Korkma Sarko Arkandayım

Hükumet yarın TBBM inde Libya konulu özel bir oturum yapacak(! ). Atı alan Bingazi'i geçt i,Trablus kkapılarını zorluyor! Bizde nutuk merakı pek bi gelişkin. Maşallah milli ve de çok dini görüşlü büyükler bu nutuk işini kimselere bırakmamakta kararlılar. Geç gelen adaletten şikayet, geç gelen otobüsten şikayete nasıl benzemezse, geç kalmış müdahale ile, zamansız yapılmış müdahale de aynıdır. Libya'ya neden on gün önce müdahale edilmemiş? Ya da neden tam muhaliflerin elindeki son yerleşim birimine de hakim olunacakken müdahale edilmiş? Bunlar önemli soru değil tabi. Tek önemli şey nutuktur. Pardon Atatürk 'ün Nutuk değil bu nutuk. Irak işgalinde de bol nutuk atıp zamansız ve yersiz konuşmalarla on yılı heba ettik. Sonrasında beş paralık ülke ordularının sembolik katılımı ile kazandığı prestije bakakaldık. Yanıbaşımızda kırmızı çizgimizdir dediğimiz şey göstere göstere oluştu. Iraklıların güney,bizim kuzey dediğimiz bölgede tosun gibi bir devlet var artık. Hem de alt ve üst yapısını bizim kendi ellerimizle yaptığımız. Amerika, Irak'ta battığı bataktan kurtulmanın ve dünyadaki bu yanlış ve kötü imajının silinmesiyle meşgul olduğu için bu kez Libya'yı işgal ve sömürme işindeki öncülüğü bay Sakozi'ye bıraktı. Neden 'mi ? Gayr-ı resmi söylemi ile "hep kötü adam ben olmayayım, az dinsin ortalık , zaten arkandayım " hesabı... Haçlı laflarına da pek aldanmayın; "bu bir haçlı seferidir" diyen Putin kardeş, kendisinin BM daimi üyesi ve veto sahibi olduğunu bilmiyor sanırım. Judocu ya, herşey tepetaklak onda. Nato'ya ne demeli? Orası bizim Türk politikası açısından tam bir rezalet ve sefalettir. Neden mi? Şu Nato genel sekreteri olan adam , karikatür krizinde ne kadar dik durdu hatırlayalım. Tüm tepkilere rağmen özür de dilemedi, yayın yasağı da koymadı. Peki noldu sonra? Türkiye'nin oluru ile genel sekreter oldu. Fransa'nın sapoş ve süfli lideri Sarko, Kaddafi' den yanahiç sorunu yokken kraldan çok soyundu birden.Obama amcası öyle emretti,kimseler duymadan. Obama amca,şimdi de yine Nato adı altında, totoşunun yemediği için giremediği yere Türk ordusuna amerikan askerini koruyucu kimliği ile girme emri veriyor nazikçe. Tekrar edecek olursak: İkinci Irak vakasıdır bu olay. Önde Sarko var ama arkadan dayanan Obama. Karadan girmeye cesaret edilmediği zamanda ise,adına Nato dedikleri oluşumun , aslında ABD' nin kontrolünde olan gücün , yıkılmış,yakılmış şehirlerde ve petrol noktalarında güvenliği sağlaması işinden başka şey değildir. Bir de işin kamuoyu ve psikolojik yanları varv: Adı Amerikan askerlerini koruyucu güç....Vay be! Ne büyük şeref be bizim adımıza! Yıllar önce de Kore de aynı şişirme sloganlar ile gençler ölmüştü. Irak'a isteseydik de sokmazlardı zaten...Afganistan'da ABD askerleri arada türk askeri forması giyerek görev yapıyor.Sanırım bu çok şey anlatır hepimize. Adı katliamı önlemek olan son rezaletin,asıl ad " ananı da avradını da petrolünü de ben sahiplenirim bundan böyle"dir. Kaddafi son gün ,son saatte kabul etmedi mi ateşkesi? Etti. Ettiği halde neden müdahale? Amaç bağcıyı dövmek.Dövün bakalım; dayak yiye yiye ,atmasını alışan çocuk gibi;zulme uğraya uğraya bu insanlar,bir gün zulme direnmeyi de zulmetmeyi de öğrenecek sayenizde. İsraille ilgili 50 ye yakın kınama,kararı var BM in ,hangisi uygulandı? Hiç. Her fırsatta sivilleri vurdu,bine , ev yıktı,neden katliama ve yıkıma dur diyen olmadı? O,bizden biri....O nu anladık ama, biz kimiz ve kimden yanayız sahii?.....
Libya,derken biraz tarih,biraz coğrafi ve biraz demografisine bakalım da az da olsa gençlere facebooktan ,msn den chatten öte kulaklarına olmasa da belki dimağlarına katkıda bulunalım...

