Nokta

Sarı sardunyalarla süslediği tahta verandasında eski sallanan koltuğuna her akşam üzeri yaptığı gibi kırgın adımlarla yerleşti.
Saçlarını koklayan rüzgara aldırış etmeden bahçenin sonundaki çitlerde sabitlemişti bakışlarını.
Boş olan bakışlarımıydı, kalbimiydi, kendini hapsettiği iki adımlık dünyasında neyi göremiyor veya gösteremiyordu gözlerin de.


Bir sabah uyan hayatım sana bir sürprizim var öpücükleriyle birbirinden ayırdığı sarmaş dolaş kirpiklerine aldırış etmeden
bahçesinde o çok istediği ıhlamur ağacından, bir bebek bulmuştu.


Şimdi o ıhlamur ağacını tek başına büyütmek zorunda kalan bir anneydi .
İkimizin bebeğiydi o diye bir fısıltı yayıldı ıssız bahçeye.
Kirpiklerine takılıpda hapsolan anlamsız bakışlarına gurur gelmiş yerleşmişti .


Serçelerin ümidini kesme dermiş gibi cilveleşmelerine ümitle iç geçirerek saldırdı hırçın kalbiyle, kırık hayallerinin artıklarına.
Yüreği kanadı umudunun canı yandı susturdu dualarını.


Kendine kendine arkadaşlık etmesine hayran değildi artık.
soruları yine ateş böcekleri gibi küçük kıvılcımlara dönüşüp zerre zerre aşk yanıklarına dönüşüyordu..


Biz dedi ağlamaklı bir sesle fısıldayarak bizzz.


Mutluluğun tarifini hangi hayalimizin tozlu rafların da kaybettik bilmiyorum.
Şahlanan bıçak sırtı ayrılıklar da ne uzadık ne kısaldık katre katre kanadık farkındamısın.


Şairin şiirlerine küstüğü cümleler gibi kifayetsiz kaldık neden, ne zaman, ne oldu da boyun eğdi hiçlik mısralarına mutluluğumuz.

Bizi sevemeyen uzaklara yakınlaştık bağlandık, kopmayı unuttuk diye düşündü .

Vuslatı hayalde kalan umutlarımızın efkarını karlı dağlara duman diye saldık ya hani
onlar da sessiz ıssız el değmeyen kuytu köşelerde yosun tutar gibi ahlara sığındı.

Dualarımız tek tek aminsiz kaldı.


Parmak uçlarını yasakladım gözlerimin sözlerine sormadın anlamadın .

Yüreğim yoruldukca terledi terledikce yaş oldu süzüldü gamzelerime dokun istemedim ( yok yok istedim çok istedim ) kahrettim aslında.

Ben sana ecelle nikahlı bedenimi aşk diye sunmadım. Ölümlü dudaklarını, ellerini, teninin tenime hevesini istemedim
sol yanından başka bir derdim dileğim yoktu ki.

Gittiğin günden beri bittiğim bakışından sonra

Cümlelerime son diye tek nokta, bırakmadım herşeyim gibi sonlarımda iki kişilikti
Üç nokta ile aramıza sonu belli olmayan başka aşkı acıyı almadım, iki noktayla sustum yüreğimin tatlı nevalesi, kalbimin ayrılığa katığı sendin..



Sen
Ve
Ben
..


Şimdi adımlarını sustur gölgeni çek peşimden.
Ben buradayım ama sen yanı başıma yatağımın sağına, masamın karşı sandalyesine, çayımın demine, ıhlamur ağacımızın gölgesine ,

şu tahta merdivenin ayaklarına gülümser gibi gıcırtısına

yüzümdeki çizgilere, sesimde çatlayan kırılan haykırışlarıma.

Geç kaldın giderken, geç kaldım beklerken,
Bir ömrün yarısı kadar geç kaldık birbirimize

Memleket hasreti çeker gibi özlediğim adam.
Bırak benim gözlerimi kanasın.

Kederim kaderime ağlıyor ..






24 Kasım 2013

24 Kasım 2013 2-3 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Biraz sevgi, biraz aşk, biraz hüzün birlikte harmanlanmış ve güzel bir deneme ortaya çıkmış...👍