Sana Bakınca

sana bakınca anne görüyorum. sonra bir akşamüstü, işten dönmüşüz, yemek telaşı, aynı amaca hizmet etmenin bir anda iki fikri saran koşuşturmacası... herkesin düşleyebileceği kadar mütevazi bir şekilde dekore edilmiş bir ev, evin önünde "ayağımızı yerden kessin yeter" deyip yetinebilecek bir araba... sonra ilk fırsatta bir tatile çıkma planı, sürekli ertelenen, yine de gerçekleşmeyi bekleyen. birikmiş birkaç fatura, yine son güne kalan... üşengeçliğim ve senin buna karşın her şeye rağmen anlayış dolu sitemlerin, sonrasında ortada en ufak bir pürüz bırakmayana dek tüm kötü şeyleri unutuşumuz, birlikte oluşumuz, bir oluşumuz.

sen bana bakınca kendimi önemli biriymiş gibi hissediyorum. en sevdiği çizgi film kahramanını rüyasında görüp onunla maceraya atılmış bir çocuk gibi... ileride mutlu mesut yaşayacak bir çiftin masasında duran bir bardak çay gibi, iyi bir şeylere vesile oluyormuşcasına bahtiyar ve içten içe sıcak. birazdan idam edilecek bir mahkumun yaktığı son sigara gibi, tercih edilmiş olmanın gururuyla tükenmeye hazır. küresel bir platformda düzenlenen bir toplantıda ilk kez söz hakkı almış bir üçüncü dünya ülkesi başbakanının başarısını paylaşıyormuş gibi oluyorum, sen bana bakınca.

sonra, en imkansız şekilde nitelendirilen şeyleri başarabilmenin gücü nüksediyor her bir hücreme ve en değiştirilmez etnik kökenleri bile değiştirebilecek bir inanç... ardına milyonlarca partizan almış bir ideolojiye dönüşüveriyorum, sen bana bakınca.

baktığında yaratabileceğin etkileri buraya sıralamam pi sayısının rastlantısallığı kanıtlamak kadar saçma olur. İki paragraf ve birkaç tane betimleme ile anlatabiliyorum bunları ancak. lütfen kusurumu mazur gör.

bana bak.
beni sev.
çünkü her şey çok güzel olacak...

10 Eylül 2013 1-2 dakika 6 denemesi var.
Yorumlar