Ülkenin asıl yerlileri Berberi kabilelerdir. Ancak Antik çağlardan bu yana bilinen tarihinde ülkeye
Fenikeliler, Kartacalılar, Büyük İskender'in orduları, Ptolemaus hanedanı ve Romalılar, Arap-İslam İmparatorlugu ile Osmanlılar hakim olmuşlardır. Trablus, esas olarak Kartaca'ya bağlı Fenikeli bir grup koloni idi. Üç büyük şehir (Yunanca Tri: üç, polis: şehir) Oea, Sabrata ve Leptis Magna, Fenikelilerce kurulmuştu. MÖ 7. yüzyılda burası, Roma'nın Kartaca devletine son verdiği Punik savaşlarından (Fenike savaşları/Pön savaşları) sonra diğer Kartaca toprakları gibi Romalılar'ın eline geçti. Doğu kıyılarındaki Sirenayka ise Roma İmparatorluğu hakimiyetinden önce kurulmuş Yunan kolonisiydi. Büyük İskender'in fethinden sonra Ptolemiler'e,ondan sonra da Romalılar'ın yönetimine geçti.

647 yılında ise Abdullah ibn el-Sa'ad komutasındaki Arap İslam orduları Libya'ya girerek Bizanslılar'ı mağlup etti. Trablus (Tripoli) ve Sirenayka Halifeye bağlanmakla birlikte Bizanslılar'a (İstanbul ve Şam) bağlı yöneticiler (exarch- egzark) bölgeyi yönetmeye devam ettiler. 1146'da Sicilyalı Normanlar Trablus'u istila etti. 14. ve 15. yüzyıllarda İslam egemenliğinden sonra, 16.yüzyılda tekrar Hıristiyan yönetimine geçti. 1553'te Hıristiyanlar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı Turgut Reis tarafından buradan çıkartıldı. Osmanlı Devleti'nin zayıflamasına parelel olarak Libya'daki yönetim de Dayı denilen ve görece bağımsız olan beylerin eline geçti. Dayılar birer devlet başkanı gibi başka devletlerle ikili antlaşmalar bile yapabiliyorlardı. 19. yüzyıl başlarında Libya'daki dayılar da Tunus ve Cezayir dayıları gibi Akdeniz de Amerika Birleşik Devletleri ile mücadele etmiştir. Osmanlılar 1835 yılında Libya'daki kontrolü yeniden sağlayarak burayı merkezi yönetime bağladılar.

Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıfladığı dönemde, 1911'de İtalyanlar bölgeyi işgal ettiler. Trablusgarp Savaşı akabinde yapılan Oshy (Oşi) anlaşması ile Libya'daki fiili Osmanlı hakimiyeti sona ermekle birlikte hukuken Osmanlıya bağlılığı benimsendi. Ülkeyi işgal eden İtalyanlara karşı Mustafa Kemal, Enver Paşa ve diğer kimi Osmanlı subaylarının örgütlediği milis kuvvetleri uzun zaman direnç gösterdi. Ancak her türlü üstünlüğe sahip olan İtalya ülkenin tamamını kontrol etmeyi başardı. Halkı baskı ve zulüm ile sindirdi. Adeta bütün Libya'yı köleleştirdi. Bu dönemde İtalyan sömürgeciliğine karşı Ömer Muhtar tarafından başlatılan direniş hareketi ise Ömer Muhtar'ın yakalanarak idam edilmesi sonucunda başarısızlığa uğradı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölge Fransa ve İngiltere'ye bırakıldı. Birleşmiş Milletler 1949'da Libya'nın bağımsız bir ülke olması gerektiği kararını aldı. Görüşmelerde Libya'yı, 1920'lerden beri İtalyanlar'la mücadele etmiş olan, sonrasında Mısır'a sürgüne giden Şeyh İdris temsil etti.


