Nokta

Hayatımda yaşamış olduğum bütün huzursuzluklarımın nedeni, hiçbir zaman yaşananlara 'Nokta' koyamayışımdı. Bunu anladığımda geçen zamana yandım, boşuna birilerinin ahını aldığıma, boşuna kırdığıma ve kırıldığıma yandım. Hiçbir zaman gerçek anlamda nokta koyup da gidemedim. Hep bir şeylerin acısıyla geri döndüm. Döndüğümde ise sevdiklerimi eskisi gibi bulamadım. Onlar da işin en kolayına kaçtılar, sadece kaçtılar. Uzak mesafeli ilişkilerde kişiyi yok saymak daha kolaydır. Engellersiniz olur biter. O vakit kurtulduğunuzu düşünürsünüz, hayatınızdan attığınızı... Derin bir rahatlama hissi gelir. O artık ulaşamayacaktır. Siz de gerçeklerden ve kendinizden kaçmaya devam edeceksinizdir.

Hiçbir zaman tam anlamıyla nokta koyup, bitiremedim. Hep kendi içimde acısını ve kırgınlıklarını yaşadım bir şeylerin. Böylelikle ne uzadım, ne kısaldım. Geleceğimde yürüdüğüm yol beni battığım ve yandığım o araftan alıkoyamamış gibiydi.

Dedim ya, ben hiçbir zaman nokta koymayı, bitirmeyi beceremedim. Gidişlerim sağlam olamadı.

Her bir gidiş sonsuz bir dönüş çağrısı oldu, hep dönmeyi istedim. Kime ve neye?

Her cümlenin sonuna konulan nokta gibi olamadı noktalarım, ben her cümlenin sonunda nokta koymak yerine, defalarca başa dönüp, aynı cümlenin sonuna nokta koymayı istedim. Bu, beni ben yapan yazılarımda da böyleydi. Her bir denemenin sonunda gitmiş ve yine her bir denemenin sonunda dönmüş biriydim. Hepsinde giderdim, bir sonraki denemede tekrar dönerdim.

Ben hep döndüm aslında. Ne istediğimi bilemediğimden değil, yalnızlığı kabullenemediğimden.

Bitirmeyi hazmedemediğimden. Bir şeylerin derin çığlıklarını sürekli duyduğum ve o sesleri bastırmak istediğimden. Evet, hırstı bunun adı.

Hazmedememekti. Gidememek, aslında kalamamaktı. Ben hiçbir zaman noktayı koymayı beceremedim, sırf bu yüzden üç noktaları daha çok sevdim. Beni anlatıyorlardı sanki. Hep gitmek, gittikten sonra dönmek ve belirsizlikleri anlatıyordu, lafımın bitmediğini, söylemem gereken şeylerin olduğunu, devamının geleceğini gösteriyordu.

Noktalarla aram iyi olmadı hiç. Vedalar hep dönmeye dair oldu. Gittim mi büyük gidemedim.

Ardıma baka baka hep boynum tutuldu. Ama artık noktalar bir kez konulsunlar istiyorum.

Tek bir sona dair, tek bir küçük nokta... Dönüş bileti alınmasın hiç. Geçmişteki hatalar tekerrür etmesin.

Ben büyüyorum. Zaman değil, kararlarım büyütüyor. Aslında hatalarımı da, doğrularımı da çok iyi biliyorum. Sadece onları uygularsam artık bütünüyle çocukluktan çıkacağımı ve bir daha o yollara tekrar asla dönemeyeceğimi bildiğim için yok sayıyorum.

Tıpkı birilerinin beni yok sayıp, kendilerinden kaçmaları gibi. Değer kazanılırdı, öğretilmezdi.

Sevgi de kazanılırdı, o da öğretilmezdi. Öğretilen tek bir şey vardı bu hayatta insana dair, noktayı nerede ve ne zaman koyman gerektiğini bilmek. Hatam buydu, bana bunu öğretmediler.

Nokta koydum, yanlış yerde, yanlış zamanda, yanlış insanlara. Sonraki noktalar ise hep başa dönmeye dairdi, sonun devamı gibiydi.

Bana nokta koymayı öğret hayat. Üç noktalardan çok sıkıldım.

28 Nisan 2013 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    Bana nokta koymayı öğret hayat. Üç noktalardan çok sıkıldım.

    bitti sanki her şey, hayat öğretmeden sırlarını bir nokta kadar küçülse de bazen bir nokta kadar büyüyor yaşam kavgası,

    tebrikler....👍