Şanzımanlı Çamaşır Makinesi

Şanzımanlı Çamaşır Makinesi

20 Nisan 1889 tarihinde doğdu, orta halli bir memur çocuğuydu, daha dokuz yaşlarında babasıyla ileride ne olacağını tartışıyordu!

Hoş, sonunda dünyanın başına musallat oldu!

Adolf Hitler, sever misiniz? Hepinizin suratı şöyle bir ekşidi farkındayım. Fakat burada önemli olan konu şuydu; bir Avrupalı bebenin 1800’lü yılların sonlarında babasıyla oturup ne olması konusunda yaptığı tartışmaydı mevzu!

Yıl 2020 eminim yine bir Avrupalı bebe, ebeveynleriyle ileride ne olacağını oturup konuşacak kadar cesur davranış sergiliyordur!

Canım ülkemde o yaşlarda bir bebe, pısırıklaştırılmış ve burnunda sümükle geziyor! Hala annesi yemek yemiyor diyerek peşinden koşuyor! Hala babası sokakta başına bir şey gelir mi diye tetikte bekliyor!

Millet çocuğuna değer veriyor daha küçük yaşta fikirlerini soruyor, bizimkiler elinde poğaça, zorla yedirmek için peşinde dolaşıyor! Adını da sorumluluk koymuş bu davranış biçiminin, çocuklara böyle değer verilmez, haberi yok iki gözümün çiçeğinin!

Sonuç olarak böyle yetişen bebeler ya sıfır özgüvenle, ya da rakamı belli olmayan bir özgüvenle atıyor adımını yaşama! Sonunda olacak değil ya bir evliya, al sana sürüsüyle budala!

Ülke şartları ağır bunu kabul ediyorum, herkes bebesinin bir şeyler olmasını istiyor ama kimse “ne olmak istiyorsun” diye sorumuyor! Aileler nasıl olsa karar verirler, bebeler de onların istediği yere seve seve giderler!

Bu ülkenin, tamirciye ihtiyacı var mı, var, tesisatçıya ihtiyacı var mı, var, bahçivana ihtiyacı var mı, var, demirciye var, kömürcüye var, sanayiciye var, kargocuya var, seracıya var, meracıya var, var ulan!

Gerisini artık siz tamamlayın, beni fazla yormayın!

Herkes doktor, herkes mühendis, herkes avukat, herkes vekil olmak zorunda mı? Herkes bakan, herkes başbakan, herkes kaymakam olmak zorunda mı? Herkes her şeyi bilmek zorunda mı peki? Fen’i, biyolojisi, geometrisi, matematiği, fiziği, kimyası! Kimyası bozulmuş bir toplumun, sınav siteminin nasıl olmasını beklerdiniz peki?

Bir şeylerin kısaltması yapılıyorsa bilin ki var o işte bir hinlik!

HGS, OGS,SBS,LGS,ÖSYM,MSMY,TSMY, say say bitmez! İleri seviyesi, geri seviyesi, şanzımanlı çamaşır makinesi gibi!

Bırakın bu işleri artık, milleti gaza getirmeyin, çocuklarımıza da eziyet ettirmeyin!

Onurlu bireyler yetişsin artık ülkede, konusunda en iyisini yetiştirin, birey ister çöpçü olsun, ister çoban, yeter ki sadece cebini doldurmak peşinde koşan, bunun için her yolu mubah sayan, bir hayvan olmasın!

Diploma sahibi kişileri “kişilikli birey” ve “konusunda uzman” insan olarak yetiştirelim!

Öküzün ağzında samanı çevirip durduğu gibi, çocuklarımızın hayatını alıp ağzınıza gevelemeyin!

Bunun için gerçekten çalışalım, çabalayalım, çocuklarımızla ne olmak istediği konusunda tartışalım, onlarla ciddi işler konuşalım, höyt, hoyt, otur lan, kalk lan, yat lan, gel lan, deyip, sonrasında da bunların “kişilikli bireyler” olmasını ummayalım!

Haydi, kalın sağlıcakla!

29 Haziran 2020 2-3 dakika 95 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)
  • Tebrik ederim Muhammed Bey.

  • 3 yıl önce

    Çocuklar, bizim çocuklarımız, toplumun aynası demek çocuk. İlk eğitimleri zaten aile de başlar, sonra ilkokul ve diğer okullar kişilik üzerine ekleme yaparlar. Eğer ki ülke de iyi okullar ve idealist öğretmenler çoğunluktaysa o ülke de çocuklar daha sağlam bir şekilde yetişir ve yetişkin olduklarında da ülkelerini ilerilere taşımak için var güçleriyle çalışırlar. Bizler ne zaman ki çocukları horlamaktan, aşağılamaktan toplum olarak sıyrılırız, çocuklarımızın da kişiliği sağlam temellere oturur... Milli Eğitim bir ülkenin olmazsa olmazlarındandır unutmamalı ki... Artık, bundan sonra iyi bir revizyon yapılmalı ve çocuklarımız yeteneklerine göre yapabilecekleri mesleklere yönlendirilmelidir... Doktorsa doktor, İktisatçı ise ya da mühendis olacaksa bunlar saptanıp yönlendirme yapılmalıdır. Yoksa YKS ya da ÖSS OKS dershane sarmalında döner dururuz... Gelişmiş ülkeler bunu nasıl başarmışsa, onları örnek alıp, kendi toplumumuzun da dinamiklerini es geçmeden bünyemize uygun hale getirmeliyiz, diye düşünüyorum. Gayet güzel bir yazı kutluyorum Muhammed Kardeşimi içtenlikle...