Sabır Kudreti

İşe acele ile girme, sabır ve teenni ile hareket et. Acele yapılmış olan işler yarın pişmanlık getirir' (Yusuf Has Hacip)
Kavgacı bir samuray savaşçısı Zen ustasından cennet ve cehennem hakkında bilgi vermesini ister. Zen ustası onu başından savar. Sinirlenen savaşçı Zen ustasının üzerine kılıcıyla yürür. Samurayın bu davranışı üzerine Zen ustası;

'İşte bu cehennemdir' der. Zen ustasının bu eğitici sözleri karşısında samuray irkilip kendine gelir. Sakinleşerek kılıcını kınına koyar. Sonra Zen ustasından özür diler. Kendine verdiği dersten dolayı teşekkür eder. Zen ustası bunun üzerine sakince; 'İşte bu da cennettir' der.
Aklı devre dışı bırakarak duyuları felce uğratan öfke, sinir ve stres karşısında sağduyulu davranamayan insanlar sonradan pişmanlık duyacakları davranışları yapmaktan kendilerini alıkoyamazlar. Bunun için aklı rehabilite eden sabır tabibinin elinden tutmak dengeli davranmak için bir gerekliliktir. 'Dert ve sıkıntının şiddetine sabır göster, bunun da sonu gelecektir. Bil ki sabır bir asalet göstergesidir.'(Hz Ali)

Yaşadığımız hayatta karşılaştığımız birçok menfi duygu, düşünce ve davranışın kökeninde tahammülsüzlük yatmaktadır. Cehalet, cinnet ve depresyonlar istenmedik davranışlara sabır sisteminin yıpratılarak devre dışı bırakılmasından kaynaklanmaktadır. Aslında insan ilk önce aynadaki kendine bakarak diğer insanları yargılamaya kalksa daha insaflı olacaktır. Çünkü dışarıdan baktığı insanlara karşı aldığı sert yargıları gerektirecek davranışların birçoğunu kendisinde de görecektir. Bu bağlamda güzel insan Hz Muhammed (as) ne güzel bir değerlendirmede bulunmuştur; 'Sizden biriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.'(Buhari/Kitabul İman-7)

Eşlerden birisi karşısındakine yaptığı herhangi bir davranıştan dolayı kızarak ona tavır almadan önce onun ne için öyle davrandığını ve kendisi olsa o durumda nasıl davranacağını tetkik ederek bir tepki geliştirmeli. Fanatik taraftarlar gibi kendi tarafının yanlışlarına, karşısındakinin de iyi yanlarına kör olarak sağlıklı bir iletişim sağlanmayacağını bilmelidir. Veya arkadaşlar arasında yapılan herhangi bir kusur ve yanlış anlaşılacak davranışlara karşı da sabır ve tahammül gözlüğüyle bakarsak sevgide bir derece ileri geçebiliriz.

Kur'an-da anlatılan ilk kıssanın Yunus peygamberin kıssası olması çok manidardır. Bu benim dikkatimi çekti. Ayetlerde şöyle belirtilir; 'Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti. Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı. Kalem/ 48

Kendisine verilen görevi karşı sorumluluk bilinciyle yerine getiren Yunus (as) insanların duyarsızlığı karşısında sabırsız davranmış ve bulunduğu beldeyi terk etmiştir. Bu sabırsızlığının karşılığını ise bir balığın karnında kalmakla almıştır. Şayet af ve merhamet olmasaydı rabbimizin rızasına nail olmayacaktı. İşte Hz Muhammed (as) e hatırlatılan gerçekte buydu; Görevin ne kadar zor olursa olsun, insanlar ne kadar duyarsız olursa olsun sana düşen sabretmek ve sabırda kararlı olmaktır.

Sabır bir kudret macunumudur yüreğimize güç veren ona bir bakalım. Ataların söylediği bir söz ne güzeldir değil mi; 'Öfkeyle kalkan zararla oturur' O halde sabırla kalkan kazançlı çıkar sözü hiçte yabana atılacak bir söz değildir. Ancak bu macunun damarlara işleyerek onu güçlü kılması biraz zaman alacaktır. Bu zamanı göze alan insanlar sonunda hedeflerine ulaşırlar. Mevlana bu konuda şöyle demektedir; 'Sabır, insanı maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur.' Çünkü aklı itidal üzere ve kalbi sağduyuludur. Ne yapacağını bilmeden aceleci bir yaklaşımla işler birbirine sarpa sarar ve neyi nasıl yapacağını bilmez bir hale düşer. Sonunda o kadar çok çalışmasına rağmen başarıyı elde edemez. Sabır bir rehberdir. Duyuları kontrol altına alarak yanlışa düşmekten alıkoyan ve doğruya yönelten bir rehberdir. Mevlana bu konuda boşuna sabrın maksada ulaştıran iyi bir kılavuz olduğunu söylememiştir. Çünkü aceleyle düşülen yanlışlar insana tekrar başa döndürerek zaman kaybetmesine ve hedefe daha geç varmasına veya varamamasına neden olacaktır.

'Cenab-ı Hak, imtihanlara karşı ne kadar sabır ve mukavemetimiz olduğunu bizlere göstermek için bizi bu dünyaya göndermiştir.'( M.F Gülen) Bu gerçek ilk insan Hz Âdem'den (as) başlayan bir süreçte gerçekleşmektedir. İblisin aldatıcı hayallerine karşı nefsin yularını meşru dairedeki lezzetler vahasına çevirerek hem dünyanın nimetlerinden istifadeyi hem de rızaya muhalif eylemlerden kaçınmayı sağlayabiliriz. 'Sabır, nefislerin hazırlık ve terbiyesidir. İmtihanlardan yılmamanın, facialara karşı zaafa düşmemenin ve şiddet anlarında çökmemenin vazgeçilmez bir gereğidir,' (Seyyit Kutup)

Aktif ve pasif sabır yaşantımızı anlamlandıran temel ilkelerdendir. Aktif sabır karşılaştığımız zorluklar, haksızlıklar karşısında dirençli olarak ayakta dik durmasını bilmekle gerçekleşir. Derslerin zorluğuna karşı daha çok gayret etme, zalimin karşısında doğruyu söyleme ve hakkı ikame etme bunlardan bazılarıdır. 'Rab`bin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese şefkatle davranmalı, öğretme yeteneği olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalıdır.' Pavlus`tan Timoteos'a İkinci Mektup; 2.Ti.2: 24

Pasif sabır ise karşılaştığımız herhangi bir musibet, doğal afet veya kendimizden kaynaklanmayan bir felaket karşısında isyana yönelmeden tevekkül kalkanıyla iblisin isyan mızrağından kendimizi muhafaza etmektir. Bir yakınımızın ölümü, deprem, tsunami gibi doğal olayların hayatımızı menfi yönde etkilemesine izi vermemektir. 'Sabır ipliğini aşk iğnesine geçirip yırtılan umutları dikin.' (Mustafa İslamoğlu) Bu belki biraz zor olacaktır ama her başarıya zorluk köprüsünden sabır bineğiyle geçerek varılmaktadır. 'Sizin yanınızdaki (dünya malı) tükenir, Allah katındakiler ise bâkidir. Elbette sabırlı davrananlara yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz.'(Nahl/96)

Buna en güzel örnek ise Bambu ağacıdır. Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirirler; ağacın tohumu önce ekilir, sulanır ve gübrelenir. İlk yıl tohum hiçbir şekilde başlını gün yüzüne çıkarmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da başını toprağın üzerine çıkarmaz. Üçüncü ve dördüncü yıllarda da aynı işle tekrarlanır. Tohum sulanır, gübrelenir. Fakat Bambu tohumu bir türlü filizlenmez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su verip gübrelerler. Beşinci yılın sonlarında bambu yeşermeye başlar. Altı haftada ise boyu yaklaşık yirmi yedi metreye ulaşır.

Ağaç altı haftada mı yoksa beş yıl gibi uzun bir zamanda sabırla bakımın sonunda mı bu boya ulaşmıştır. İşte umutlarımız da sabırla sulanırsa sonunda ideallerimiz, hayallerimiz gerçekleşir. Dünyanın kahrına sabır ahiretin sefasını getirecektir. Arkadaşın cefasına sabır, dostluğun samimiyetini sağlayacaktır. Eşimizin hatasına sabır, evde huzur ve muhabbeti sağlayacaktır. Çocuğumuzun yaramazlıklarına sabır, kendine güven duyan bir neslin temelini atacaktır.

17 Aralık 2009 6-7 dakika 59 denemesi var.
Yorumlar