Niçin Yazar (ım)?

Neden yazmasın ki yazdıkça rahatlar kalem, satırları dile gelen duygular kanatlanır uçar yazarlar ülkesinde... Yazarak sevgi notaları bestelenir; kâğıt üzerine söylenir kısık / yüksek sesle ağıtlar, türküler... Şarkıların güftesinde...

Göze takılan ne varsa mandalla asılır, duygu balkonuna biriktikçe birikir hecelerle örülü ipin üstünde.. Dile gelmeyi bekler yazarın siyah kaleminde, kareli tuşunda... Çizgisinde... İştahla dokunuşunda... Yazar, hastalığını yazarak korur; kendini biriken duygulardan her gün daha hızlı çoğalan bambu ağacını andıran çeşitli duygulardan, her gün eklenir gördüğü ve gözlerinin takıldığı noktalardan...

Neden yazmasın ki?

Biriken duygular göz pınarlarının ziline dokunur; parmakların çizgisinde labirent gibi dolaşır, tâki el kalemin kontağını açtığında cümlelere dökülür katre gözyaşının düşmesinde... Aşkın çilesini yüreğinde taşır taşanları beyaz kâğıdın mısralarına dizer sevgiyle yarın kalmış devrik cümleleri yerleştirir anlamlandırır, yazılan temalarda...Yazdıkça yükseğe ve derine sörf yapılır, anlam yüklü bir tutam yazılmış kelimelerle...

Yazar yazdıkça biriken duygulardan arınır, kafayı kurcalayan sorular yazarak cevaplandığında kendini iyi hisseder! Her yazının bitiminde koyduğu küçük nokta sonrası rahatlar ve bir o kadar hafifler kuş gibi kanat çırpar, yeni duyguların filizlendiği diyara yelken açar kanat çırpar. Yazar patika yollardan yazarak düzlüğe çıkar. Biriken duyguların yazıyla boşaltması rahatlatır yazanı bellekte yeni duygulara yer açar gözlerin anlamlandıracağı şeylerde...

Ressam çizer, mimar yapar, müzisyen söyler duygu mahallesinde biriken şeyleri sırtındakileri azalmak için yazar eli tutan kişi özgürce boğazına tıkanan her manayı şekillendirir satırların saf halinde olduğu vakitte... Yazan hüzünlenir cümlesinin sonunda mutluluk tokmağına dokunur kullandığı harflerle okyanusta dalgalı dalgalı uzanır bekleyen limanlara, kıyılara...

Rüzgar dokunur ağacın dalına yaprağına ve kabuğuna aşar dağları tepeleri yorulmadan uçar kartal gibi yüksekten tek ve sessizce... Gözyaşı yazıya dönüşür her damla beyaz kâğıtta izler bırakır; oynayan kalemi ıslatır, silinmez izleri yazar tarihin bir sayfasına...Yazan dünyanın en tehlikeli sokaklarından geçer korkusuzca yerden semaya ne varsa...Yazar hayatın her evresini uzanır sonsuzluğun ucuna....

Gölgeler yine sorar: Neden yazar (ım)?

Duygular saplanır vücuda her geçen zaman çoğalır yazılacak ne varsa! Yazdıkça taşınan yük hafifler gözlerin gördüğü her şey bir yer kaplar gönlümüzde....Biriken duygu ve düşünceleri azalmak için daha uzaklara bakarak kalem oynatır, yepyeni beyaz sayfada...Her yazının son noktası tebessümle konulur. Yazmak için yeni bir sayfa açılır hayatın bir noktasında...

28 Eylül 2018 2-3 dakika 34 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 5 yıl önce

    Herkesin kendince bir sebebi vardır mutlaka yazmak için. Aşıktır kimisi, terk etmiştir sevdiği... Kiminin aşkı vatandır, kılına zarar gelsin istemez yaşadığı toprakların ve insanların, alır kalemi eline ve hainlerin kafasına geçirir kelimelerin cümlelerin gücüyle yazdıklarını... İyi bir şair ve yazar önün gelen her fırsatı esere dönüştürme yeteneğine sahiptir. Kimi zaman bulut ilham olur şiirine. Kimi zaman durakta otobüs bekleyen bir adam hiç farkında olmadan bir yazarın öyküsünde ölümsüzlüğü tadar. Kimisi içinde doğal terapidir şiir ya da öykü, deneme benzer şeyler karalamak. İçini döker kağıtlara, öyle rahatlar. Yazdıkları kitap olmuş ya da olmamış onun için hiç bir önemi yoktur. Yazmak bir yerde de kendini aşmaya çalışmaktır. Bilgi birikimini başkalarıyla paylaşmaktır. Bilgi paylaşıldığı zaman yazan kişi bilakis eksilmez, tam tersi artışa geçer bunu da unutmamak lazım. Bırakalım insanlar okusunlar yazsınlar. Okuyan ve yazan insanlardan da diğer insanlara fazla zarar gelmez. En çok korkacağımız şey cahilliktir, okumayan ve yazmayan insanların dünya üzerinde çoğalmasıdır. Güzel bir yazı kaleme almışsınız... Kutluyorum bu güzel yazınızı canı gönülden. Saygı ve selamlarımla...👍