Ömer Muhtar1951'de Libya bağımsızlığını kazandı ve Birleşmiş Milletler aracılığıyla bağımsızlığa kavuşan ilk ülke oldu. İdris ülkenin kralı oldu. 1969'da, ordunun genç subaylarından Muammer Ebu Minyar Al-Kaddafi bir grup subayla birlikte Kral İdris'e karşı bir darbe yaptı. Monarşi sona erdirildi ve Libya Arap Cemahiriyesi kuruldu. Kaddafi, o tarihten sonra kendisinin "Üçüncü Evrensel Teori" dediği, Sosyalizm ve İslam karışımı bir politik rejimi izledi. 1990'lı yıllardan itabaren Lokerbie faciasını bahane eden Amerika'nın baskısı ile sağlanan uluslararası ambargo ile 1969'dan itibaren sürdürdüğü kalkınma hamlesine darbe vuruldu.

Demografi [değiştir]
Libya'daki etnik dağılımLibya çok büyük bir yüzölçümüne sahip olmasına rağmen nüfusun tamamına yakının kıyı bölgelerde yaşar. Örneğin; Trablus ve Sirenayka'da km²'ye düşen insan sayısı 50 iken ülkenin geri kalanında, km²'de 1 kişinin altına düşer. Ülkenin büyük ölçüde çöllerle kaplı olmasından dolayı, ülke yaşayanların %90'ı kıyı şehirlerinde yaşamaktadır. Ülkeyi kaplayan çöllerin büyüklüğünü, bütün ülkedeki alanda km² 'ye düşen insan sayısının 3,6'ya düşmesinden anlaşılabilinir. Tarımsal faaliyetlerin imkansız olduğu çöllerle kaplı Fizan'dan ziyade halk Trablus ve Sirenayka bölgelerinde yaşamaktadır.

Bütün nüfusun %90'ı, ülke topraklarının sadece %10'unda yaşamaktadır. Ülke toplam nüfusun un %88'i şehirde yaşamaktadır ve çoğunluğu üç büyük şehir olan Trablus, Bingazi ve El Bayda'da bulunmaktadır.[1] 6,5 milyon civarındaki Libya nüfusunun yaklaşık yarısı '15 yaşından' küçüktür. 1984 yılında dünya çapındaki en büyük nüfus artış hızına ulaşan Libya'da, yıllık doğum oranı %4 olarak tespit edilmişti. 1984;'de 3,6 milyon olan ülke nüfusu 1964'de 1,54 milyondu.[2]


El Beyda şehrinde 2009 yılında çekilmiş bir fotoğrafta Libyalı Arap gençler görülüyorLibya halkının etnik unsurlarını öncelikle; Araplaşmış Berberiler, Türkler, Saf Arap ve çöl kabilelerinden oluşan Bedeviler ile Tuaregler oluşturmaktadır.[3] Ayrıca az sayıda Sahara altı siyahlarından olan Sahiller ile Tobular da mevcuttur. Ayrıca ülke çok sayıda Orta Afrika'dan göçmen barındırmakta ve ayrıca çok sayıda Mısırlı göçmenler ülkede yaşamaktadır.[4] 2011'de tahminlere göre 60.000 Bangladeşli, 30.000 Çinli, 30.000 Filipinli Libya'da çalışmaktadır.[5] Libya'da yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı yaklaşık olarak 25.000'dir [6], fakat ataları Türk olanların sayısı 80.000'dir.[7]

Libya'nın resmi dili arapça olduğu gibi, halk arasından da %80'in üzerinde bir oranla Arapça, Arapça'nın Ağız ve Lehçeleri konuşulmaktadır. Ülkenin geriye kalanı olan %20'si ise Berberi Dili olan Tamazight dilini konuşmaktadır.[8] İngilizce ve İtalyanca büyük şehirlerde konuşulmaktaysa da, İtalyan esaretini yaşamış yaşlıların büyük çoğunluğu İtalyanca bilmektedir.

Lockerbie faciası [değiştir]Ana madde: Lockerbie faciası
Londra - New York seferini yapan Pan am 103 sefer sayılı Boeing 747 uçağı 21 Aralık 1988 tarihinde havada infilak etti ve İskoçya'nın Lockerbie kasabasına düştü. Uçak içindeki 259 kişi ve kasabadaki 11 kişiyle birlikte toplam 270 kişi hayatını kaybetti. Semtex adlı patlayıcıyı uçağa yerleştirenlerin Libya uyruklu olduğunun anlaşılmasından sonra, Libya'dan tazminat talep edildi. Libya her iki şüpheliyi de İskoçya'ya iade ederek kişi başı 10 milyon dolarla toplam 2.75 milyar dolar tazminat ödedi.

23 Mart 2011 9-10 dakika 38 denemesi var.
Yorumlar