Mektubum Tünesin Gözlerinin Yoluna

Sana diyecek zamanlarca sözüm varken 18 defa yazdım sildim yazdım sildim. Beğenmedim hiç birini, saçmaydılar. Saçılmışlardı gönlümün dört bir yanına ve gönlümün bahar temizliğini yaparken bulduğum paslı puslu dizeleri sana vahyedemezdim.

Aynanın pusunda susmalarımı unutmuşum. Yastığımın altında hıçkırıklarım birikmiş. Faizler faizi bir hünkarın diktatörlüğünde uykularım kirlenmiş. İsyanın dağlarına yankı olasım vardı. İçimin girdap köpüklerinde kulaçsız boğulasım, gözyaşlarımın sağanağında köpek gibi ıslanasım vardı.

Keşkelerim vardı çocukluğuma atfedilmiş ve keşkelerimin katledilmiş hikayelerindeki tüm günahlarım haberim olmadan affedilmiş. Beraat etmişim gibi yeryüzünden, gökyüzüne yuva harçlı bir dal kanatlamışım da derin bir şükür çekip rahatlamışım...

''Üzerime toprak atan kürekten ve onu tutan ele hükmeden yürekten Allah razı olsun!'' diyesim gelmiş de diyememişim sanki, boğazımdaki yumru demelerimi ciğerime hapsetmiş. Bilirim mahpusluğun duvar tırmalatan çaresizliğini ve bekleyişin amansız amaçsızlığında köreldikçe zamansızlığın bir parçasına dönüşmeyi. Bilirim...

Dilimin dediklerinden yüreğim mesul değildir. Dil dangalaktır. Der ve unutur. Dil beyinsizdir, umarsızdır, amansızdır. Yürek ömürlerce yanar, kül biriktirir biriktiği yerde yeniden tutuşur tutuştukça harlanır harlandıkça dağlanır, yine de bir ah demez diyemez... Konuşan ağzın delisi dildir sanırlar. Konuşan dil değildir, gözler konuşur asıl. Gözlerini dinleyeceksin ağzı mühürlenmiş olanların.

Gözler bir nehir suyu kadar berraktır. Kulaçsız dalacaksın, korkmayacaksın, kendini yavaşça bırakacaksın ak ortası zeytinin dehlizine...

Gözlerini dinleyeceksin dingin dereler gibi süzgün bakanın...

Kuşlar kıskanacak susmalarındaki tadına doyum olmaz sohbetlerini. Kuşlar ötmeye tövbe edecek sen susarken gökyüzüne ve bin yıllarcası tüneyecek gözlerini yumup kıyısına asırlandığın bir zeytin ağacının dallarına.

Bilmeden bir kusur işleyeceksin bir gün. İstemeden de olsa seveceksin. Birisi aşk dese buna, sinirleneceksin. Yanaklarının kızarığını saçlarının ardına gizleyeceksin. Asla sahip olamayacağını bile bile yine de mutlulukların etiketine bakıp çok pahalıymış diyeceksin. Mutluluğun taksiti olmazsa da düşünmeden alacaksın ama üçüncü taksiti geciktirdiğinden o üzerine cuk oturan gülüşü geri iade edeceksin...

Bilmeden bir kusur işleyecek sana birisi. İstemeden de olsa sevileceksin. Birisi aşk dese kızıp, yanaklarının kızarığını şiirinin dizelerine gizleyen birinin dizelerinde uçuşacak usul saçların, nehir gözlerin, cennet dudakların, destan gülüşlerin ve adının zikrine mühürlenmiş güzelliğin...

16 Mart 2016 2-3 dakika 19 denemesi var.
Yorumlar (1)