On Dördüncü Sitem

Elimde sensizliği mesken anahtarı ve kapının bir ucunda yaralı kalp tanzimlerimle ben duruyorum. Kutladığın aşk zaferlerin, kutlandığım yalnızlıklarımda mum ışığı oldu sanki. Biliyor musun? Karanlığı sevdiğim gibi seviyordum seni, bir şekilde aydınlandığımı hisseder gibi. Çok karanlık olsa da bizce saadetin müşkülpesent yuva yıkan vaatleri, ben sende aydınlıktım gözünün ucuyla bakıp da çarpamadığın çarşambanın tek bana sel oluşu gibi. Anlamazsın sitem gömleğimi yeni değiştirdim, bu çok yeni; bit pazarından on dört şubatın hatırına indirimli aldım üstelik.

Kalbimde kara duvarların helak rahatsızlıkları ve aklımda sorunlu sorumluluklarımın kısmet bu ezberine takılan labirentleri var. Çıkışı kendim de dahil olmak üzere hiçbirimiz bulamıyoruz.

Bugün, kalbinin ritminde bağlama tellerini, gitarın akorlarını ve klavyenin tuşlarını iştirak treniyle şereflendirip konuk edecek bir heyecan olacak; hissediyorum. Seviyorsun, saat sensizliği on milyon geçe ben kendime tökezli buçukken akrep, yelkovanın nikah şahidi ve imzanın ilk harfinde senin parmak izlerin...

Bakma gönül çelen rengimin aklıma budalalıklar ıskalattığına. Seni, seninle hatırlamayı özledim. Göz kanlanıp öz yola çıkınca benden, Hüsnü Arkan'ın Kırık Havası'ndan sana selam getirdim.

Hiçbir şarkı sana ait değil, şarkılarımı sensizlikle çoktan ama yoktan yere hep değiştirdim. Kalbim akvaryuma sıçrayan bir sevmek tiryakisi şimdi; suyunda sana yüzmek isteyen kaçak bir asker. Firari gecelerin yakalanan gündüzlere “Sağ ol!” dedirttiği uslu bir yaralı komandosu...

Gözümde değil sevilebilmemin fakir ve tereddütlü göz kırpışı bir başkasına. Ben, sende yollanıp kargosu sevgiye gönderilen iadeli taahhütlü sevdası olmak isterdim aşkın kır çiçeklerinin.

Seninle ilgili neler neler isterdim sevdaya dair, kalbimin kanatlarına taktığım uçurtmanın rüzgar gülüne değip saçlarımdan okşanmak çaldığı şu yarım asırlık susuş takvimlerimde ben sana dair neler isterdim resimli hayatımın karikatür düzeninden.

Gelip anlasaydın, gidip yol almazdın ve gidip yol almasaydın özleyip kahrolmazdım.

Giriş, gelişme ve sonuç bölümüyle tarumarlandım bin defa daha senden yana. Işıklı mutlulukların karanlık cücelerinden gölgelerini aşırmış suçluluk fobisi çoklu yâri; hiçbir cümlemi sevdamdan yana kirletip sana bulayarak rezil etmedim. Sevdim, sen bunu ne anlarsan öyle yaşa; yaşayabildiğin gibi. Sevdim, öncesini sonrasını, yokluğunu varlığını ve kahredip bin bir masal sonra gerçek oluşunu katmadan kat be kat sevdim. Merdiven basamaklarını çıkar gibi ve sonsuz basamakta senin kalbinde durmayı diler gibi. Ama sen bunu anlayamazsın, anlamana da gerek yok; şarkı bitti ve sessizlik sensizlikten daha çok çıldırtıcı değil inan ki...


Dilara AKSOY

14 Şubat 2019 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 5 yıl önce

    Euro Truck Similator Soundtrack' larınından bir kaçını dinleyip güne uyanık başlamayı seviyorum. Şimdi olduğu gibi. "Seni, seninle hatırlamayı özledim." Bu güzelim cümle denemelerinizin bir şekilde de olsa ana fikri, çıkış yolu gibi geldi bana...Bu tür yazıları önemli kılan duyarlılık işte. Zaman zaman bazı yazar dostlardan da beklediğim olmuştur. Oluyor da...Dinlediğim müziğe eşlik eden kafamı sallamayı bıraktım. Güne sayenizde tebessümle başlayacağım...