Kulak ve Dil

Konuşmak susmanın korkusudur
Ya sus git, ya konuş gel, ortada kalma
Yalan korkaklığın tortusudur
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma...ÖZDEMİR ASAF

Susmak yada konuşmak...Çoğu zaman her ikisini de hakkıyla beceremediğimiz kavramlar.O an konuşmalı mı, yoksa susup dinlemeli mi insan?

Yaşadığım ve geride bıraktığım zaman, bana dinlemenin,konuşmaktan çok daha zor olduğunu öğretti. Önyargısız ve anlayarak, en azından anlamaya çalışarak dinlemek, incitmeden, kırmadan konuşmak, söz söylemek...

Konuşurken de, dinlerken de,doğru olandan çok, hislerimizle ve işimize geldiği gibi davranıyoruz galiba çoğu zaman.Ve bu ister istemez fiillerimize de yansıyor.Bunun sonucunda kırdığımız kalpler, yada kendi kırgınlıklarımız...

Bu tamamen karşı tarafı istediğimiz gibi görmek ve bizi bizim istediğimiz gibi görmelerini beklemekten kaynaklanıyor.Bu yüzden hakkımızda yapılan eleştiriye cevap verirken de, bir başkasını eleştirirken de kantarın topuzunu dengelemekte zorlanıyoruz...

Söylenenleri açık yüreklilikle dinleyip cevap verebilmek, söz söylerken de aynı açık yürekliliği gösterebilmek biraz erdem istiyor galiba.Zira her ikisini yaparken de, egosundan, kaprislerinden, beğenilmeme korkusundan ve riyadan sıyrılması gerekiyor insanın.Buna kısaca ?samimiyet? diyoruz...

Samimiyetin ve samimi olmanın en büyük ve ulaşılması en zor erdemlerden biri olduğunu düşünüyorum.Kendi benliğinde, yüreğinde yankılanmayan, gerçekten hissedilmeden, inanılmadan sarf edilen hiçbir söz ve davranış, başka kulaklarda, gözlerde ve gönüllerde karşılık bulamaz.Bulsa da suni ve nakıs olur...

Karşımızdakini kırmamak adına, her söylediğini kabullenmek, onaylamak, doğru demek, acaba ona yapılan bir iyilik midir yoksa kötülük mü?Yada bizi seven birinin hatalarımızı, yanlışlarımızı bize hatırlatması, yol göstermesi bizim yaramıza mı olur, zararımıza mı?

Hatalarımız, yanlışlarımız ve yanılgılarımız boynumuzda bizi ısırmaya çalışan bir akrep gibidir.Birisi bu akrebi görüp, bizi korumak maksadıyla ona vurup düşürdüğünde, yapmamız gereken kızmak değil, teşekkür etmektir.O kişi akrebi düşürmek maksadıyla vururken, kazayla biraz canımızı da yaksa akrebi tamamen unutup, bana vurdun, canımı yaktın demek biraz vicdansızlık olsa gerek...

Dinlemek,konuşmaktan daha büyük bir sanat ister.Zaten bunca anlamsız kavgaların, ayrılıkların, kırgınlıkların ve düşmanlıkların sebebi, dinlemeyi bilmememiz, hep konuşmayı ve hiç dinlemeden sadece bizi dinlemelerini istememiz değil midir?

Neden iki tane kulağımız, bir tane ağzımız olduğunu hiç düşündünüz mü?...

27 Temmuz 2009 2-3 dakika 9 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 14 yıl önce

    çok güzel bir yazı. kaleminize kuvvet. ve bence hayır bu olmaz diyememek de bir hastalıktır sevdıklerımıze

  • 14 yıl önce

    süper ders çıkan bir konu olmuş dinlerken algılamak, algılarken doğru düşünerek konuşmak gerekiyor.

    konuşmalar nereye gideceğine dikkat etmek dönüşü güzel olması adına samimi konuşmalıyız.

    kalemine sağlık.👍👍👍

  • 14 yıl önce

    ''SÖZ GÜMÜŞ İSE SUKUT ALTINDIR''ATASÖZÜMÜZÜ HATIRLATTI YAZINIZ.. TEBRİKLER...