Kuşku Tohumu

Yılların verdiği bir ölgünlük vardı bugün gözlerinde. Soğuk ve hırpalanmış düşünceler, etrafını görmez gözlerle sarmış şaşkındı kadın kanepede otururken. Evet, yine yalnızdı, aylardır dünyası bir başka iki kişilikti. Oysa evli mutlu olması gerekmiyor muydu? Farkında mıydı ki eli ayak çekilmiş dünya halinden. Son zamanlarda bunu sık sık elinde olmadan, üzülerek yapmaktaydı. Onsuzluk anları depreşip hayal görmesine sebep oluyordu. Mavili, lacivertli anlardı onlar hayal edip düşlediği ne yazık ki... İstemez miydi o da çocuklar gibi yerinde duramadığı gök kuşağı renginde umutlarını. Çoğu gece soğuk yatağında korkunç kâbusları gören sersemlenip uyandığında, onu yanında uyuduğu halde yaşamaktaydı. Her gece sancılı kurgularıyla baş etmesi yürek acısıydı...

Her günün bir sonrasında huzuru bulma ümidiyle hasarı derinden bırakırdı yüreğine... Olsun derdi her gece kaybedeceğini bile bile yaşamı sürdürmeliydi. Yüreği daha ne kadar dayanabilirdi. Kavuran yalnızca yollara sığmayan özlemiydi aşka.

Emindi aslında ama yinede söylenip duruyordu içinle. Sevdiği riya bilmez, yalan bilmez, onu aldatmaz...
Bir geçim sıkıntısı almış gidiyordu düşünceli adamın... Yorgundu düşünceleri, hissizdi duyguları, yüzünde buruk bir mutlulukla gülümsemeye başladı kadın.

Tam tamına 14 yıllık evlilikleri olmuştu sıkıntı içinde. O eski yaşamışlıkları bir an düşündüğünde içi burkuldu, nefesi kesildi derince bir nefes aldı, fakat veremedi sanki tıkanmıştı. Geri almak istercesine bu açmazı, biran önce sonlandırmalı diye düşünüyordu defalarca. ne yazık ki olmuyordu, olamıyordu,içine ata ata bu günlere geldiler işte.

En son kavgaları nedensiz, sebepsiz olmuştu. Yüzünde mahcup bakışları örtmeye yetmiyordu, yetemiyordu. Belki de çok bu yönünü, farkında lığını seviyordu. Olayları uzatmazdı ama gönlünü de almazdı ,alamazdı.Aradaki engellerin neler olduğunu düşünüp dururdu.Kavgaları ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar ufacık olduğundan ne olursa olsun onu kaybetmediğini hissediyordu,emindi...

Yavaşça beyni uğuldamaya başlamıştı. Ne zaman böyle derin düşüncelere dalsa başı müthiş ağrırdı. Gözler kararır, midesine kramplar girerdi. Huzuru aslında iki yavrusunu düşündüğünde buluyordu. Onlar onun her şeyleri, vazgeçilmezleriydi. O yüzden her kavganın ardından avuçlarının içine özlemlerini, gözlerine de düşlerin ve hüzünlerini sıkı sıkıya kenetliyor kaçmasınlar diye de dua ediyordu, etmeliydi de...

22 Şubat 2012 2-3 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 12 yıl önce

    çok harika bir yaşamın izleri en önemlisi hayatim gülümsyen tarafı umutlu mutlu dizelerdi** yüreğine sağlık 😭😊😊👧👧

  • Şu an kim bilir bu yazdıklarınızı bir gerçek olduğunu kendilerinden bir kesit olduğunu bilebilir ki kaç sevda hamalı yürekler sürğünleri yaşıyor bir muammanın içinde hepsi yaşanmışlık buram buram yalnızlık ve özlem kokan bir evlilik düşlediği gerçeğini kendinden bile saklar oluyor... Kutlarım harika bir deneme okudu gözlerim..başarılarınızın devamını dilerim..👍👍

  • 12 yıl önce

    👍😙Ve biz kadınlar çilekeş bir dünyaya baş kaldıramıycak kadar korkak olmamalıyız👧baş kaldıralım bazı zorluklara derim...Kutluyorum ve bu hikayenin devamı var gibime geliyor 😙👍