Sanduka

Dünyanın her yerinde hükümetler ve sermaye köylerden varoşlardan topladığı çalışanları kontrol altında tutabilmek için sandukaları kullanır. Sandukanın ne olduğunu kitaptan okuyanlar sandukacıların demokratik seçimlerle göreve geldiğini, yöneticilerinin aidat aldığı üyelerinin menfaati için çalıştığını ,üyelerine hesap verdiğini, hükümet ve sermaye ile yaşadığı süreçleri üyelerine anlattıklarını, anlatmazlarsa üyelerin onları görevden alabileceğini zanneder. Fakat işin içine girince anlarsınız ki bunlar diktatörleşen teknik bürokratlar gibidir. Bu teknik diktatörler kendi varlığını sürdürmek için hükümetleri, işverenleri ve var olmaları kendisine bağlı olan üyelerini arkasına alarak itaat etmeyenleri terbiye edecek bir güç yaratır. İtaat etmeyenlerin büyük çoğunluğu bu gücün neler yapabileceğini bildiği için menfaat ve düzenlerinin bozulmaması için beyaz bayrak kaldırır. Az sayıda kaybedecek bir şeyi olmayan da bu örgüt karşısında erir gider. Sandukada bunları belli bir oranda durup artmadığı sürece tehlike olarak görmez. Dolaysıyla sanduka; çalışanların emrinde değil, çalışanlar sandukanın emrinde olunca demokrasinin yerini teknik diktatörlük alır. Sandukalarda seçimler öyle göründüğü gibi adilde değildir. Şike ve hilenin en akıl almazı vardır. Aday olan üyeler doğrudan yada dolaylı olarak sadakat testinden geçirilir. İşçi sınıfını temsil etmek, onların menfaatlarını korumak, meslekleri ile ilgili eğitim vererek gelişen teknoloji karşısında üyelerinin işveren karşısında vazgeçilmez olmasını sağlayarak sermayenin kazandığı gelirden hakkını alma mücadelesindeki işçi seçilip sandukacı olunca iş elbisesini çıkarıp takım elbisesini giyip ağalığa terfi edince, şaşalı bir hayata geçiş yapar. Bu yeni şaşalı hayatlarında, onun için eskisi gibi işçiliğin zorlu şartlardan kurtulan küçük ağaların altında son model arabası, itibar gördüğü bir çevresi ve alışık olmadığı bir kültür yaşantısı, yeni arkadaşları olur. Eğitim adı altında gitmediği ülke kalmaz. Siyasetçiler, gazeteciler, iş adamları, avukatlar, iş peşindeki müteaahhitler, akademisyenler, öğretmenler, işverenler ve onların temsilcileriyle beraber yaşamaya başlayacağı bir hayat kurar. Sermayeye karşı işçiyi temsil edecekken, orta sınıf para babaları ile kanka olup yeni bir sınıf içine yerleşir. İtibar ve saygınlıkları artar, temsil ettiklerini yönetip kullanmak elindeki imkan ve işbirlikçileri ile itaat etmeyenleri terbiye etmek hoşlarına gider. Maddi ve manevi olarak yaşam standartı yükselen küçük ağalar hedeflerini büyütür büyük ağaları takibe alır. Elit ve nezih denen insanların yaşadığı semtlere onlara yakın olan lojmanlara taşınır, evinde işçi olduğunu hatırlatacak eşyalar gider yenileri gelir. Hayal bile edemediği arabalar, giderinin üzerinde aldığı maaşlardan yapılan birikimler, yurt dışına yapılan seyahatler, lüks otellerde konaklama, rüya gibi yaz tatilleri görenin başını döndüren bir yaşam standardına sahip olurlar. Hal böyle olunca işçinin geleceği, tamamen sanduka patronunun vicdanıyla hesaplaşmasının sonucuna kalır. Dönüşü olmayan yola giren sandukacı için tekrar ‘işçi' olmayı düşünmek bile bir kabustur. Çünkü artık o, işçi değil sermaye düzeninin adamıdır. Sahip olduğu bu yaşantıyı kaybetmemek için en yakınındakine bile güvenmez itaat etmeyeceğini anladığı an onu yok etmek için elinden geleni yapar.

