Mahşer Yeri

İnsanlar birbirine neden düşer, neden düşman olur, neden yok etmeye çalışır?

Nimet için mi?

Nimetin içinde kötülük mü gizli de, tükettiklerimizle mi içimizde kötülükler yeşeriyor?

Öyleyse bundan kurtulmak için hepsi haram olmalı, yasaklı olmalı.

Ey bizi çeşit çeşit nimetlerinle ödüllendiren Tanrım. Şükürler olsun, demeyelim mi?

Başka…

İnsanlar birbirine neden düşüyor, neden yok ediyor?

Mülk için mi?

Mülk edindikçe zehirliyor muyuz kendimizi kötülüklerle, mülkten kötülük mü geçiyor içimize?

Hani mülk Tanrı’nındı? Kötülük mü gizlemiş onun da içine?

Sahi…İnsanlar birbirine neden düşer, yok eder?

İnanç için mi?

Hani birbirinin tamamlayıcısıydı? Tamamlayanın altı boş olursa ayakta duramaz çöker. Temel olmadan kat olmaz ki. Temel çürümüş ise kat ayakta durmaz, çöker. Hele ki düşman bellenirse tamamlananlar, o zaman bütünlenecek olan bir şeyden de bahsedemeyiz.

Aklım ermedi vallahi bilemiyorum, şaştım kaldım.

Anne bana bir masal anlat. İçinde ecinniler olmasın. Devler olmasın. Kaf Dağı olmasın. Periler olmasın.

Sadece insan olsun!

Anne bana bir öykü anlat. İçinde kötülük olmasın. Yalan olmasın. Çocukların ölümü olmasın.

Tüm çocuklar sadece oyun oynasın!

Hadi anlat!...

Adem’ e sofilik ve ekincilik. Şit’e hallaçcılığı, Nuh’a marangozluğu, Hud’a tüccarlığı, Musa’ya çobanlığı, Davut’a madenciliği, Ermiya’ya cerrahlığı, Süleyman’a emir vermeyi, Danyal’a remilciliği öğreten Tanrım. Bizim geçimimizi kolaylaştırmak için yarattıklarından meslekler çıkarttın ve elçilerinle bize ulaştırdın. Aslında en keskin, en geçerli elçi akıldı. Bununla tüm bireylere ulaştın.

Şükrediyoruz!

Bizi insan kıldın ama öyle bir hale geldik ki kim olduğumuzu biliyor ama ne olduğumuzu bilmiyoruz.

Oyun dedik, oyalanma dedik, zaman nasıl olsa öyle ya da böyle geçer dedik. Ama zamanın içine gizlenmiş kötülükler bir türlü geçmek bilmedi, bilmiyor.

Bir çocuk görüyorum önüm arkam sağım solum sobe diye başlıyor. Zamanın içinde gizlenmiş tüm kötülükleri sobelemek istiyor. Ama ebe hep sürekli yine kendisi oluyor… Sonra canı yanıyor, bedeni yanıyor, ruhu yanıyor.

Oynamak istemiyor, oyun dışı kalmak istiyor. Sonra Tanrı’ya sesleniyor. “Elma dersem çık armut dersem çıkma.”

Canı yandıkça avaz avaz bağırıyor. “Elma! Elma! Elma.”

Ve kimse çıkmıyor ve çocuk ölüyor ve kadınlar ölüyor.

İbadetlerini yapıp cenaze töreninde buluşuyorlar.

Ben bir Sabiiyim… Sabii dinindenim.

Abdestimi aldım ellerimi ve yüzümü yıkadım. Kollarımı ve ayaklarımı yıkadım. Başımı ıslattım. Taharetlendim ve asla cünüp dolaşmadım.

Gündüz üç, gece iki kez kıblem olan kuzeye döndüm. Işığın Tanrı’sı için namaz kıldım, her namaz için ayrı ayrı abdest aldım. Orucumu tuttum, haccımı yaptım ve kurbanımı kestim.

İnsanların evlenme ve ölüm merasimlerine katıldım.

