Oğulcuğuma Mektup

Oğulcuğum,çok zamandır sana mektup yazmak istiyordum.Ha bu gün,ha yarın derken zaman uzadı gitti.Sana önce şiirler yazdım okursun diye.Gördüm ki;olmadı işte.Sen de çok haklısın oğul.Derdimi anlatmaya nereden başlasam diyorum,
Dert bir değil ki kolaylıkla anlatayım.İçimdeki yaralarım köz köz oldu bir kez.Tabip doktor kar etmiyor bu yaralara.Eskiden böyle mi idi mektuplar?Hani babamdan mektup almıştım da gözümden damla damla yaşlar akmıştı.O günleri hatırlıyorum da yüreciğim kanıyor.Öyle ya her mektupta en az bir gözyaşı damlası bulunurdu.Hele sevgili mektubu ise.Yaşlar, yaşlar üzerine akardı.
Şimdilerde sanal bir dünyadır gidiyor.Kalpler olmuş kaskatı.Yürekler ise taştan daha sert.Bir Fi ülkesinde yaşıyoruz.Bu Fi ülkesinin yüksek bir dağı var.Borozancılar ve borozancı başı Fi ülkesinin yüksek dağında oturuyor.Oradan garip garip sesler çıkarıyorlar.Fi ülkesinin insancıkları bu seslerle yatıp kalkıyorlar.O güzelim ormanlar her gün katliam yapılırcasına kesiliyor.Kuşlar çisçiplak ulu orta dolaşıyorlar.Yuva yapacaklar ama onlara huzur yok bu ormanda.Güneş de alıp gitmiş başını diyardan.Tutturdu, bu ülkeye bir daha gelmem diye.Öyle ya Güneş olmasa bu ülkenin hali nice olur?.Hele ışık yoksa hayat da yok demektir.En üzüldüğüm şey şu kelebekler.Birkaç gün ömürcükleri var.Onu da göremeden gidecekler.
Nereden çıktı bu Fi ülkesi deme.Bilmem sen Tefik Fikret'i bilir misin?Nereden bileceksin ki?Bi zahmet araştır ve oku.O da oğlu Haluk'tan çok çekmişti.Etme oğlum,gitme oğlum demişti de bir türlü derdini anlatamamıştı.Haluk'un Defter şiirini okursan anlarsın.Şimdi ben kimlere derdimi anlatayım.Oğul,katmerli sıkıntılarla yoğruldu yaşamım.Bir kez olsun kendimi düşünemedim.Devamız şu Fi ülkesinin davası.Bu davanın peşinden koşa koşa yoruldu baban.Yaş da Cahit Sıtkı'nın yaşı hiç değil.Onun yaşının yaklaşık iki katı.Hala umudun ekmeğini yemeye çalışan,yedikçe aldanan,aldandıkça düşünen biriyim.Hani şu Fi ülkesin'de olanlar var ya.Beni çok yordu.Korkuyorum be oğulcuğum.Tanrı esirgesin ama ya Güneş gelmezse oraya...
Zaman da çok daraldı.Dar zamanlarda akıl git gel olurmuş.Hele bir gitti mi asla geriye dönmezmiş.Şimdi geriye kalan ömrümü nerede geçiririm?Kenani ülkesinin Kenen'ı mı olmalıyım? Şu Nuh Tufanı diyorum.Tufan yeniden başlayacak diyor kahinler.Seller akacakmış dağların tepelerinden.Bu sefer güvercinleri mi bekleyelim,yoksa leş kargalarını mı?İşte korkum bundan.Korkmak elbette insan işi ama yürek çatlaması denilen bir deyim var.Bu Tufan'da sanırım yürekler çatlayacak. Kaynaklar Nuh'un Gemi'sinin Ağrı Dağı'nda olduğunu söylüyor.Diğer kaynaklar ise Cudi Dağı'nı gösteriyor.Yani demem o ki,şu bizim Mezopotamya.Yani Anadolu.Gılgamış Destanı'nından tut da Mayalara kadar her kavimde bu destan var.Hatta kutsal kitaplarda da bu konu geçiyor Bu yüzden korkularım Ağrı Dağ
‘ı kadar büyük .Yaşlı bir insanın yüreği daha çok çatlayacak.Tufan'dan arda kalanlar gün yüzü görmeyecek.Çünkü anları babaları lanetlemiş olacak.
Oğulcuğum,sakın bu Tufan hemencecik olmasın.Tanrı esirgesin ama yoldan çıkmış yolsuz insanlar çok çoğaldılar.Ne bulurlarsa homiri gırtlak yiyorlar.Sular ejderhanın ağzına akıyor ama eşderhanın karnı bir türlü dolmak bilmiyor.Mektubum zamanın bir köşesine yazılsın istedim.Beni ve korkumu anlaman dileğiyle gözlerinden doya doya öperim,oğulcuğum.
8/04/2017/Baban

08 Nisan 2017 3-4 dakika 10 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 7 yıl önce

    Günün değerli yazısını ve yazarımızı içtenlikle kutluyoruzud83eudd20ud83eudd20

  • 7 yıl önce

    Mektup haberleşme aracı olmaktan çıkıp sadece bir edebi tür oldu. Fİ bana Azra Kohan'ın aynı adlı eserini çağrıştırdı önce. Sonra fi bilinmeyen tarih anlamını aşarak bilinmeyen bir ülke(gerçi bu ülkemiz olarak kolayca anlaşılıyor) anlamı kazanmış. Tepedekiler,borazan çalanlar,boruzan gibi bir müzik aletinden çok uzak oldukları kadar, aksine müziÄ£e ve müzik aletine düşmandır.Ama yalanın danıskasını söyleme hünerlidirler. Umarım oğul-LAR anlmışlardır.Tebrikler kardeşim.