Oyun-Oyuncak

Huzuru dinliyorum teslimiyetin kucağında..Her şeyi kendi elimle halledeceğimi sandığım zamanlarda ne kadar da kaygılıydım oysa..Yoğun duyguların telaşa saldığı kıskaçlarda, hezeyanlar eşlik etti yalnızlıklarıma..Şimdi yalnızlıkların bile bir anlamı olduğunu hissettirdi zaman, temiz olana gidilen yollarda... içimize çöreklenen acıların, sonu elem veren tatlılıklardan daha anlamlı olabileceğini öğretti en çok da zaman...

tüm hezeyanların adı, yeniden başlamak oldu..eskiye inat, acılara inat, olmasını istediğimiz ama olmayan şeylere inat..

teslimiyet buymuş demek..olana, olmayanlar kadar rıza göstermek..kendiyle barışık olmak, kendini kanıksamak böyleymiş demek..başkalarına aldırmadan...

herkesin vardı istediği bir şeyler..hem hayattan, hem hayatı anlamlandıranlardan..istekler olmasaydı peki nasıl geçerdi zaman?..neyle avunurdu, boşluğa alışık olmayan garip varlık, insan?...

hedefler bizi oyalamak içindi belki de.. biraz daha kalalım diye yeryüzünde..kimileri iş telaşında, kimileri annelik..kimisi aşka müptela, bir diğeri, geçim sıkıntısından olmuş perişan..

ya oyalanmaktan yorulanlar?..hep aynı oyuncaklarla yapboza dönmüş bir hayatı def'aten oynayanlar..onlar anlarlar oyunun sıkıcılığını, onlar bilirler dünyanın oyalayıcılığını..
terkedeceğim bir dünya için baki bir ses bırakabilmenin heyecanında, acılara yenik düştü ruhum..hep istediğim şeyler, önüme labirentler ördüler..istememeyi öğretti rahman!.."rıza" bir kapı açtı önüme..dua dendi kördüğümlere deva bu kilite..dua dua yalvarmak..

hırslarını terkedince insan, iste istediğin kadar vereyim dedi bu defa da rahman..bir yol çıktı önüme..bir yol ki, geniş ve dümdüz..yürüyünce yormayan..ferahlık dedim adına..
bıraktım kendimi sonsuza olana...

30 Ekim 2010 1-2 dakika 243 denemesi var.
Yorumlar