Ölüm, yok olmak değildir hiçliğe ulaşmak içindir. Ruh, bu alemden çıkar nurlar alemine geçer. Ölünce ruhumuzu iki melek karşılar. Bunlar amel melekleridir. Ruh temiz ise nimetler içinde kalır. Ruh kötü ise azap görür. Bu azap sayesinde ruh kötülüklerden arınır

Yahudiliğin amentüsü.

On üç emunot.

“Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’ın yarattıkları onun eseridir. O yaratır ve yaratacaktır.

Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız tektir, ondan başkası yoktur O bizim Tanrımız olmuş ve olacaktır.

Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız bir beden değildir ve bedene benzerliği yoktur, hiçbir şekilde betimlenemez.

Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız ezeli ve ebedidir. Onun dışında başka İlah yoktur.

Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız’a sadece ona dua etmeli başkasına etmemeliyiz.

Bütün imanımızla inanırız ki peygamberlerin bütün sözleri doğrudur. Tanrı tarafından kabul edilmiştir.

Bütün imanımızla inanırız ki rahmetle andığımız Musa hakikatlerin peygamberi ve peygamberlerin en büyüğüdür.

Bütün imanımızla inanırız ki ezelden ebedi elimizde olan Tevrat, Sina Dağı’nda rahmetle andığımız Musa’ya verilenin aynısıdır.”

Düzlüklerin üzerindeki yükselti. Yükselti yükseklik demek. Tepeden bakma demek. Ulaşılmaz olmanın ihtişam özlemi demek. Dağlara ne kadar çok kutsallık yüklenmiş.

“Bütün imanımızla inanırız ki elimizde olan Tevrat değiştirilmemiştir ve asla değiştirilemez.

Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir. Kutsal kitapta yazdığı üzere “ Her birinin yüreğini yaratan, bütün onların işlerini anlayan O’dur.”

Bütün imanımızla inanırız ki Davut soyundan Mesih gelecektir. Gecikmesine rağmen geleceği günü bekleriz.

Bütün imanımızla inanırız ki adı kutsal olan Yaradanımız, emirlerini yerine getirenleri ödüllendirir, tövbe etmezlerse cezalandırır.

Bütün imanımızla inanırız ki ruhumuz ölümsüzdür ve kutsal yaratımcımızın dilediği zaman ölüler hayata kavuşacaktır.”

Hey çocuk!

Suyu ılıştır ve içine kokulu yapraklardan at… ölüye gusül abdesti aldırıp kefenleyeceğiz. Genel inancımızın önceliklerini uyguladıktan sonra kendi organizasyonumuzun, örgütsel yapımızın kurallarını da uygulayacağız. Cemaatimizin tarikatımızın gereği budur. Bu Tanrı’nın bizim için lütfettiği kurallarımızdır. Bize özeldir.

Hazırla, daha fazla beklemesi kabul edilemez, bekletilemez. Ne kadar erken o kadar iyi ve elzemdir.

Onun ruhu bedeninden ayrıldı. Ruh gitti…kurtuldu. Beden de gitmeli, hem de en kısa sürede gitmeli. Hazırla onu…çabuk.

O, saharit namazını (sabah) terk etmemişti hiç. Uykusuna yenik düşmedi.

Ölümle birlikte yaşam sona ermedi, başka bir dünyaya geçti yani Olam Haba’ya. Orada ruhlar, yargılanmak için üzere yeniden bedenlenecekler.

Ailesine söyle, onlar yalnızca Rablerine yönelsin, acıları azalsın. Yükleri hafiflesin…

Sakın onlara vakti gelmeden baş sağlığı dileme.

Musaf namazını kılan bu mevtayı öğlen namazını müteakip defnedin…böylesi daha hayırlıdır.

Tanrı iyilik istiyor ve biz iyi olacağız.

Öyle mi?...

İnsanları diğer yarattıklarına üstün kılan tanrım.

Beni falan yerde filan kişinin filanca tür köpeği olarak yarat.

En azından gökten ölüm yağmaz üzerime. Çocukken sahipliğini verdiğin, emanet ettiğin ebeveynlerimin fakir bir yaşamın, parçalanmış cesetlerini görmemiş olurum.

Karnım doyar, rengarenk giysiler giydirirler, şampuanla yıkayıp losyonlar sürerler, tüylerimi tararlar. En sevdiğim yiyeceklerin yanı sıra çerezler, krakerler koyarlar önüme. En sevimli hallerimle kuyruk sallarsam kucaklarına alıp öperler bile beni.

