Mutluluk

Stoacı anlayışın temeli kabaca şudur; “Mutluluğun temelinde ahlak yatar.” Buradaki ahlak doğadaki ahlaktır.

İnsan ahlaksızdır, dolayısıyla mutsuzdur.

Hadi benlikleriniz topa tutsun bu düşünceyi de mutlu olun kendi bildiğinizce.

İnsanın aklı doğadaki ahlakı anlamakta zorlanıyor. Bunun nedeni; insan aklının ürettiği anlayışlar, doğadaki ahlaki genel düzenin kaosu olmasından kaynaklanıyor.

Bilindiği gibi genel düzenin sağlıklı işleyebilmesi için kaosa ihtiyaç vardır.

İşte bu nedenle insan ahlakı, doğadaki ahlakın kaosudur ve doğdaki ahlaki erdemler insanda yoktur.

İnsan bu nedenle mutsuzdur…

İnsan cahildir ve hazza düşkünlüğü hayvanlardan daha aşağıdadır. İnsan his esiridir. Kendisini kökeni hazlar olan hislere tutsak eder.

Siz cahil bir hayvan gördünüz mü? Ama eminim cahil insan çokça görmüşsünüzdür.

Yok, vazgeçtim bu soruyu böyle sormaktan, o zaman şöyle sorayım.

Siz erdemli ve bilgili insan gördünüz mü? Görenler ne şanslı…

Doğa kendi getirdikleriyle, kendini dengeli olmak ve devam ettirmek için yeterli bilgiye sahiptir. Bunu doğru bir biçimde geçmişinden katlayarak getirir.

İnsan ise bir müddet geçmişinden katlayarak getirdiği bilgileri, sonradan öğrendiği bilgilerle hem kendini hem de katletti, edecek. Bunu çevrenizde görüyorsunuz, hatta her gün tanıklık ediyorsunuz. Az bir bilme ile geçmişten gelen bilgileri yok etmekle kalmıyor, bu az bir bilmenin esaretine sokuyorsunuz yaşamınızı.

Yani kaos, kozmosa egemenlik kuruyor ve böylece genel düzenin işleyişi bozulduğu gibi aynı zamanda mutsuzluk ortaya çıkıyor. Üretilmiş toplumsal genel düzene, bireysel anarşistçe yaklaşımlar bile, üretilmiş düzenin palyaçoluğundan öte gidemez, madaradır.

Bilme fark ediştir, selamete ermedir yani kurtuluştur ama;

Bilgi, kökenine uygun kullanılmadığı sürece tehlikelidir. Cehalet üretir, mutsuzluk üretir.

Hadi gelin birlikte bu düşünceleri topa tutalım, bilginin Bruno’su ilan edelim. Kavramlar, terimler, sınıflamalar üretelim yok edelim doğadaki insanı ve ahlakı.

Sahi kuzum…

Öyle yapmadık mı?...

13 Haziran 2023 1-2 dakika 27 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • "Doğanın ahlakı."

    Bir bahçem var, aslında iki tane ama bir tanesi sanki daha bir bana özelmiş gibi. Kimse girip çıkmaz. O bahçeye bakıp da seni düşünmüşlüğüm çok olmuştur Abi. Benim bahçem, yabani. Şunu düşündüm geçenlerde senin güzel bahçeni de gözümün önüne getirerek; köpek bakmayı bilmeyen birinin ilk köpeği gibi bir şey bu bahçe... :) Yabani, ısırıyor filan, özellikle yabancılara töleransı yok. Doğanın ahlakına örneklemlerden bir tanesi olabilir mi, diye düşündüm. Sonra kendi bahçeme açtım gözlerimi; kurumuş dikenler, kurumuş meyveler, hala çimler yeşil ama. Ağaçların da alt dallarındaki yapraklar da sararmış. Sanırım yazın en zirvesini yaşıyoruz, bahçeye bakınca. İnsanın kendini doğadan koparma çabası, üzülerek söylüyorum ki arşa çıktı. Bu halde de doğanın ahlakını yine "özel insanlar" anlayabilir, onlar da ne kadar kendilerine katabilirler, hayat, para kazanma gayesi içerisinde, yüzdelik dilim bindeliklere çıkar. Tüm gezegen adına, başka türlü olabilirdi, bunu bilmek daha nahoş.

    Ara sıra dönüp dönüp okuyacağım bir yazı yine. Saygılarımla...