Kuşlar da Gitti
Her yaz gitmeye başladım köyümüze.Çocukluktan kalan anılar ne kadar güzelmiş meğer.Tarlaları,bahçeleri dolaşırım günler boyunca.
En çok meyve ağaçlarına takılırım nedense.En son geçen yaz gittiğimde Ca karının kiraz ağaçlarına bakmaya gittim .Kadının adı böyleydi.Neyin kısaltılmışı idi onu bilemiyorum.Çocukluğumda onun kiraz ve elma ağaçlarıyla ilgili oyunlar oynardık.O ağaçlardan
hiçbir zaman elma ve kiraz yiyememiştik çünkü.Ağaçların gövdesinin bitip , dallarının başladığı yerde öbek öbek konulmuş dikenli dallar konulurdu kimse çıkıp ta yemesin diye.Uzaktan uzağa da kontrol eder, yanına çocuklar yaklaştığı zaman elinde sopa ile koştururdu.Bizde kaçardık çil yavrusu gibi.Çocuk oyunları
için kaçma ,kovalama en önemli unsurdu o yıllarda.
Kendi aramızda oynarken de aramızdan biri onun yerini alır,sopalardan ağaçlar yapılır,diğerleri bu oyun ağaçlarına yaklaşınca kovalamaca başlardı.
Baktım , ağaçlarda artık diken yoktu.İstanbul göçü nedeniyle köyde yaşayan da kalmamıştı zaten.
Tekrar çocukluğumu anımsadım.Büyükler ağaçları toplarken bir şey çok dikkatimi çekerdi. Meyvelerin tamamını toplamazlardı , özellikle en tepedekileri.Yetişemediklerinden sanırdım hep.Değilmiş.Kuşların hakkını bırakırlarmış ağaçta.
Kiraz ağacının alt dallarına uzanıp, birkaç kiraz attım ağzıma.
Bütün dallar kiraz doluydu , tepeleri de dahil.
Köyde kiraz yiyecek çocuk kalmamıştı , bunu biliyordum zaten.
Peki tepelerde niye hala çok kiraz vardı ki?
Sanırım kuşlar da gitmişti.