Yalvarıyorum Tanrım! Beni insanlar için değerli bir köpek olarak yarat. Ya da kedi…artık insan olmaya dayanmıyorum.

Aramice, seslenin hebra kaddişe ilgilensin…yatağından alın, soyun, yıkayın, kefenleyin…bunu ölü evinde yapın ya da ölü yıkama yerinde yapın. Bu görev, eylemi gerçekleştiren için bir şereftir, onurdur.

“ Çünkü o günde sizi temiz kılmak üzere sizin için kefaret edilecektir. Rabbin önünde bütün suçlarınızdan temizlenmiş olacaksınız.” levililer 16/30

Bu duayı unutmayın…

Seni tarikatımızın içinde büyüttük.

Dök suyunu dök! Sen ehil olana kadar su dökücüsün.

“Gufraneke ya Rab. Artık senin af ve mağfiretinle baş başa, sen onu bağışla ey rahman olan Allah.”

Son suyunu ılık dök. Pamuk kullanma havlu ile kurula, saçlarını tarama, kıllarını kesme. Dünyaya gelişindeki gibi kundakla, gösterişsiz pamuklu kefen bezi ile sar. Artık koku sürebilirsin…

Haydi insanlığın cenaze namazına!.. Güle oynaya.

Aynaları kapatıp perdeleri sıkıca örttünüz mü. Ağlamayın…Sessizce cenazenin toprakla buluşmasını bekledikten sonra artık baş sağlığı dileyebilirsiniz.

Bunu dilerken “ Her yerde ve her zaman hazır olan tanrı yaruşalim için yas çekenler arasında size de teselli versin” dileme ve duasıyla söyleyin. Omuzlarda taşıyarak götürün cenazeyi. “ duy kavmimin yakarışlarını, bizi temizliğe götür ey yüceler yücesi” diye dua etmeyi aksatmayın. Toprakla buluşmadan önce din adamları dualarını yapsınlar Mezmurlar duasını okusunlar ve Danyal kitabından şunu söylesinler.

“ Ve sen git kendi sonuna…”

Ve artık ölü evi ağlayabilir, üst başını yırtabilir, yas başlasın.

Siz de onun gibi minha namazını kılın. Ve dar zamanlarınızda

Tanrı böyle istiyor.

Öyle mi?

Tanrı iyilik istiyor ve biz iyi olacağız.

Öyle mi?...

Öldürdüğüm ve sömürdüğüm insan sayısını unuttum Tanrım. Ama bunu senin için senin adına yaptım. Bana meslekler öğretmiştin ya bütün eylemlerimi onunla yaptım.

Beni bağışla! Beni Kutsa! Bana iyilikler ver! Beni nimetlerinle ödüllendir!

Sadaka kutularını koyun “sadaka tassil mimmevat” diye dua ederek fakir ihtiyacı olanlar için yardım toplayıp dağıtın.

Neriat şelalim namazında acele edin akşamın dar vaktini iyi kullanın.

Eskiden kadınlarınızı almanız uygun değildi ama şimdi bu törenlere katılabilirler. Cenaze gömme merasimine sonuna kadar eşlik edebilirler.

Herkes uykuya çekildiğinde siz çekilmeden evvel maarip namazını kılıp uykuya öyle dalın…kurtuluşa ermek istemez misiniz ki namazdan kaçınasınız.

Tüm bunları yaparken gusül abdesti almayı sakın ihmal etmeyin. Yoksa siz de ihmal edilenlerden ve kovulanlardan olursunuz.

Nefeslerinizi kötülükten sakınmak ve İlahi güç karşısında bir hiç olabilmek için, oruçlarınızı aklen ve ruhen olgunluğa eriştiğine inandığınız on iki, on üç yaşlarından itibaren tuttunuz mu?

Gün doğumundan gün batımına dek yiyip içmeyin, hanımlarınızdan uzak durun. Haz verecek keyif alacağınız eğlencelerden de uzak durun.

Kadınlarınız iffetini korusunlar!...

