Mektup
Nostaljik bir olgu mektup. Herkes yaşamıştır umarım. En son 2004 yılında askerdeyken bir mektup yazdığımı hatırlıyorum.
Az ve öz olduğu taktirde mektup yazmak güzeldir. Ve tabi samimiyet. Artık mail ile yazılı iletişim mümkün. O da en azından yaramıza merhem oluyor. Mektupta elyazısı konuşuyor, masal anlatıyor. Onu güzel yapan canlı olması! Bilgisayardaki elyazısına göre hayatı anlatıyor.
Kadınların ya da kızların rujlu dudaklarını yazılarına basıp yollamaları bambaşka bir keyif gibi geliyor bana açıkçası. Hoşuna gitmeyen yoktur herhalde! Ama önce aşkı bulmak gerekiyor! Mektup deyince aşk mektupları da insanın aklına geliyor ister istemez. Epey paslanmış bir anım şöyle: Teyzemlerin bahçeli evde ki o zaman dedemlerindi, dayımın bazı aşk mektuplarını depo olarak kullanılan yerde bulmuştuk. Teyzem okumuştu bazılarını ve gülmüştü hatta. Biz fazla bişey anlamamıştık, çocuktuk. Dalga da geçmişti biraz, dedikodu olmasın. Aklımın bulanık suları bu kadar duruluyor. Dayım hala bekar. O yazıştığı kızdan başkası ile evlenemezmiş. Belki sonra caymıştır bu düşüncesinden ama evde kaldı!
Mektup alışkanlığımın olmadığını paylaştım. Hayatta bir mektup arkadaşı bile çok değerlidir ve gönlünüzü çoşturur. Herhalde abartı bir yaklaşım değil.
İnternette mektup arkadaşı bulan siteler mevcut. Bir mektup arkadaşı edinmenizi tavsiye edeceğim. Çok şey kazandıracaktır diye düşünüyorum.
3.12.2012