robot gelecek

Geçmişin Geleceğe Bıraktığı Pislik.

Zaman geldi, artık kendi pisliğimiz içinde boğulmaya başlıyoruz.. Beton dünyamızın içinde mahkum olmuş birer esir hayatı sürüyoruz. Sabah kalkıp o güne kavuşamadan, hiçbir şey düşünemeden, sevemeden kendimizi robotik olarak hayat dediğimiz bu mekanizmayı devam ettiriyoruz. Evet nefes alıyoruz ama aldığımız nefesin içinde bile bize ait olmayan şeyleri barındırdığının farkında değiliz. Bilgisayar başlarında duygusal hayatımızı, televizyonlar karşısında sosyalliğimizi devam ettiriyoruz ve artık hiçbirimiz dürüst olarak bir şeyleri sevemiyoruz! Yetmiyor, bu hayat dediğimiz kirlenme sürecinin devamını garanti altına almak için verilmiş tüm talimatları bilinçaltı ya da bilinçli olarak uyguluyoruz! Biz insan geleceğinin robotsal olarak ilk versiyonları olma rolünü çok sevmeye başladık. Birbirimizi, doğamızı ve var oluşumuzu sevmemiz gerekirken; cep telefonlarımızı insanlardan, doğadan. Bilgisayarları anne ve babamızdan. Televizyonlarımızı arkadaşlarımızdan, hayattan daha çok sevmeye başlıyoruz.

Söz de özgürlükler ve haklar içinde verilmiş tüm mücadelelerin ne kadar yapma ve yalan şeyler olduğunu, dün kavgaları için ölen insanların mücadeleye başlarken seçtiği yolun bugün neden yanlış olduğunu görmemek mümkün müdür? Kimsenin inancını incitmek istemem fakat insanla insan arasına giren en büyük kurum devlet değildir. Bugün bunu kendinize ispatlamanız çok kolay ve basittir. Zira önyargılardan arınmış, bağımsız olduğunuzu söylüyorsanız! Düşün gücünün, Görme erdeminin farkında olduğunu savunuyorsanız etrafınıza bakın. Önce kendinize olan bağımlılığınızı, egonuzu aşın kendiniz olabilme yolunda ben merkezcilik yerine hayat endeksli düşünün. Sizden olmayan kişileri sınıflandırmak yerine onların kendilerini düşünmediği için, düşünmeniz gereken insanların ilk başta onlar olduğunu, iticiliğin yapıcılık yerine yıkıcılık getireceğini, yıkıcılığın kazandıracağı faydalardan daha çok vereceği zararları olduğunu görün! İlk önce sınıflandırdığınız hayatın içinde sınıfladığınız basamaklarınızı kaldırın insanlar! Bir milyon düşünceyle ayrılmış aynı şeyi düşünen yine de ufak ve değersiz ayrıntılar yüzünden kendinizden akıttığınız kandan utanın. Kendinize verdiğiniz zarardan öte yaşama çektirdiğiniz acıların hesabını verin özeleştirilerinizi çıkarın ve o lanet robotlaşmış düşüncelerinizi kaldırın kafalarınızdan!

Hayatın bu bölümü, insanın yaptığı yanlışların sadece insanlara değil tüm doğaya verdiği zararların patlak verdiği bölümüdür. İnsanlar olarak bireysel egolarımızın birleşip büyük ego orduları halinde doğaya saldırdığı ve o kadar yoğunlaştığı için saklanamadığı bölümdür. İnsanın kendi rahatı için hiç düşünmeden ve hiç umursamadan her şeyi yok edeceğinin açık ispatıdır. İnsanların nasılda egoları altında ezildiğinin gösterişidir. Dünya ya ördüğümüz duvarlarla hepimizi doğadan arınmış, robot hayatlar yapacaklar. Her gün ama her gün şehir hapishanelerinde özgürlük şarkıları okuyor, başka dilde şarkı okuyanları dövüyoruz. Her gün özgürlük manifestoları yazıyor egomuza bağımlı, teknolojiye bağımlı yaşıyoruz. Özgürlük Robotlaşmışsa; Lanet olsun öyle özgürlüğe! Lanet olsun Sınır tanımaksızın yok etme özgürlüğünüze! Geleceğinizi kirlettiğiniz, doğayı katlettiğiniz özgürlüğünüze LANET OLSUN, yaşasın düşün ve hayat olarak kurtulmuş insanın SÖZLEŞMESİZ ÖZGÜRLÜĞÜ.

22 Kasım 2009 3-4 dakika 19 denemesi var.
Yorumlar