Krizantemleri Aldatmak

Şu insanoğlunun aldatmadığı bir çiçekler kalmıştı. Sonunda onları da aldattılar.

Krizantemleri (kasımpatı) bilirsiniz. M.Ö. 15.yüzyıl kadar erken bir tarihte dahi Çin'de krizantem bir çiçekli bitki olarak ekilmekteydi. Antik bir Çin kenti Chu-Hsien olarak adlandırılmıştı, bunun anlamı "kasımpatı kenti"dir. Çiçek Japonya'ya büyük ihtimalle M.S. 8. yüzyıl dolaylarında getirildi. İmparator çiçeği resmi mührü olarak kabul etti. Japonyada çiçeğin kutlandığı ve "Mutluluk Festivali" olarak anılan bir festival bulunmaktadır.

Çiçek Batı'ya 17. yüzyılda getirilmiştir. Carolus Linnaeus tarafından adlandırılan çiçeğin isminin kökeni, Yunanca chrys- ("altın") eki ve -anthemon ("çiçek") sözcüğüdür.İsimlerinin Fransızca (Crisan t'aime) cümlesinden geldiğine dair diğer bir hikaye ise şöyledir. Crisan adlı genç bir köylü, toprak ağası pozisyonunda zengin bir adamın kızına deli gibi aşık olur. Kız da buna aşıktır, fakat babası vermez tabi ki, çocuğun bir daha eve girmesini de yasaklar. Sonraki günlerde Crisan kızı görmek için çeşit, çeşit yol dener. Fakat kıza ulaşamaz. Kız da Crisan'ın eve gelemeyişinin nedenini bilmediğinden, onu unuttuğunu sanıp çok üzülür, yataklara düşer. Böyle olunca hizmetçisi Crisan'ı bulur, durumu anlatır. Onu eve sokamayacağını, fakat mesajlarını götüreceğini söyler. Fakir ve romantik Crisan da sevgilisi için her gün ormandan çiçek toplar, kasımpatıdır topladığı çiçekler ve bunlara bir not iliştirir: Crisan t'aime. Anlamı; Crisan seni seviyor.

Avrupa'daki bazı ülkelerde, krizantemler ölümü sembolize etmekte ve bu nedenle sadece cenaze törenlerinde ve mezarlara koymak için kullanılmakta. ABD'de çiçek genellikle olumlu ve neşeli görülür.

Modern kasımpatılar yabani akrabalarından çok daha göz alıcı. Çiçekler birçok farklı form ve renkte olabilir. Ayrıca bu cins geliştirilmiş birçok hibrit ve binlerce çeşit barındırır. Geleneksel sarı rengin yanı sıra, beyaz, mor ve kırmızı renkleri de görmek mümkündür.

Benim içinse kasımpatılar çocukluğumdaki 10 kasım törenlerini sembolize ederler , o zamanlar çiçeklere ulaşmak bu kadar kolay değildi. Özellikle sonbahar ve kış mevsimizde çiçek çeşitleri oldukça sınırlı olduğundan ve genellikle sadece evlerin bahçelerinde yetiştirildiğinden, Atatürk'ümüzü anma törenlerinde büstünün önünde sadece sarı kasımpatılar olurdu. Bahçelerinden sarı kasımpatıları toplayan çocuklar kucak, kucak getirdikleri çiçekleri büstün önüne gelişigüzel yığarlar, hizmetliler onları bir düzene sokarlardı. Ben se bahçeli bir evde oturmadığımız dolayısıyla kasımpatı getiremediğim için onlara çok özenirdim. Sonbaharın ve ölümün hüznünü taşıyan güzel çiçeklerdi kasımpatılar.

Günümüzdeyse profesyonel anlamda çiçekçilik artık o kadar ilerledi ki, İzmir'in yakınındaki bir Alevi Türkmen Köyü olan Bademler'de çiçekçilikle uğraşan köylüler her mevsim renk, renk ve çeşit, çeşit kasımpatılar yetiştirebiliyorlar.

Yazın çiçek seralarının üzerini koyu renkli örtülerle kapayarak, serin ve loş bir ortam yaratıyorlar ve kasımpatıların açmasını sağlıyorlarmış.

Ayrıca, Bademler Köyü'nün çok önemli diğer bazı özellikleri de var. Örneğin, halkı çok aydın ve kültürlü bir köy. İlk köy tiyatrosu burada kurulmuş. Halen oyuncuları köylüler olan tiyatrolarında çeşitli oyunlar oynuyorlar.

Bir de 1964 yılında Necati Cumalı'nın eserinden uyarlanarak, yönetmen Metin Erksan tarafından çekilen başrollerinden Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan ve Erol Taş'ın oynadıkları Berlin Film Festivalinde ilk Altın Ayıyı alan Türk filmi olan "Susuz Yaz" bu köyde çekilmiş.

Yolunuz İzmir'e düşerse Türkiye'nin saıyangoz logolu ilk Yavaş Şehri(Cittaslow )
Seferihisar'a da yakın olan bu Köyümüzü görmenizi öneririm.

Hoşçakalın.

17 Mayıs 2011 3-4 dakika 138 denemesi var.
Yorumlar