Kınık Koca Kahraman
Kınık yaşamdı tekerleme usûlü..
Bla bla gibi tekrarlanan bir yaşama biçimi ya da sıradan..
Kınık bir katliamdı adamakıllı buz gibi soğuk ..
Kınık kaynak bilirsin,gözyaşı kaynağı,.adamakllı ve dikenli..
Geçtiği her yola batırdı dikenini.
Külhan beyi kesildi mübarek,Dünyanın ipi onunla çekildi.
Ağlayamanlar kaptı hançeri,ağlayamayanlar çekti gönderi..
Kınık yemin etti saklanmaya
Hey! be heybetli kınık neredesin?
Ben oniki sülâlenin vefa iplerinden kopmuş,taş kesilen bağırların çığlıklarından ayrı,kimseye hükmetmeden ama bir Dünya felsefesini aklımla dize getiren kendi çapımda belki ama sürekli kahraman!
İster kabul edin ister etmeyin,Kınığıda dize getiren benim!
Kınık ateşten bir oktu,hedefini kestirmiş pusuda yatıyordu.
Heybetli koca kınık zaten heybetliydi de şu zavallılardan ne istiyordu?
Anlaşılıyorduki bizim Kınık'a yetmiyordu bu nicelik.
Biraz delimtrak olmakla olmamak arasIndaydı,kaynadımı akardı ateşi odunsuz yanardı.
Kınık ne kadar tepe varsa oydu,ne kadar giz varsa kendisiydi,aranıp bulunmak isterdi.
Varsın kimse bulamasın hadi.. İnsan ömrü kadar dayanamazki o bilirdi göz kıpardı..
Sen deli kınık ne çektirdin bize.
Yazın yok kışın yok,iyiden iyiye dermanın yok.,
Dünya senle dönmekle,insan senle ölmekte..
Kınık yaşlıydı,çok bilgeydi sonra ne yer ne içerdi.
Bir insan yılı yaşadıkta seni arayıp bulamadık,şimdi o kadar daha yaşarız da peki ama
bu sorunun cevabını bulurmuyuz?
Hey! koca Kınık yağmurunda az ıslanmadık.
Taktık tabanları motora,çamur oldun az yuvarlanmadık.
Heybetin masallara konu oldumu bilmem.
Ama bilirim seni görseler muhabbetlerin ihtişamı,hayallerin şahı olacaksın.
Kınık koyda,zorda,günümüz adıyla depresyonda.
Çok pişman oldunmu bunca yıl saklandığına?.
Korktunmu intikamdan?
Sende pişman oldunmu kınık olmaktan?
Kınık yeşilin korkulu görkeminin bir yerlerinde yaşıyordu,gece gündüz orda saklanıyordu.
Taa ki biri eline kazma kürek alana kadar.
Damarına basılıp,hiç yakından tanık olmadığı bu manzaraya şaşkınlıkla açılan gözlerle karşılaşana kadar ..
Kınık acıyla kendinden geçerken kendini ele mi verdı?
Hayır!
Sende bilmiyorsun ucu bucağı yok bu varlığın.
Kınık mor dağlarda bülbül özlemi miydi,yoksa mor çiçekler kınıklamı beslenirdi?
Kınık bu kadar soru sorarmıydı?
Elli kez aştım şu dağları bir mor sümbülün koynunda bülbül olamadım.
Her yağmur yağışında damlayı izlemek ne mümkün.
Seni bulamadım!
Beton attım tutmadı,tahta yığdım olmadı,merdiven diktim baktım uzaklaşmışım,
mümkün olmadı .
Yara almışım,kınık geldi kurtardı.
Kınık sepet sepet buket,elime alacağım bir demet,bla bla diyeceğim..
Seni dize getiren ben,heybetini öveceğim.
İşe ilk burdan başlıyacağım ki,heybetini heybetimle dize getirmenin tadını çıkarayım..
Ve hiç aklıma takılmadan bu zaferi yaşıyayım ama seni yaşatarak gene aynı şekilde
arar gibi yaparak..