Şatodaki Karanlık

Dolapta sadece havuç kalmıştı. Havuçlardan güzel kızartma olur diye düşündüm. Havalar yeterince ısınmadığı için çamaşırları bugün de içeri serdim. İyi ki salonumuz çok büyük diye sevindim içimden. Çamaşırlığım yoktu belki ama giysileri koltukların sandalyelerin kapıların ve çekyatların üstüne asıyordum ve ertesi güne kurumuş oluyorlardı. Annem de böyle kurutuyordu diye geçirdim içimden, tek farkla ki annem sobanın demirlerine asıyordu bense peteklere çabuk kurumasını istediğim çamaşırları.

Eski demlikleri boyayalı çok oldu içlerine küpeli çiçeği diktim ama henüz alışamadılar yerlerine. Küpeleri birer birer döküldü. Olsun hala biraz umudum var. Alışmazlarsa yerlerine kadife çiçeği ekmeyi düşünüyorum. Bugün de yuvasına yiyecek taşıyan saksağan ailesini imrenerek izledim odamın camından. Ağacın tepesindeki yuvaya dalları birer birer atlayarak çıkması dikkatimden kaçmadı. Demek ki kanadı da olsa birer birer çıkılıyor basamaklar kuşların da ülkesinde. Çocukluğumu anımsattığı için belki bilmiyorum İbrahim SADRİ' den şiirler dinlemeyi çok seviyorum...

Bir örümcek avuçlarında sukut diyor ki

Bakıp da görmeyen gözler elbet bir zindanın kahrını özler

Nurullah GENÇ

Rüyamı hatırlıyorum sonra uçarak bir ağacın gövdesine iniyorum. Bir kişilik yatacak yer buluyorum ağacın gövdesinde ben buraya sığarım diye seviniyorum, bu ağaç saklar beni diye...Şatonun etrafını karanlık sarmış gece mi bilmiyorum? Ne kadar kovalasam o kadar büyüyor karanlık, karanlığın büyüttüğü ne varsa kanatlanıp büyüyor...

Geçen gün öğrenci etkinliğinde herkesten bir anısını yazmasını istediğimde bir öğrenci kağıda köpeklerden çok korkuyorum diye yazmış. Belki de zihninde sürekli köpekler kovalıyor bu minik yüreği. Çocukların yazdıkları notları okudum dün gece. Çoğu doğum günlerinden dolayı ne kadar mutlu olduklarını yazmışlar. Bazıları da başlarından geçen ama zihinlerinde yer etmiş kazaları yazmışlar. Yazar, doktor, polis olmak istiyorum diyenler olmuş anı köşesine...Yüreklerinin ve hayallerinin ne kadar güçlü olduğunu anlıyorum bir kere daha. "Onlar minicik cüsseleriyle koca dünyayı taşıyorlar biz kocaman bedenimizle karınca yüklerimizden kurtulmanın yollarını arıyoruz..."

Ruhuma saklambaç oynatan ne varsa şatodaki karanlığın bir yansıması diyorum kendi kendime. Karanlıkları nasıl büyüttüysem sizinle de küçültmek istiyorum bir şatoluk bu saltanatı. Geceye bir yazı çıkartmakla sabaha fırından taze ekmekler çıkartmak aynı duygu bir yazarın yüreğinde. Karanlıktan sıcak bir ekmek kokusu yayılsın diye burada bırakıyorum yazıyı şimdilik. Karanlığı bir engel olarak görenler aydınlığı hiçbir zaman hissedemeyecekler belki. Çünkü en derin karanlıklar bağrında sabahı taşır. O halde sabah yakın...Devam edecek

20 Mayıs 2023 2-3 dakika 242 denemesi var.
Beğenenler (6)
Yorumlar