Orucu Anlamak

Kitap tahlili

Doç. Dr. Soner Gündüzöz/

Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları

“Allah’tan hakkıyla alimler korkar.” Fatır/28

Kur'an baharı olan bir ayı panayır, bayram, festival coşkusuyla yaşamak için Ramazan iklimine yolculuk yapmak gerekir. Yazar bu kitabıyla bizi Ramazan’ın bereketli topraklarında gezdirerek ondan nasıl feyz alacağımızı bir nakkaş rikkatiyle işlemeye çalışıyor.

İlk önce gözlerimizi kapatıp Hira’ya doğru bir Astral seyahat yaptırıyor.

“Mekke zamanın getirdikleri karşısında hüzünlüdür.”

Onun niçin hüzünlü olduğunu kısaca anlattıktan sonra, onun hüznüne ortak olacak bir ruh haliyle Hz İbrahim’i, Zemzem’i, Hz Muhammed’i (as) gözlerimizde gezdirerek, o kutlu Nebinin mesajının aydınlığıyla gönülleri ferahlatıyor.

Orucun manasına yaptığı seyrüseferle, gecelerimizi aydınlatan, kalplerimize inşirah sunan Kadir suresiyle tanıştırıyor.

Oruç, Kadir gecesiyle anlam bulmaktadır.

“Hoş geldin Ramazan! Şimdi nefsi ve aşırı tutkuları öldürme zamanıdır.”

Oruç aç ve susuz kalmanın çok ötesinde bir aşktır, bir sevdadır, sevda yolunda savaştır; nefisle, şeytanla, mülkü, makamı, şöhretiyle şımarmış insanlarla, iblise bele veren, el veren insanlarla…

Orucun ufkuna açılırken kişiliğimizi inşa eden inancın ne olduğuyla karşılaşıyoruz.

“Oruç sadece aç kalmak değildir. Oruçtan nasibi aç kalmaktan öteye geçmeyen kimselerin durumuna düşmemek için gözler, kulaklar, eller, ayaklar, kalp ve ağız mideyle beraber oruç tutmalıdır.”

Böylesine bereket dolu bir ibadetin ödülü ise bizzat Rabbin teminatındadır. Rahmeti sonsuz olanın teminatında bir ibadet… Bütün ibadetler Allah’ın teminatındadır ancak oruç için özel bir ilgi ve lütuf sunulmaktadır Rabbimizden.

“Ademoğlunun her ibadeti kendisinindir. Yanız oruç başkadır. Çünkü o benimdir. Onun mükafatını verecek olan da benim.”

Tabi orucu hakkıyla eda edebilmek şartıyla değil mi?

Oruç takvaya eriştiren bir ibadet kuşu…

“Takva, Allah’ın rızasını kazanmak için sahip olunması gereken bir haine, nefsin zulüm ve günaha bulaşmış ellerine vurulmuş bir kelepçe, ruha ait olduğu esintiyi ilham eden bir rehber ve kişinin kendisini muhtemel tehlikelere karşı emniyete alması halidir.”

Ramazanı bu duygularla karşılamanın insan ruhunda ne büyük nimetlere vesile olacağını kitabın satırları arasında okuyabiliyoruz. Bu müjde Kutlu Nebinin pak dilinden süzülmektedir.

“Allah’a inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutanın geçmiş günahları bağışlanır.”

Ne büyük bir müjde!

Ve pişmanlığı yaşamadan önce insana hatırlatılan bir uyarı ve hatırlatma… Zaman geçtikten sonra hatırlama fayda vermeyeceği için zamanında yapılmıştır. Dileyen anlar ve tutar bu öğüdü dileyen nefis köpeğinin peşinde bir parça kemik mesabesindeki dünya için koşar.

“Günahını bağışlatmadan Ramazan’ı geçirmiş olanın burnu sürtünsün!”

Ne acı değil mi?

Elimize geçen büyük bir hazineyi uçurumun boşluğuna bırakıvermek… Kitap duygularımızı sarsmaktadır.

Orucun prensiplerini kısaca işledikten sonra, orucun hikmetlerine doğru bir yolculuk başlar. Oruçlu nefeslerin Kur'an ile ziyafete ermesi…

Ne büyük bir mutluluk!

“Kur'an kulu, ölümsüzlük arzusunu dindirebileceği yegane dergah kapsına, rabbinin arşının gölgesine götürmek için vardır.”

Ramazan’ı hayatımızı Kur'an’laştırmaya vesile kılmak ne güzel bir lütuf! “Kur'an’ı hatmederken, ilahi mesajı anlamaya çalışır, anladığımızı uygular tıpkı peygambere öykünerek ahlakımızı Kur'an ahlakına dönüştürmek için gayret ederiz.”

Geceler bereket üstüne berekettin sağanak halinde yağdığı rahmet bulutlarıdır. Ve seher, gözyaşlarıyla suladığımız gönül coğrafyasından devşirdiğimiz mağfiret ürünleri…

“Ramazan ayının geceleri, seherleri başkadır.”

Çağdaş insanın en büyük sorunlarından birisidir depresyon, bunalım ve iç huzursuzluk. Çünkü kalbi amacını kaybetmiş, deli divane olmuştur. Çöle düşmüş bir mecnun gibidir çağdaş inançsız insan.

Kutlu Nebi bize bu açmazlarda nasıl bir yol izleyeceğimize işaret etmektedir; İtikaf.

“halbuki en kuvvetli rehabilitasyon metotlarıyla boy ölçüşebilecek olan itikaf ibadeti, müminin yenilenerek daha güçlü, maneviyatı daha sağlam halde hayatın içine karışması için ne kadar önemlidir.”

Yazar bizi çağın en büyük buhranlarına karşı itikaf psikoloğuyla Rabbinin huzurunda dertleşmeye davet etmektedir. Oruç sadece aç kalmaktan öte, ruhun rehabilitesidir aynı zamanda.

Orucun nihayeti nereyedir?

Oruç, insanı gaflet, şehvet ve firkat girdabından çıkarıp, hikmet, ibadet ve iffet surlarıyla çevrili kulluk hisarına ulaştırır.”

Ve orucun ödülü… Allah’ın sonsuz rahmeti ve bereketinde saklıdır. Ödülü sadece O verecektir. O’na ait olan bir bedel ne büyük bir lütuf!

Bunun için günahlarımızın farkında olarak, sahurları, seherleri gözyaşı iklimine çevirip rahmet rüzgarlarıyla dinginleştirmek ruhu…

“Ve günahlarımız her Ramazan’da aksın diye, bırakalım gözyaşlarımız Hira’nın gözyaşlarına karışsın…”

Yazar akıcı bir üslup, geniş bir perspektifle konuyu derinlemesine işleyerek okuyucusuna orucu anlama noktasında yol göstermektedir.

Seyit Ahmet Uzun

20 Nisan 2021 4-5 dakika 59 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar