sapı kırıldı. Hemde durduk yerde. Markalıydı üstelik çerçevesi ve camları.
Hani sağlam olsun diye. El mahkum tamire gitti..

Gitti de, ben ne yaparım şimdi gözlüksüz ? Nasıl kitap okur, nasıl şiir yazarım ?
Sıkıntıdan ne yapacağımı bilemezken, sandığımı açmak geldi içimden. Gidenlerden hatıralar saklı olan sandığımı...

Şu an hayat ta olmayanlardan ne çok hatıra kalmış sandığımda. Tek tek baktım hepsine. Fatiha okudum ruhlarına.
En çok ta yuvarlak camlı, kemik çerçeveli gözlüğe takılı kaldım.

Karanfil kokulu, beyaz namaz örtülü, nur yüzlü anneannemin gözlüğüydü bu gözlük. 80 yıllık olmasına rağmen ne kadar da sağlamdı.
Ne markası vardı ne bir ismi, sapa sağlam duruyordu işte karşımda.

Küçüklüğümü hatırladım o an. Bu gözlükle iğne oyası yapardı anneannem. Gözünden çıkarır çıkarmaz, o görmeden merakla takardım gözlerime, bulanık gösterirdi her yeri.
Başımı döndürürdü.

Çok kıymetliydi gözlüğü anneannemin. Gözünden çıkarır çıkarmaz kılıfına koyar ve ulaşamayalım diye, odun ocağının rafına koyardı. Raf, duvardan oymalı beyaz badanalıydı.
Duvardan oymalı bu rafta, anneannemin damla sakızları ve karanfilleri de dururdu. Ağzında, ya karanfil, ya da damla sakızı olurdu. O yüzden mis gibi kokardı anneannem.
Bizim gibi sigara kokmazdı.

Şimdi anlıyorum onu. Haklıydı kıymetli olmakla gözlüğü. Ne güzel iğne oyaları yapardı bu gözlükle renk, renk, model, model.

O günleri yad edercesine gözüme taktım gözlüğü. Ellerime baktım ilk önce. Bulanık göstermiyordu gözlük, çok net ti. Başımıda döndürmedi.

Hüzünlü bir sevinç sardı her yanımı. Gözlüğün üstünden bakarak karanfil kokulu, beyaz namaz örtülü anneannemi aradım etrafımda.

İstedim ki elimden alsın o gözlüğü, beyaz badanalı raf'a kaldırsın. Razıydım şiir yazmamaya, razıydım kitap okumamaya...

Yeterki anneannem olsaydı şu an yanımda...Karanfil kokulu, beyaz namaz örtülü anneannem... Ruhun şad olsun...

15 Mart 2011 1-2 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar