Ruhu Yitiren Bilim ve Kendini Tanrı Sanan Nefs Üzerine
Bilimin eliyle karanlığa fener tutanlar oldu,
Ama bazıları o karanlıkta yalnızca gölgeleri gördü.
Freud gibi zihinler, bastırılmış arzuların haritasını çizdi;
Ama haritanın kenarında yazan uyarıyı unuttu:
“Buradan öte ruh başlar.”
Freud, zihni çözdü, ama ruhu reddetti.
Tanrı fikrini bir nevroza, dini bir illüzyona indirdi.
O, insanın içindeki yüceliği korkuyla izledi
Ve o korkunun adını: "Bilimsellik" koydu.
Oysa bazen bilim, inkarın en entelektüel kılığıdır.
Jung ise gölgeyle oturdu aynı sofraya.
Delilikle dost oldu, karanlıkla yüzleşti.
Ve sonra Tanrı’nın ayak izlerini gördü
İnsanın derin rüyasında, arketiplerin dansında.
O, ne tanrı olduğunu söyledi,
Ne de onu inkâr etti.
Sadece “O var” dedi
Ve susarak dinledi
Ruhun kendi iç ezgisini.
Ama ne zaman ki bir insan
Tanrı’yı reddedip yerine egosunu koyarsa,
İşte o zaman bir yanılgının saltanatı başlar.
Kendisini “seçilmiş”, “yüce” ya da “aydınlanmış” sananlar
Bir esmanın nuruyla yanmak yerine
Onu taklit etmeye kalkar.
Bestami’nin “Enel Hak” fısıltısı
Hiçbir zaman bir iddia değildi,
Bir yokluğun içinden gelen aşkla dolu bir sessizlikti.
Ama günümüzde bazıları
Kendini "O" sanarak
O’nu unutuyor.
Çünkü bilmek yeterli değil,
Ruhunu da bilmen gerekir.
Ve bazen susmak,
Bin kitaptan daha çok şey söyler.
Sercan bey deneme olarak eklediğiniz eserler şiir formatında çoğunlukla ve satır araları boşluklu