PEKALA SORUN NEREDE?

Sorun kişilerde değil darbecilerin yaptığı içeriği bir türlü değiştirilmeyip meclis raflarında bekletilen sendika yasası, yönetmeliği, sendika anatüzüğü ve delege seçim sistemi ve işverenlerin sübvanse ettiği toplu sözleşmelerdedir. Sandukalar bürokratik sistemden çıkarılıp demokratik sisteme geçirilmelidir. Çünkü bürokratik sistemlerde emreden yapan itaat eden etmezse cezalandırılan kişiler vardır. Demokratik sistemde ise hizmete talip olan, hizmet eden, hesap veren, seçimle hizmeti onaylananın görevine devam ettiği, onaylanmazsa bu görevi yapamayanların görevden uzaklaştırıldığı sistemdir. Demokratik sistemlerde sandukacılar kendi çıkar ve menfaatleri için kimseyi kullanamaz. Kimsede sandukacı tarafından cezalandırılıp, gözü korkutulamadığı için boyun eğmez. Sandukacılar 'Yaşasın emekçi sınıf mücadelemiz, attırmayız, sattırmayız, demokratik anayasal haklarımız, yaşasın işçilerin birliği, grev sebebi, kırmızı çizgimiz' gibi sloganlarla işverenlere ve hükümete beni görür, bana dokunmazsanız beslendiğim sisteme çomak sokmazsanız anlaşabiliriz mesajı verir. Ucu kendilerine dokunmadığı sürece her konuda anlaşılabilen insanlardır. İşveren ve sandukacı dayanışma içine girer sararır solarsa işçilikten çıkıp sınıf değiştererek patron hatta ağa olan sandukacı karşısında işçi kaderine razı olmak zorundadır. Adı üstünde onlar profesyonel sandukacıdır. Her mesleğin profesyoneli kendini ispat etmek için değil daha çok kazanmak için yapar. Sınıf değiştiren sandukacıda işçinin menfaati için değil kendi menfaati ve düzenin bozulmaması için çalışır. Düzenine çomak sokacağını anladığı işveren ve siyasetçilerin üzerine usta bir manevra ile işçileri örgütleyip onların üzerine salar. Sorunun çözümü kişileri değiştirmek yada işverenin sübvansiyesini kesip sandukacının iş bitirdiği yolları kapatmak değil yapılması gereken sistemin değiştirilmesidir.

DEVLET VE İŞÇİLER NE YAPMALI?

