Kovboy Öğretmen İstemiyoruz

Sevgili öğretmenim!
İlk günkü heyecanımı hatırlıyorum da hafiften tebessüm ediyorum. Öğretmen deyince nasıl da içim kıpır kıpır ediyordu. Bakışındaki sevgi bir kadife yumuşaklığındaydı. Kendimi bakışlarının rüzgarında gökyüzünde uçan bir güvercin gibi mutlu hissediyordum.
Ama ne oldu son zamanlarda bir türlü anlam veremiyorum. Öğretmenim okyanus yüreğiniz bir göle dönüşmüş gibiydi. Her şeye kızıyor ve sert davranıyordunuz. Belki yaşımızın ilerleyen döneminde bizlerde biraz o ilk günlerdeki masumluğumuzu kaybettik. Size karşı saygısız olacak davranışlarda bulunuyoruz.
Ancak biz daha öncede söylemiştim acemi duygu sürücüyüz. Genç olarak duygularımızı nasıl yönlendireceğimizi bilmiyoruz. Bunun için de bazen doğru bildiğimiz birçok yanlışı yapabiliyoruz.
Önceleri sizin hiç yanlış yapmayacağınızı düşünürdüm. Bundan dolayı gözümde hep bir melek gibiydiniz.
Ne olduysa geçen gün oldu. Sizin melek olmadığınızı anladım. Çünkü melekler kendilerini korumak için veya bir şey yaptırmak için zora başvurmazlardı. Sevgiyi ön planda tutarlardı.
Sevmesini bilmeyenlerin sevilmeyeceğini bilmenizi isterdim.
İşte o gün cebinizden not defterinizi çıkartıp bir silah gibi bize uzattınız. Derse çalışmayana sıfır vereceğinizi söyleyerek not kurşunlarına bizi hedef yaptınız. O gün kendimizi kovboyların karşısındaki Kızılderili gibi hissettik.
Sevgili öğretmenim!
Notunuz silahınız olmasın. Ne saygınlığınızı ne de sevginizi bir kalemden çıkacak not kurşunlarıyla sağlamaya çalışmayınız. Çünkü siz zatınız itibarıyla zaten saygınsınız. Ama bu tür yaklaşımlar bizleri sizden biraz uzaklaştırmaktadır. Bunun sonucunda da aramızdaki mesafe derslerinizin anlaşılması yönünde büyük bir engel oluşturmaktadır.
Köşeye sıkıştırılan kedi gibi sonunda notla sıkıştırıldığımız köşeden saldırgan bir psikolojiyle size yönelmeye başlıyoruz. Bu saldırganlık belki kaba kuvvet anlamında değilse de, sert söz oklarıyla olmaktadır.
Sizin not kurşunlarınıza karşı, sert söz oklarını kullanmak zorunda kalıyoruz. Lütfen bu tür yaklaşımlarla size olan saygınlığımıza zarar vermeyin.
Geçen gün bunun en çarpıcı örneğini yaşadık. Bir öğretmenimiz arkadaşımın içinde bulunduğu psikolojiyi hiç dikkate almadan yapmadığı ödevden dolayı not kurşunlarıyla vurmaya başladı.
Arkadaş iyice dolmuştu. O gece evde aile içi büyük bir tartışma yaşandığı için dersine hazırlanamamıştı.
Kovboy öğretmenlerimiz iyi nişancılar. Aldıkları hedefleri hiç şaşırmadan vurmaktadırlar. Arkadaşımıza sıkılan not kurşunları da hedefini bulmuştu. Ama bu sefer kurşunlar bumerang gibi kendisine söz okları olarak geri dönmüştü.
?Ver istersen on tane daha sıfır ver. Siz zaten ne insan, ne genç ne aile psikolojisinden anlarsınız. Bizi kendisine bilgi yüklenen mekanik bir kutu zannediyorsunuz. Ama biz insanız. Duygularıyla, acılarıyla, sorunlarıyla, ailesiyle bir insanız.?
Bu sözlerden sonra kendisine hakim olamadı kapıyı çarpıp sınıftan çıktı.
Öğretmenimiz arkadaşımız çıktıktan sonra onun ardından baktı. İlk şaşkınlığı geçtikten sonra hala dumanları tüten silahını cebine koydu. Masasına oturdu. Başını elleri arasına alarak bir müddet düşündü.
Sınıfa bakarak ilk önce sınıftaki öğrencilerden özür diledi. Bize de özür dilemenin bir erdem olduğunu bizzat öğretti. Sonra da arkadaşımızın arkasından giderek onu sakinleştirdi. Yaptığı yanlıştan dolayı üzüntü duyduğunuz ifade ederek bir daha not defterini silah olarak kullanmayacağını belirti.
Acaba not defterinin silah olarak kullanılmaması gerektiğini öğrenmek için illa da bir kalp mi kırmak gerekir öğretmenim?

13 Ekim 2009 3-4 dakika 59 denemesi var.
Yorumlar