Mevsimler ve İnsan

Bahar , dallarını uzatmıştı doğaya ve insanlara.Yeşilini,sarısını,kırmızısını, mavisini.Renklerin tümü yetmemişti de ara renklerini de sunmuştu.Yalnız renk değildi sunduğu , yalnız desen değil.Adı sebzeydi , adı meyveydi, adı suydu, nehirdi, göldü , denizdi.

Adı gökkuşağıydı. Adı kuştu , çiçekti , arıydı. Adı 'ses'ti ama hiçbiri bir diğerine benzemeyen.

Ve kış , ayazını beyaza yüklemişti; elinde bir barış bayrağı gibi tutarak.

Ve yaz, kavurucu sıcağını dindirmek için serin sularını sunarak.

Ve Sonbahar ...Hazinlerden daha hazin Sonbahar. Aşkları hüzne dönüştüren Sonbahar.

'Ama sen gör ki yeşilken sarıya dönüşen , sarıyken dalında tutunamayan, ayaklar altında ezilen yapraklar gibi değilsin yine de' demek isteyen Sonbahar.

Hepsini aldık kabul ettik.Bir teşekkür bile etmedik.

Beklemedi de zaten mevsimler.
Ağaçlar , kuşlar , çiçekler.

Bir daha verdi , sonra bir daha.
Elinde baltayla gezen insanlar da yedi aynı meyveden.
Elinde sapanla gezen çocuklar da dinledi kuş seslerini.
En çok, denize işeyenler yüzdü denizlerde.

'Meyve veren ağacı taşlarlar' dedi bir atamız.
'Ne olur , ne olmaz' dedik.
Vereni de taşladık , vermeyeni de.

Yağmur , olur olmaz zamanlarda yağmaya başladı.
Kar hiç yağmaz oldu.
Dereler kurudu.

Hoyratça tükettiğimiz her şeyin bir alternatifini bulduk.
Ta ki dostlarımıza varıncaya dek.

Tükettiğimiz her şeyi de arada bir özlemeye başladık.
Bir zamanlar yanı başımızda olan şeyler hep uzaklaşıyordu bizden.

Ve nedense onlar hep , insanların olmadığı yerlere doğru uzaklaşıyordu.
İnsanların en güzel bildiği şey sevmekti.
Sevmekse yemek , içmek ve tüketmek.

26 Aralık 2013 1-2 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    ..... Hoyratça tükettiğimiz her şeyin bir alternatifini bulduk. Ta ki dostlarımıza varıncaya dek.

    Tükettiğimiz her şeyi de arada bir özlemeye başladık. Bir zamanlar yanı başımızda olan şeyler hep uzaklaşıyordu bizden.

    zaman geldi dostları da tükettik ve sonra geçmişe her geçen gün daha bir özlemle bakar olduk... çok içten bir yazıydı...