Neredesin Efendim!
Karanlıktayım Efendim, her yer zifiri karanlık. Kaybettim yolumu. Günahlarla dolu sokaklar, evler ve bakışlar kapkaranlık bir bulut olup çöküyor üstüme. Kötülük almış yardımcılarını arkasına, hücum edip duruyor sürekli. Ben kaçmaya çalışıyorum, olmuyor. Tutuyorlar paçalarımdan, çekiyorlar kendilerine doğru. Çırpınıyorum, olmuyor!
Daralıyorum Efendim, ruhum sıkılıyor. Hiçbir şey tat vermiyor hayatta, hiçbir şey bir anlam ifade etmiyor artık. Sözler yapmacık, ikazlar ön yargılı ve iyilikler karşılıklı. Yaşadıkları yaptıklarıyla tutarsız yüzler güven vermiyor ki sözleri yüreğimi titretsin Efendim! Fakat ben nereye kaçsam yine kendimle karşılaşıyorum. Kaçamıyorum kendimden Efendim. Kaçamıyorum acımasız gerçeklerden.
Zordayım Efendim. Ne yapacağımı bilemiyorum, nereye gideceğimi, kime anlatacağımı hatta kime ne anlatacağımı... Geceler yoldaşım oldu çünkü geceler de içim gibi kapkaranlık, saksıdaki çiçeğim sırdaşım oldu çünkü o da suskun hep. Çıkış yolum yok Efendim. Güçsüzüm, zayıfım, muhtacım. Tüm sokaklarım çıkmaz oluyor ya da ben özellikle çıkmaz sokaklara giriyorum.
Çaresizim Efendim, elimden gelen bir şey yok. Kıldığım namazlar alıp götürmüyor artık lahuti âlemlere. Bir an önce aradan çıkarılması gereken 'iş' oldu namazım, diğer işlerle birlikte... Seccademin dili olsa da anlatsa... Secdede riya, kıyamda caka ve namaz artık gösterişli bir eda...
Dualarım... Efendim, dualarım beni ikna etmiyor ki onu Rabbime nasıl ulaştırayım? Ezberlenmiş kısacık sözler alelacele çıkıyor ağzımdan ve dua sadece namaz sonlarında, oturmayla kalkma arasına sıkışmış bir merasim oldu benim için.
Yardımlarım her yerde anlatılsın diye çekmediğim eziyet, iyiliklerim konuşulsun diye aralamadığım kapı kalmadı Efendim. Yaptığım her iyiliğin arkasından alkışlanmak istedim, başardığım her işten sonra ödüllendirilmeyi bekledim. Övülmek gizli amacım, önde görünmek sinsi planım oldu.
Günahlarla aramdaki mesafe günden güne azalıyor Efendim. Adım adım ilerliyorum çukura doğru. Ama çukuru artık bir çukur olarak gören iradem yok ki! Günahlar, tadılması ertelenmiş zevkler gibi görünüyor şimdi. Şöhret, riya vazgeçilmezlerim oldu. 'Zehirli bal'ın tadına bakmaktan korkuyorum Efendim!
Yapacağım her hatanın açıklaması önceden ve şimdiden hazır bende, hem de en etkili ve masum sözlerle...
İşin en kötüsü de Senin adın anıldığında titreyen kalbim eskisi gibi çarpmıyor Efendim! Biraz duraksayıp devam ediyor hayat ne yazık ki. Sensizliğe alışmaktan korkuyorum Efendim. Bu en daraldığım anda kapısını çaldığım, sığınılacak en güvenli adresi şaşırmaktan ya da unutmaktan korkuyorum.
Ne olur varlığını duyur bana her zaman Efendim. Bilmem, hoşuna gidecek bir hizmetim, bir zamanım olmuş mudur? Eğer olmuşsa onun aşkına Efendim! Allah aşkına Efendim! Bakışları bulanmış, yüreği daralmış, yolunu şaşırmak üzere olan bu ümmetine yüz çevirme.
Namaz gibi kıl beni, oruç gibi tut beni Efendim! Hayatın zor ve acımasız basamaklarında tut elimden. Günahlara doğru koşmaya başladığımda tut elimden. Şaşırdığımda, yanıldığımda ve savrulduğumda tut ne olur elimden!
Eğer Sen de 'Ne hâlin varsa gör!' dersen işte o zaman tükenişim tamam olacak Efendim, bitişim, yıkılışım tam olacak! Uzak durma benden Efendim, muhatap al beni ne olur!
Vazgeçme benden Efendim, vazgeçemem çünkü Senden!