1- Devlet sendikalar yasasındaki şube yöneticilerinin görev süresini iki dönemle sınırlandırmalı, genel merkez yönetimine iki dönem görev yapan şube yöneticiliği yapanlar aday olup genel merkez yöneticilerininde görev süresi en fazla iki dönem olmalıdır.
2- Dört yıl hizmet yapan yöneticilerin üyelerine hesap verebilmesi için doğal delegelik kaldırılmalı seçim pusulalarında onlarında adları yer almalı kendini seçtirecek delegeler seçilirken perde arkasına saklanıp yönetim seçilirken süpriz diye ortaya çıkmalarına engel olunup hesap vermekten kaçmaları engellenmelidir.
3- Sendika seçimlerini genel merkezler değil ilçe seçim kurulları tarafından yapılmalı temsilde adalet ve hesap verilebilirlik açısından servis temsilinde delege sayıları eşit dağıtılıp gerekirse servis bazında delege seçimi yapılmalıdır.
4- Sanduka şube yönetici maaşları toplu sözleşmedeki en yüksek işçi maaşına eşitlenmeli çalıştığı işyerindeki işçilerin toplu sözleşmesine tabi olmalı bu kişilere ödenen maaşlar işverenin yatıracağı aidatlardan mahsuplaşma yapılıp geriye kalan kısım sendika genel merkezi hesabına yatırılmalıdır. Genel merkez tarafından bu kişilere başkaca hiçbir ücret ödenmemelidir.
5- İşverenin sendika yönetimini ele geçirmek sarı sendika oluşumunun önüne geçmek için geçici işcileri sendika üyesi yaparak sendikaya müdahalesi ve manipüle yapmaması için seçimlerde bir yıllık üye olma şartı getirilmelidir.
6- Sendika temsilcileride genel merkez tarafından atama ile değil seçimle gelmeli bunların evrak dağıtan ayakçı pozisyonundan çıkarılıp belli liyakat şartlarını sağlayan kişilere iyi bir eğitim verildikten göreve başlamalıdır.
7- Sanduka derece sınavları için soru hazırlama komisyonlarından çıkarılıp aidat aldığı üyelerinden itaat edenlere soruları servis edip itaat etmeyenlerin hakkının yenmesinin önüne geçilmelidir. Çünkü bu güce itaat etmeyenler işe girdiği derece ile işe girdiği yerden emekli olmaktadır.
8- Vardiya tazminatı toplu sözleşme ile alınan hak olmaktan çıkarılıp iş kanunu ile alınan bir hak olmalı ve bu toplu sözleşme ile artırılabilmelidir. İş güçlüğü ve bakım tazminatı yerine her ay kaç yevmiye fiili hizmet alıyorsa o kadar gün net yevmiye maaşlara ilave edilmelidir. Bu yevmiyede toplu sözleşme ile artırılabilmelidir. Çünkü işveren 3500 tl alan bir işçinin alınterinin 2000 lirasını kendi 1500 lirasını üyelik yada dayanışma aidatı altında sana bir yevmiye 80 tl verirse işçiye ver vermezse bende vermiyorum der gibi dolaylı yönden sübvanse edip sandukacının cebine koymaktadır.
9- Sandukalar kendilerine iyi baktırmak için estetik bile yapılan hastane, misafirhane, otel, yapmak, işçilerin paralarını siyasilere yaranmak için oraya buraya yardım diye bağışlamak yerine yıllarca aidat ödeyen işçileri için lokal, huzur evi, kadın sığınma evi vefat eden üyelerinin çocuklarının eğitim masraflarını üstlenmelidir.
10- Sandukadan işveren karşısında donanımlı bir işçi olmak, işsiz kalmaktan korkmamak için bilgisayar, yabancı dil ve meslekleri ile ilgili en iyi eğitim ve hukuki destek vermesi için ısrarcı olunmalıdır.
En kalıcı çözüm eğitimli ve bilinçli olmadır. Ayda 80 tl yılda 960 tl verdiğimiz sanduka çalışanın uşağıdır. Hesap sorulmalı hesap vermelidirler. İşçiler korkar susarsa parasıyla kendini terbiye ettirmiş olur.80 tl verip 1500 lira fazla almak için değil menfaatinizi koruduğu, eğitim verdiği, kültürel ve sosyal faaliyetler düzenlediği, size birşey olursa ailenizi yalnız bırakmadığı, yaşlanınca kimseye muhtaç etmediği, şiddet görünce yanınızda olduğu sadece üyeyken değil yaşam boyu yanınızda olduğu için 80 tl vermeliyiz. Üç kuruş fazla almak için üye olup aidat ödemeye devam edilirse ölünce arkadaşlarınıza öldü diye bir mesaj hizmeti ile yılbaşında bir yere yardım yapılmazsa bir yıl boyunca avunacağınız bir şemsiye, birkaç fincanla idare edersiniz.

Biz başaramadık umarım sizler başarırsınız.

29 Mart 2017 8-9 dakika 25 denemesi var.
Yorumlar