Karınca Ağladığında
Bir karınca ne kadar değersizse bir şiir de o kadar değersizdir;
önce yiyeceği yükledi sırtına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
sonra yiyeceği boşalttı yuvasına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
önce yiyeceği yükledi sırtına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
sonra yiyeceği boşalttı yuvasına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
önce yiyeceği yükledi sırtına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
sonra yiyeceği boşalttı yuvasına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
önce yiyeceği yükledi sırtına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
sonra yiyeceği boşalttı yuvasına ve koyuldu yola, yakınlara, çok yakınlara
en sonunda zaman, yordu karıncayı ve silindi karıncanın küçük anlamı
en sonunda bir ayak, ezdi karıncayı ve silindi karıncanın küçük anlamı
en sonunda bir düşünce, ezdi karıncayı ve silindi karıncanın küçük anlamı
en sonunda bir inanç, ezdi karıncayı ve silindi karıncanın küçük anlamı
en sonunda bir toplum, unuttu karıncayı ve silindi küçüğün karınca anlamı.
Karınca olmamalı, insan, bir karıncadan ziyade, bir canavar olmalı ve diğer karıncalar onu kötülemeli. En azından o canavar, unutulmayacaktır ancak bir karınca, yerine yenisi gelince unutulacaktır. Kötülenmek iyi bir şey değildir ancak yanlış bir şey de değildir; yanlış ve doğru, toplumdaki bir karıncaya göre öznel değildir, öznel olmamalıdır da. Çünkü o zaman insan, kendi topluluğundan ayrılabilecek cesareti kendisinde bulamayacak ve toplulukta kalmaya devam edecektir. Aksi söz konusu olduğunda yanlışın doğru olduğunu, doğrunun yanlış olduğunu sorgulama cesaretini gösterecek ve toplum bilincinden uzaklaşacaktır; özetle karınca, gözleri yerinden çıkana kadar ağlamalı ve canavarlaşmalıdır.