Nasıl ki kızlar bekaretini korumak zorundadırlar işte onlardan bir kısmı evlendiğinde bakir olmadığı anlaşıldığı zaman nasıl baba evine kovulurlarsa siz de öyle kovulursunuz.

İbrahim ile Rab arasında bir anlaşma vardı. Bu anlaşma kutsal kitaba emir (mitsva) olarak girdi. Sakın ola ki bu emirlere karşı gelmeyesiniz brit mila ile anlaşmanın gereğini yerine getirin. Bunu çocuklukta yapın mümkünse bebeklik çağında olsun daha elzemdir. Caizdir, uygundur.

Yani sünnet olun…moel (sünnetçi) sizi sünnet etsin. İlk moel, dinin babası olan Avraham (İbrahim) anlaşma gereği kendi kendini sünnet etti.

“Soyunun” kurtuluşa ermesi için büyük acılar çekti.”

Söyleyin hangi çömleğin yoğurdunu verelim? Söyleyin hangi kumaştan dikelim elbiseyi?

Benzerlikleri az mı buldunuz yoksa?


Tanrı iyilik istiyor ve biz iyi olacağız.

Öyle mi?...

İnsanları sınıfladım. Sınıflamakla kalmayıp kendi soyumdan gelenler dişileri kendimden alta attım, altta gördüm. Bunu soyumuz kurtuluşa ersin, diye yaptım. Senin için senin adına yaptım. Bana anlatılanlara göre yaptım.

Beni cennetine kavuştur!...

Peki insan için iyi olmayı düşündünüz mü hiç?

Ad, Semud, Şuayb ve Lut kavminin helak edicisi. Nuh tufanının ve sonrasının yaratıcısı…yalvarıyoruz.

Hepsinin toplamından daha fazla azgınlık ve zulüm altındayız.

Görmüyor musun?

Bu ne kadar çok çeşit çeşit cenaze alanıdır, küçüklü büyüklü rengarenk tabutlu. Musalla mezarlığı uçsuz bucaksız tarlaya dönmüş.

Günahkar olanlar cehenneme gitsin dedik. Geriye suçsuz olanlar kalsın dedik. Biz onları dinleyeceğiz.

Ama bu ne kalabalıktır böyle, mahşer yeri daha kıyamet kopmadan buraya kuruldu sanırsınız…

Ey ölüler! Zamanından önce dirilen ölüler. Musalla taşında takur tukur edip oyun oynayan ölüler. Yoksa çok mu acı çektiniz?

Söyle kimsiniz, kimlerdensiniz?

Bir çocuk bağırıyor “Elma elma elma!”

Ben henüz on yaşına ayak basmamış bir çocuğum saf ve temiz. Adım yok benim, adsızım. Söz hakkım varsa konuşmak istiyorum…

Ben beş yaşındayım.

Ben on yedi.

Ben üç yaşındayım.

Konuşmak istiyoruz.

Ben de henüz doğmadım, ölü annemin rahmindeydim.

Önüm arkam sağım solum.

SOBE!

08 Kasım 2023 11-12 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (4)
  • Acımasızca ve hiç bitmeyecek...

    Ben sadece onca sorunun arasından şunu ekleyip sessizce uzaklaşmayı istiyorum Abi; insanlık mülk ve din için birbirini yok etmiş. Tarih boyunca. En "pumbiş" canlı bile bir şeyin predatörüyken, insan da bundan payını alacaktı. Elma sembolizmiyle işte... Zihin, beraberinde bunu da getiriyorsa; birbirinin de predatörü olmayı...

    Çok üzgünüm yaşanan şeyler için.

  • 6 ay önce

    Hangi dinden hani kitap ehlinden olursa olsun insan yaradılış amacını unuttu kendince bir din ve inanç yarattı adına güç dedi ve ezmeye başladı güçsüzleri. Birileri de kulaktan dolma bilgilerle hayatını aklı sıra idame ettiriyor köleleştirildiğinin farkında bile olmadan ne yazık çok yazık aklı selim olanlar da çaresizce bir şeyler yapıp ses olmaya çalışsa da kulaklar sağır gözler kör olduğu için ne duyuyor ne görüyor

    Güzel ve anlamlı paylaşım için teşekkür ederiz Mehmet bey Saygılar