Özgürlük Kanla Mı Alınır
Katliam denilince akla ilk gelen isim hiç şüphesiz Suriye'dir. Annesi gözleri önünde parçalanan çocuklar,en yakın arkadaşının öldüğünü gören binlerce genç...
Bu kareleri gözümün önünde canlandırdıkça,onlar canlandıkça,benim ümidim ölüyor.Nedeni besbelli aslında. O çocukların o halini görüp de ümitli kalmak mümkün değil.
Aslen bu olayların başlangıcı 15 Mart 2011 diye görünse de bence çok daha önceden planlanan bir eylem. Çünkü bu kadar güçlü bir şekilde ülkeyi sarstığına göre,
derinden derine büyüyen bir düşünce-buna düşünce denilebilirse- olmalı. Tabi bu düşüncenin oluşmasında "Arap Baharı" adı verilen Arap hareketi de etkili olmuştur.Muhalif unsurlar,bunların eylemlerine bir açıdan özenmiş,sözde "Özgür Suriye Devleti"ni kurmak istemişlerdir. Bir insan nasıl kendi devletinin askerine kurşun sıkarak özgür bir devlet kurmak istiyor anlam veremiyorum.
Yani özgürlük sadece kanla mı alınır? Yok yok, o zamanlar çok eskide kaldı.Artık özgürlük milli iradeyi inkılaplarla özdeşleştirerek aydınlık çıtasını tepelere yükseltmeyle olur. Tabi onların özgürlük anlayışı çağdaşlıkla apayrı olması bunun üzerine külden örtüler örtüyor.
Oradan kaçan insanların "Vatan Haini" diye nitelendirilmesi çok saçma.Yani oradan kaçanlar vatan haini de savaşanlar vatanperver mi? Düşünsenize,sizin beş kişilik bir aileniz var. Karınız patlamada hayatını kaybetti.Bir çocuğunuz ise yağan mermi yağmurunda başından vuruldu,öldü. Geriye siz ve iki çocuğunuz kaldı.Hadi sizi geçtim,iki çocuğunuzu kaybetmeyi göze alabilir miydiniz? Cevabı kocaman bir hayır. O yüzden o olayların derinine inmeden,oradaki felaketi içten içe görmeden yorum yapmak, sadece ne dediğini bilmemekle sınırlı kalır.
Bizim ülkemizin sahip çıkması çok etik bir davranıştır.Ha şu soru da meydana gelebilir:"Acaba bizde böyle bir katliam olsa onlar bize sahip çıkar mıydı?".Bu soruyu sormak karşılık beklemek olmaz mı? Bizim dinimizde ne zamandır bir iyilik karşılık bekleyerek yapılıyor? Hiç bir zaman böyle bir düşünce olmamıştır. Onlara yardım etmek en başta dini vazifemizdir.
Benim asıl kafamı kurcalayan şey ise,acaba nereye kadar devam edeceği yönünde.Yani bir ülkede bu kadar olay oluyor; 2013'e kadar yaklaşık 60000 kişi ölüp,700000 kişi ülkeyi terk ediyor,güvenlik görevlileri 300 kadar çocuğu öldürüyor. Peki Suriye nereye kadar bu şekilde gidebilir? Çok fazla sürmeyeceği belli. İçimi en çok acıtan ise o kadar çocuk ölüyor. Hiç günahları olmadığı halde.Daha hayatının baharında olan,ülkesi için yaşasaydı belki de çok yararlı olabilecek binlerce genç.Bunlar tam bir felaket değil mi?
Diğer ülkelerden de bir çok tepki alıyor bu katliamlar.Ama bu sadece tepki olmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki. Hatta bazıları bu olayları bitirmek yerine,daha da kızıştırıyor. ABD muhaliflerin tek söz sahibi olduğunu, onlara silah yardımı yapılacağını gündeme getirmişti. Kim olsa aklına tek bir şey gelir ama söylemeye dilim varmıyor.Sadece bunu o muhaliflerin saflığına yorumluyorum.