Kritik Muhabbet Bende Şiir

Yazı yazmak nefes almak gibi.
Her nefeste ölüme koyduğun tavrı kaleminle hayata karşı uygularsın.



''Tıpkı bir resim gibi hayat. Hani bir-iki çizgi, ufuğu imler, ya da gökyüzünü veya denizi, dağı... Ve bütün bunlar yalnızca bir-iki fırça darbesiyle yapılır ya.Şiirler de kısmen böyle bir resim gibi, kelimeleriyle ısrarcı. Her biri, kendi perdesinin arkasında görünmeyene dikkat çeker.''
Örneğin paylaştığım şiirlerimden
'Kısrak Kadın '
'Kadın Süslü Bilmece',
'Yüreğimdeki İbreler''...bunlara birer örnektir.


Öyle şiirler yazayım ki, öyle üslup kullanayım ki, hem ben , hem de yıllar sonra okuyan zevkle okusun ve yazdıklarım ,sadece bana değil benden sonraki nesillere bile faydalı olsun.Bu düşünce ile kendime şiirler yazmaya başladım.Yazdığım her şiirden , her satırdan büyük zevk aldım.Nasıl zevk almayayım ki, yazdıklarımı insanlar okuyacak ve faydalanacaklar bundan en çok ben mutlu olacağım.Bizler sadece okuyucularımıza yol gösterebiliriz.Okuyan, üzerine düşünen faydalanır.Okumayan , önemsemeyen ve ciddiye almayan insan faydalanamaz!



''Keşke hayatı yönlendiren kendimiz, perdenin arkasına geçip gerçeklerimizi haykırabilsek'.Ayrıca kalem elimdeyken bir şeyler fısıldanıyor yüreğime ve bende ister istemez okuyucuma aktarıyorum. Ama, benim gibi kendisine eziyet etmeyi sevenler için, bu çok özel ve güzel bir duygu.Kapılar açılıyor böylece gizemli hayatlara.''


Bir şair, hayatınızda görmediğiniz bir şehri,bir duyguyu.. şiir renginde çeşitli yönleriyle kendince yorum katarak anlatır. O anlatırken sizin zihninizde çeşitli görüntüler oluşur. Bu görüntüleri anlatılan şey olarak görürsünüz ve o görüntüler hafızanıza kaydolur.Bir gün o şehri, o duyguyu kendiniz gördüğünüzde birçok şeyin hiç de anlatıldığı gibi olmadığına ve zihninizde kaydettiğiniz görüntülerden de çok farklı olduğuna şâhit olursunuz. O şehirden duygudan öyle farklı ve tarifsiz etkileşimler edinirsiniz ki en uygun kelimelerin bile onları aktaramayacağını yaşayarak görürsünüz.


Güzellikler kayboldukça nostalji/hasret ağır basıyor. Kaybettiğimiz güzellikleri hatıratımızda arıyoruz. ''Mevlana'nın kamışlıktan koparılmış olan neyin avazını hikaye ettiği gibi biz de güzellikleri kaybettikçe hayalinde veya mazisinde yaşıyoruz. Buradan da kıymet bilmenin önemini kavrıyoruz.''


''Bu olağanüstü çekici hikayeleri oluşturmak için o insan nasıl bir acı çekiyor, neler yaşıyor? Benim kafamdaki soru bu. Cevabını yazdıkça buluyorum. Asalında Cevabını bilmemiz de gerekmiyor. Önemli olan, o kahramanın beni cezbetmiş olması.Kendimi yeterince tanıyorsam,kişisel tarihimin ne olduğunu şiirlerimle aktaarmalıyım. Ama, bunları alıp bunlardan bir şeyler yaratmıyorum. Bildiğim ve gördüğüm bazı şeylerle karıştırıyorum. Kendime ne ölçüde acı çektirdiğimi bilmiyorum. Ama şu kadarını söyleyebilirim: Şimdilerde, bugüne kadar hiç olmadığım kadar mutluyum. Ve sanırım hayatımda ilk kez kendimi bu kadar özgür hissediyorum. Hiç kimseye hiçbir şey kanıtlamak zorunda olmayan. Daha önceleri müsaade etmeyeceğim bazı şeylerin, mizaca dair ortaya çıktığını görüyorum.''


'Ortadaki maymun hep aynı şarkıyı söylüyor, kurtulmak istiyorum...'


'' Fazlasıyla gerçek mi? Hayır, gerçeküstü. Ve işte bu mekânda... 'Ortadaki maymun'un mânâsı şu: Hayatımda biri var, duymak istemediğim şeyleri bana tekrar tekrar söyleyen. Onun söylediği şeylerden kendimi kurtarmak istiyorum, çünkü beni anlamadığı duygusunu taşıyorum.''



''İyi niyetli uyarılar her zaman işe yaramıştır.Bazı meselelerde hiç dikkatli değilim, çok tedbirsiz davranırım. Kafamın dikine giderim.Ve evet, o tavsiyeler, nasihatler dikkate değer şeyler. Şiirlerimdeki karakterlerin her biri gerçek hayatımdan insanlardır.Dolayısıyla kim olduklarını, nasıl birileri olduklarını anlatmak istemem.''


''Veya çok karanlık bir sır...Evet, karanlık. Ama büyük ihtimalle her kadının sırrından farklı da değildir bunlar.Gizlenmesi gereken, keşfedilmesi gereken, pek söylenmeyen, pek anlaşılamayan ve bir peçenin ardından göz atılan bir şeyin hep varolduğuna ilişkin düşünceler.Birçoğuna tanık olduğunuza eminim. Bazen karanlıktır, bazen şiddet doludur, bazen de fazla erken öğrenilmiş şeylerdir.''


Gördüğünüz gibi, savrulup giden sonbahar yaprakları gibi bir konunun bir ucundan girdim, birkaç yönüne dokundum ve biryerlerinde duruverdim. Bunlar arasında birkaçını düşündürmek, o düşüncelerle zenginleştirmek yönü oluştu ise, ne mutlu bana.Bırakıyorum akışına, yakında o doğal, bir olasılıkla süslemesiz yazılarla buluşur yargılarınıza değil gönüllerinize de uzanırım, kimbilir. Dedim ya, olmak bir yana, ister istemez iyi algılanmak çabasında olmak diğer yana.


Sevgiyi nakış nakış işlemek için sabrı demleyin içinizde ve geç olmadan hadi sizde bir kağıt kalem alın ve duygularınızı aktarın.Saygılar İzmir'den..

Not :Tırnak içindeki yazdıklarım alıntıdr çok beğendiğim bir şahsiyetin söylediği sözler bunlar.. bundan dolayı paylaşmak istedim..

Roll, sayı 33, Temmuz 1999
Çeviren: Yücel Göktürk

12 Kasım 2013 4-5 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (3)
  • 10 yıl önce

    Güzel bir yazı okudum akıcı romansı ve kolay okunur! "Kadın süslü bulmaca " Eline, emeğine sağlık! 😙👍

  • Sevgiyi nakış nakış işleyen kaleme hükmeden şaire ne demeli ki ! hayatın içinden bir kaç anekdotla anlatmış beyaz sayfalarla dertleşirken teşekkürler yüreğinde şiir sevdasıyla büyüyen kaleme 😙🤐👍👍

  • 10 yıl önce

    Teşekkür ederim Zaman ayırıp okumaya deger gördüğünüz ve yorumlarınızla da ayrıca mutlu ettiniz değerli dostlarım..