Kök Din, Tapınım ve İman Sorunsalı

Öncelikle ait olduğumuz toplumu ele alarak, girizgâhı -sağlam bir minvâlde ilerlemek üzere- yapalım. Din kavrayışının en temel kaidesi bir nevi genel anlamda ve toplumun bağlı olduğu din anlamında; "İman"dır. Toplumun ait olduğu iman esasları ise konumuzu aşmaktadır.
İman etimolojik olarak ele alındığında "Güvenmek" demektir. İnanmak da bunun hemen ardından gelmekteyse de, yanlış bir toplum algısı olan, yalnızca "inanmak" anlamına gelmez. "Güven ve inan" temelli bir kök, ancak iman denilen ağacın, filizlenmesini sağlayabilir diyebiliriz. Bu edebi cümle, bir misal teşkil etmesi açısından mühimdir.

Bilinen ( yaklaşık ) 16.000 yıldır çok tanrılı ve tek tanrılı inanış yeryüzünde incelenebilmektedir. Çok tanrılı ve tek tanrılı dinler kronolojisi bu bakımdan konumuzu ilgilendirse de bizi aşmaktadır. Öte yandan çok tanrılı dinlerin en temel başvuru kaynakları "Teogoni"ler olsa da tüm çok tanrılı dinlerin kapsamlı bir teogoni külliyatına erişmek kolay değildir. Öte yandan hem tek tanrılı hem çok tanrılı dinlerde "Teoloji" ya da diğer adıyla "İlâhiyat" ile ilgili kaynakların çokluğu ve ulaşılabilirliği malumdur.

Bilinen erken devirlerden beri kültlerin doğurduğu değişik süreçler vardır. Haiz olduğu işlevsellik bakımından bunlar; tapınım olabilir yahut inisiyasyon veya bir erginleşme süreci olabilir. Hepsinin birbirini tamamladığı durumlar varken, birbirleriyle doğrudan bağlantısı olmayan durumlar da karşımıza çıkmaktadır. Alâkalı olarak, hiyerofaniler ve epifaniler de incelenebilir. Doğrudan Tapınım olacağı gibi, kurban sunma işlemleri de bulunabilir. Kanlı ya da kansız kurban diye adlandırılan tutumlar, tanrı ya da tanrıların rızası için yahut dolaylı olarak tanrıların rızalarına ulaştıracak kişi ya da litürjisi olan mekan veya eşya için de yapılabilir. Amerika kıtasında yerli halkın totem inançlarını, Afrika ve değişik varyasyonlarla Orta Asya veya Doğu Avrupa'da da görmek mümkündür. Orta Asya halklarında bu totem kavramı, bir uygulayarak öğrenme inanışı olan Kam'lık inancında da girift bir şekilde karşımıza çıkar. İnisiyasyon süreçleri de bir düzenli evreler bütünüdür. İslâm dininde, tasavvuf öğretisine dahil olan bir çok tarikat anlayışında yapılan inziva uygulamasına benzeterek de tanımlamayı kolaylaştırabiliriz.

Bir diğer ele alınacak husus; bu kültlerin ve söylencelerin doğurduğu, mitoloji ve öte yandan daha kurallı Din algılarının ortak noktalarıdır. Tüm bu kavramların ortak noktalarından ve en güçlülerinden birisini ele alacağız. O ise Rıza 'dır. Din ve inanma; düzenli olsun, uygulayarak geliştirilenler olsun, ortak nokta Otoritenin/Otoritelerin ya da İlâh/İlâhenin rızasıdır. Böylece tüm mitosların ya da Dinlerin ortak bir kökene işaret ettiğini söylemek, büyük bir iddia ortaya atmış olmak olmaz.

Diğer ortak noktalardan birisini de kuralları belirgin ya da Semâvi dinler diye adlandırılan Din kavramalarında tespit edeceğiz. İslam'da 9. yy 'dan itibaren sıkça rastlanan Tasavvuf öğretisi, Gnostizm ana başlığında toplanır. Bu gnostik veriler Hristiyan ya da İsevi'ler arasında ise İsa'nın ölümünden hemen sonra başlar. Mısır emprizminden başlayarak Yunan mitolojisini de içine alan bu kavram Panteizim, Hulûl gibi kavramlarla iç içe geçmiştir. Luca ve Matthev'de de diğer iki yeni ahit yazarlarında da bu açıkça görülür. Tabi hepsinin aynı kıvamda olduğunu söylemek büyük bir iddia olur. Bu iç içe geçen Tüm Din, inanma ve kültler bütünü ortaya yeni anlayışlar koyar.

Tam da bu noktada İman temellerine iyi bakmak ve kafa yormak lâzımdır. İman edecek veya etmiş olan kişiler ve toplumlar, kaidelerin asıllarına vakıf olmadıkları için ortaya evrim geçirmiş yeni bir anlayış çıkmaktadır. Söylenceler, menkîbeler, bu kurallı Din anlayışlarının içerisine öyle yerleşmiştir ki, asıl kurallar bütününden bir parça aktarılsa bunu uydurma kabul eder hâle gelirler. Aslında ortaya çıkan yeni algılar da bir mitoloji oluşturabilen esnekliğe kavuşmuştur. Burada önemli olan, insanların inandıkları meselenin aslına ermeleridir. Sonuç olarak; Din, uyuşturucu etkisi yapan en büyük kavramdır. Aslolan bulunmazsa toplumlar uykuya ram olurlar.

19 Aralık 2015 4-5 dakika 5 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 8 yıl önce

    Gayet güzel eğitici bir yazı. İman yani doğrulamak bir tek Allah'ı ne güzel. Ve tabi dine sonradan sokulan hurafeler ve bidatlar. Uyanık Müslümanlar, okuyup da araştıran Müslümanlar gerçek dini buluyor bir çokları da aksine deli saçması hurafelere takılıp hem dünyasını hem de ahiretini perişan etme yoluna gidiyor. Bu güzel yazıya tebrik ve teşekkürler Musa Binol...

  • 8 yıl önce

    Değerli katkılarınıza ziyadesiyle teşekkür ederim Ahmet Bey, hürmetler.