Kendime Yazmadığım Mektuplar

Bazen birine yazdığımı sanıyorum ama satır aralarına gizlenen hep kendim oluyorum. Sözcükler bir hedef arıyor, ama hep dönüp dolaşıp içimdeki boşluğa çarpıyor. Kendimden kaçarken en çok kendime çarpıyorum.

Ayna bile gözlerime bakmaktan utanıyor artık. Belki ben aynada gördüğüm kişiye hiç borç ödemedim. O yüzden mi kimseye minnet etmeyenleri kıskanıyorum? Kendini kimseye ispat etmeyenler... Ne ağır bir özgürlük bu.

Ben iyi bir evlat olmaya çalıştım. Uyumlu bir dost, söz dinleyen bir sevgili… Ne oldu? İçimde bir yer hâlâ "Ben kimim?" diye bağırıyor. Ama ben hep susuyorum. Çünkü bağırmak ayıp, ağlamak zayıflık, düşünmek lüks.

Kimseye kötü olmak istemedim ama bu dünyada sadece “iyi” kalmak, kendine eziyet gibi geliyor bazen. O yüzden mi bazı insanlar ölü gibi yaşarken bazıları diri diri gömülüyor?

Hiçlik, bazen en dürüst halin olabiliyor. O yüzden belki bir gün cesaret ederim. Belki ben de “hiç” olmanın özgürlüğüne talip olurum. Belki o zaman, hayat bana ait olmaya başlar.

Turgay Kurtuluş

19 Temmuz 2025 1-2 dakika 88 denemesi var.
Yorumlar