Pilli Bebek

Bir gece Ankara'nın kalabalık caddelerinin birinde karşılaşacağız inan. Yıllar sonra aynı şehirde nefes alıp vereceğiz. Karşımdan geleceksin, ışıkların arasından. Soran gözlerle bakacaksın yüzüme, inceleyeceksin 'O mu?" diye. Hemen karşında olacağım. Sarılamayacaksın. Baştan aşağı süzeceksin beni. Saçlarım uzun ve siyah olacak. Üzerimde uzunca bir pardesü. Ellerim soğuk nedeniyle ceplerimde. Ayağımda siyah topuklu ayakkabılar... Şimdi bana yakıştıramıyorsun ama o gün geldiğinde bunları sorgulamayacaksın.

Gri ve soğuk bir Ankara gecesinde, kalabalık bir caddede karşılıklı öylece duracağız bir süre. Ben başlayacağım her zamanki gibi cümleye. 'Dikilme öyle." diyeceğim. Başını eğeceksin, ellerin ceplerinde. 'Birer kahve içelim mi?" diyeceksin belki de. Ama ben çayı tercih edeceğim.

Ucuz bir kafede karşılıklı oturup iki çay söyleyeceğiz. Benimki demli olacak. Havadan sudan konuşacağız. 'Neden geldin Ankara'ya?" diye soracağım ve devam edeceğim, 'Yalnızların kenti burası." Radyoyu açacak kafe çalışanı. Herkeste bir kıpırdanma... Sadece ikimiz sabit duracağız. Heyecansız. Pilli Bebek çalmaya başlayacak. Çıkarıp çantamdan paketi, bir sigara yakacağım. Hayretler içinde bakacaksın yüzüme. Sessizce oturacağız çaylarımız bitene kadar. Ben kaçıncı sigara izmaritini küllüğe gömdüğümü unutacağım. 'Biraz yürüyelim mi?" diyeceksin bu defa da. Çayları ben ödeyeceğim ve çıkacağız kafeden.

O kalabalık ve renkli cadde yavaş yavaş kendini seyyar satıcılara, sucuk-ekmekçilere, kokoreççilere bırakacak. Susarak yürüyeceğiz o kalabalığın; serserilerin, travestilerin, el ele gezen çiftlerin, fahişelerin, satıcıların, çocukların, yalnızların arasından. Edecek tek kelimemiz yok. Ama bilirim bu duruşu... Umut besleyeceksin. Telefonunun sesi kesecek suskunluğumuzu. Ben 'Acaba o kadın mı?" diye düşünürken, açacaksın o telefonu. Müsade isteyip iki adım ötede arkanı dönüp konuşacaksın. Yine birilerini, belki de o kadını, bana tercih edeceksin. Çıkarıp bir sigara daha yakacağım ve arkamı dönüp ağır ağır yürüyeceğim. Yağmur çiseleyecek belki hafiften. Klasik Ankara... Gittiğimi görünce kalbin acıyacak, hissedeceğim. Belki ben de incineceğim biraz. 'Olsun..." diyeceğim. Olsun. Aynı kafenin önünden geçerken, biraz önce oturduğumuz yere dikeceğim gözlerimi. Hâlâ Pilli Bebek çalıyor olacak.

"Olsun demek de zor artık
Çocuk düşlerimiz yok artık."

Oturacağım ve bir sigara yakıp, demli bir çay daha söyleyeceğim.

04 Ağustos 2013 2-3 dakika 30 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    👍👍👍 güzel bir kalemin okuttuğu bu güzel çalışmayı alkışladım tebriklerimle

  • 12 yıl önce

    Hüzünlü bir yazı olmuş. Hep sorgulanır ayrılınca kim kazandı kim kaybetti. Bir sevgi ve aşk zedelenmişse çoğu zaman geri dönüş zordur. En zor ve acı olanı da yaşananları kaleme almak bence. Güzeldi Gizem kutlarım seni içtenlikle...😅👍😅