Ölümün Ardından

Yaşamak bir baharsa ölüm kıştır. Hayat mevsimlerin resmedilmiş halidir. Bazen sonbaharı yaşamadan aniden bastıran mevsimsiz rüzgârların lodosunda yaşarız kışın soğuk nefesini. Ahlar savrulsa da yaşayanların acılı dudaklarından, giden suskundur her türlü nefrete, kine, öfke ve çekememezliğe.
Kırdığı kalplerin, üzdüğü yüreklerin, yaptığı haksızlıkların, söylediği dedikoduların, iftira ve ihanetlerin sessiz çığlığı çınlamaktadır toprağa yatmış kulaklarında.
Kalanların ise yanmış bağırlarından kopan fırtınalar damarlarında sert bir şekilde esmektedir. Niçinler, nedenler, kaplamıştır tüm zerrelerini.
Keşke öyle demeseydim. Keşke yaşasaydı da sevgimi göstermekte sessiz kalmasaydım. Keşke yaşasaydı da kusurunu görmeseydim. Keşke yaşasaydı da kendisine daha iyi bakabilseydim.
Keşkeler yürekte bir yangındır. Ama suyun söndüremediği, dindiremediği bir yangındır.
Yaşarken kıymetini bilmediğimiz insanların arkasından üzülme hakkımız yoktur.
Yaşarken sevgimizi göstermediğimiz insanların ardından ağlamak hakkımız yoktur.
Yaşarken saramadığımız sevgimizi veremediğimizin tabutuna ve toprağına sarılma hakkımız yoktur.
Kahkahalı taziyelerin ruhumuzda hiçbir yankısı olmayacaktır.
Toprağın kürek kürek atıldığı mezarın üstünde yükselen ruhun gözlerine bakamayanların bir gün ölümün altında kalacağından haberi yoktur.
Bir güzel yüze sattığımız sevgimizin ihaneti elbet sorulacaktır toprağın mengene parmaklarında.
Ufak bir menfaat karşılığı yüz çevirdiğimiz dostluklar tüm berraklığıyla çıkacaktır toprağın nemli bedeninde.
Yüzümüz buruşacak, yükselen ahların toprak tavanımızdan tekrar çarpması sonucu kemiklerimize.
Yaşam hiç kimsenin kalbini kıracak kadar uzun olmadığı gibi, hiçbir menfaatte bir insanı satmaya ve kaybetmeye değmez.

07 Aralık 2009 1-2 dakika 59 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar