Seğmenlik ve Tarihçesi

SEĞMENLİK NEDİR

Seğmenlik kısaca bir Oğuz töresi,bir yaşam tarzı olup;Oğuz Türklerinin örf,adet,gelenek ve göreneklerinin yaşatılan,günümüze kadar uzanıp halende yaşanıp ve yaşatılmaya devam edilen,Ecdadımız Atalarımız Oğuz Türklerinden bizlere bırakılan bir kültür mirasıdır.Dünya üzerinde ben ben Türk'üm diyebilen herkesin töresidir.
Konuyu biraz açarak Oğuz Kağan dönemine gidersek Oğuz Kağanın Büyük Hun devletinin en büyük kağanı bir diğer adınında Mete Han olduğunu tarihçiler söylesede bu konuda kesinleşmiş delil ve tarihi kaynak yoktur.Oğuz Kağanın Zülkarneyn (A.S) olduğuda söylenmektedir.Bu üç isminde aynı veya ayrı yarı kişiler olup olmadığının doğrusunuda Allah'tan başka günümüzde bilen olmadığı;Yalnız Türk soyunun Nuh Peygamberin Yafes isimli oğlundan çoğalarak geldiği bilinmektedir.
Ama şu bir gerçektir ki Türkler müslümanlıktan öncede,sonrada Oğuz Kağanı ata saymışlardır.Tarih Hun Türklerinden,günümüz Türkiye Cumhuriyeti devletine kadar kurulan devletlerin, Horasan,Azerbeycan,Türkmenistan,Irak,Anadolu,Balkanlar,Kırım,Ukrayna,Kuzey Afrikada devlet kurmuş bütün Türk Topluluklarının hep aynı OĞUZ-HUNbirliğinin torunları olduğunu gösteriyor.

TÜRK TARİHİNDE DOKUZ SAYISININ ÖNEMİ

Tarihte ilk tam donanımlı Türk ordusunu Mete yani Oğuz Han kurmuştur.Tarih shnesinde ilk olarak o dönemde yaşayan bütün Türkleri bir Tuğ(sancak) altında toplayan 19 Türk boyu olduğu söylenir,Oğuz Han kurduğu bu orduyu onlu sisteme göre düzenlemiştir.Ordunun başında kağan ve onun emri altında
9 ayrı birlik.
O günden sonra Türklerde 9 sayısı adeta bir gelenek halini almıştır.Örnekler verirsek,Selçuklu devletinin kuruluş döneminde Dokuz Oğuzların yaşadığı,Osman Gazinin bey ilan edilişi sırasında bir keçe içerisinde 9 defa havaya kaldırılması,bir efenin yalnızca seğmen olamayacağı ama 9 efenin bir araya geldiğinde seğmen alayının kurulabileceği,hatta günümüzde bunun bilincinde olarak veya olmayarak,bir çok dernek yönetim şeklinin 9 kişiden oluştuğu gibi halada bu gelenek devam etmektedir.

SEĞMEN KELİMESİNİN OĞUZ-HUN DÖNEMİNDE SÖYLENİŞ ŞEKLİ,MANASI ve KENGEŞ MECLİSİ İLE SEKMAN KELİMESİNİN İLİŞKİSİ TUĞRAK ve HÜMAYUN

Seğmen kelime olarak Oğuz-Hun Türkleri zamanında Sekman ve Sekmen olarak kullanılmıştır.Bu zamanla bazı bazı öz Türkçe kelimelerin değişikliğe uğradığı gibi sırasıyla SEKMAN-SEKMEN-SEKBAN-SEGMEN-SEĞMEN olarak kullanılmış hatta günümüzde SEYMEN olarakta kullanılmaktadır.
Yine Osmanlılarda yeniçeri ocağının 65.ortası mensubuna verilen ad "Sekban Teşkilatı"(Sekban Ocağıdır).Burada Sekban kelimesinin yine Oğuz-Hun-Göktürkler döneminde kullanılan Sekman kelimesinden alındığı sanılmaktadır.Sekbanların görevi padişahlara avda eşlik etmek onu korumak,harp zamanı yeniçerilerle birlikte savaşa gitmekti.Osmanlılarda 2.Mahmud dönemindede Yeniçeri ocağının yerine "Sekban-ı Cedid"isimli bir ordu kurulmuştur.
Oğuz Türkleri bugünkü dilden anladığımız Padişah mührü olan Tuğra'ya "Tuğrak" derlerdi ki bu Oğuz Hanın ungunu yani sembolü olan bir kuşun resmiydi.Eski Türkler bu kuşa "Humay" yada "Huma" da derlerdi.Onun için Türkler tuğraya bir humay ilave ederek onlara ait şeyler "Humayun" deyimi ile belirlenir olmuştur."Otağı Humayun" "Orduyu Humayun" gibi.

KENGEŞ MECLİSİ
Danışma (Muşavere) Meclisi.Bir iş için bilgi ve yol sorma.Oğuz-Hunların hür iradesi altında danışma meclisi mahiyetinde "Kengeş Meclisi" denilen yıllık dernek yığınak toplanıp ziyafet verilirdi.
KENGEŞ MECLİSİNİN GÖREVİ=Bu meclis devletin ileri gelenleri,Bilge ve yaşlı kişilerden kurulu olup,Kağan,Bey seçmek,mevki,damga,ünvan vermek,insan ve hayvan sayımı yapmak için toplanırdı.
SEKMAN KELİMESİNİN MANASI=Oğuz-Hun ve Göktürkler zamanında kullanılan Sekman=Basamak ve Yükselmek tir.Sekman mana olarak basamak ve yükselmek olduğuna göre;
Oğuz-Hun Türkünün ünvan alabilmek,mevki sahibi olabilmek,bey,han,hakan,kağan olabilmek için bazı basamakları çıkarak yükselmesi için,bir meclisten onay alması gerekirdi.Bu mecliste o günün söylevi ile Sekman veya Sekmen=Basamak.yükselme Meclisi olgusunu güçlendirmektedir.
Bu araştırmadan yola çıkarak Oğuz-Hun Türkleri zamanında başlayan bu uygulamanın "KENGEŞ=DANIŞMA" SEKMAN=BASAMAK (Yükselmek) mana itibariyle birbirini tamamlayıcı olması o günkü "Kengeş Meclisi" nin bir diğer adınında "Sekmen Meclisi" olarak kullanılma ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

SEĞMENLİK GELENEĞİNİN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ,ÖNEMİ ve BUGÜNLERE GELİŞİ
Oğuz Hun'un en büyük hakanı Oğuz Han (Mete) M.Ö 210 lu yıllar.Devlet içerisinde asayişi sağladıktan sonra ilk işi bir tören alayı kurdurup,kendisinin tahta çıkış törenini icra ettirmesidir.
O günden günümüze doğru bazı büyük Türk devletlerini ve kuruluşlarını inceleyecek olursak,Göktürkler zamanında "Kengeş Meclisi" yani "Sekmen Meclisi" yine uygulanmış.2.Göktürk devleti döneminde İlteriş Kağan ölünce çocukları Kül-Tegin ve Bilge kardeşler 7 ve 8 yaşlarında olduğu için bu meclis devletin başına İlteriş Kağanın kardeşi Kapgan Kağanı getirmiştir.Kapgan Kağan vefat edince onun oğlu İnal Bögü devletin başına geçer.Devleti iyi yönetemeyen İnal Bögü yine "Kengeş (Danışma) Meclisi" yani "Sekmen Meclisi" tarafından görevden alınır ve yerine İlteriş Kağanın büyüyen çocukları Bilge ve Kül-Tegin kardeşler devletin başına getirilir.
Selçuklu devletinin Cend şehrinde kuruluşu sırasında atlı Seğmen alayı kurularak ve bir torba içerisinden ok çekilerek Seçuk bey "Bey" ilan edilir.
Osmanlı Beyliğinin Söğütte kuruluşunda yine atlı Seğmen alayı kurulur.O günkü Seğmen Meclisinde,ilk büyük Türk evliyası olan,seğmenlik vasıflarının bütün özelliklerini taşıyan,binlerce talebe.alperen ve gaza dervişleri yetiştirerek Anadoluya göderen,Ahmed Yesevi Hazretlerinin başlattığı bu akımdan gelen ve onun yolunu takip eden o dönemde bir Ahi şeyhi olan,bir süre Ankarada yaşayan,Ankarada yaşadığı dönemde binlerce talebe yetiştiren ve Ankarada o dönemde kurulan Ankara Ahi Cumhuriyetine başkanlık etmiş olan Şeyh EDEBALİ Hazretleri Osman beyin kılıcını kuşatır.Yine Ahmed Yasevi Hazretlerinin başlattığı akımdan gelen Hacı Bektaş-i Veli Hazretleri Osman beyin kavuğunu giydirir.Şeyh Edebali'nin talebesi Dursun Fakih te Kur'an-ı Kerim okur.Osman Gazi bir keçe içerisinde 9 defa havaya kaldırılarak,kımızlar içilip ve şenlikler yapılarak Bey ilan edilir.

SEĞMENLİK GELENEĞİNDEN GELEN AHİ KÜLTÜRÜ
Sekmen Meclisinin yaşlı ve bilge kişilerden oluştuğunu yazmıştık.Bu bilge kişiler arasında hem zanaatkar hemde kendini Tasavvufta geliştirmiş kişilerde yer almaktaydı.
Selçuklu Devleti sınırları çok genişleyince yönetim şeklide genişlemiş ve "Loncalar" kurulmuştur.LONCA=ÇEŞİTLİ ESNAF DALLARI (Bügünkü Esnaf Odaları Birliği gibi) Kurulan bu "lonca" lara "Ahilik" bunların başına ise "Ahi Başı" denmiştir.Loncaların tümünün başındaki kişiye ise "Ahi Baba" denmiştir.Ahi Baba ve Ahi Başı da "Sekmen" yani "Seğmen" meclisinin bir üyesidir.Şeyh Edebali Hazretlerinin Osmanlı Beyliğinin kuruluşunda bulunması bunu bir delilidir.
"Seğmen Meclisi" ve "Seğmen Alayı" gerçek manada Kızılca günlerde yani Devletin Başsız kaldığı zamanlarda kurulmuş ve her defasında da görevini tam olarak yaptığı için,tarihte Türkler asla başsız kalmamış,Yıkılan her bir Türk devletinin yerine mutlaka bir yenisi kurulmuştur.Bu da "Seğmenlik Geleneği"nin Türk Tarihindeki önemini,değerini ortaya koymaktadır.
Osmanlı Devleti'nin uzun ömürlü olması ve 6 asır boyunca ayakta kalması,sembolik olarak kurulan Seğmen alayları haricinde,gerçek manâda bir Seğmen Alayının kurulmaması;"Seğmenlik Geleneği"nin zamanla diğer yörelerde unutulmasına sebep olsada;
Bu Türk-Oğuz geleneğini,Oğuz boylarının Anadolu'ya ilk geldiklerinde Ankara ve civarına yerleşmiş olmalarından dolayı,Seğmenlik ruhunu tam olarak alan Ankara halkı,Seğmenlik geleneğini Osmanlı'nın kuruluşundan yıkılışına kadar geçen 620 yıl boyuncada bir Oğuz geleneği olarak yaşatmasını bilmiş ve halâda bu gelenek Ankara'da yaşatılmaktadır.Bunun en son örneğide Atatürk'ün karşılanmasıdır.Bu arada şu bilgileride bilmekte fayda var.Osmanlı'yı kuran Kayı boyununda Anadolu'ya geldiklerinde ilk yerleşim yeri Ankara civarında bulunan Karacadağ bölgesidir.Ve 24 Oğuz boyunun ismide Ankara köylerinde mevcuttur.(Kayı,Dodurga,Peçenek,Kınık,Kızık,Çavundur,Bugdüz,Yıva,Eymür,Üreğir,Bayındır,Kargın gibi.)

TÜRK'ÜN ÖZÜ YÖRÜKTÜR.YÖRÜK-TÜRKMEN - SEĞMEN İLİŞKİSİ
Oğuz Türkleri Orta Asyadan Anadoluya akın akın göç ederken,bu göç esnasında Yörük oba ve oymaklarının içerisinden seçilen yiğit,cesur,atik,savaşçı delikanlılardan Seğmen Alayları oluşturularak,oluşturulan bu Seğmen Alayları Yörük oba ve oymaklarının koruma ve muhafızlığını üstlenerek Yörük oba ve oymaklarının önünde hareket etmişlerdir.

TÜRK TARİHİNDE GERÇEK MANADA KURULAN SON SEĞMEN ALAYI ve ATATÜRK'ÜN KARŞILANMASI
Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankaraya davet edilişi ve gelmesi tesadüf değil tamamen manevi bir olaydır.Zamanın Ankara müftüsü,Cumhuriyetin ilk Diyanet işleri reisi olan ve vefat ettiği 1941 yılına kadarda Diyanet işleri reisliği görevini yürüten Rifat Börekçi Hoca bir gün Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerini rüyasında görür ve kendisine şöyle denir."Kalk Rifat Allah vatanı kurtaracak birini gönderdi.Seğmen Alayını kur ve onu karşıla" Bu rüya üzerine Rifat Börekçi Hoca Atatürkü Ankaraya davet eder."Paşam Ankara sizleri bekliyor" der ve Mustafa Kemal bu daveti memnuniyetle kabul eder.
Rifat Börekçi Ankara ve civarlarına haberler göndererek 3000 atlı 700 yaya seğmenden oluşan Seğmen Alayı kurulur.Bu olayın içinde derviş ve kayyumlarda mevcuttur.Mustafa Kemal 27 Aralık 1919 da Cumartesi saat 15:10 sularında Dikmen sırtlarında karşılanarak Baş olarak seçilmiş,maddi ve manevi her türlü destek kendisine sağlanmıştır.Bu tarihi olay Enver Behnan ŞAPOLYO nun "Atatürk ve Seğmen Alayı" adlı kitabında geniş olarak anlatılmıştır.
Oğuz-Hun Türklerinden,Atatürk'ün Ankaraya gelişine kadar Türk tarihini incelediğimiz zaman,Seğmenlik geleneğinin ve Seğmenlerin Türk tarihindeki yeri,değerive önemi açık olarak ortaya çıkmaktadır.Bize düşen görev bu değere sadece süsü ile değil,süsünüde özüyle,gerçeğiyle birleştirerek sahip çıkabilmektir.
Yazdıklarımızı kısaca özetleyecek olursak,Oğuz-Hun döneminde başlayan Seğmenlik geleneğinin içerisinde Bilge kişilerin olduğu gibi Türkler müslüman olduktan sonraki dönemlerdede yine Bilge kişilerin yanında Alperenlerin,dervişlerin ve Allah'ın veli kullarınında bu gelenek içerisindeyer aldıklarını görmekteyiz.Buda Seğmenlik geleneğine Yüce Allah'ın bir lütfu ihsanıdır.Pir olarakta bilinen Allah'ın Veli kullarının Türkle özdeşleşen Seğmenlik geleneği'ninde Pir'leri olduğunu görmekteyiz.(Ahmed Yesevi,Şeyh Edebali,Hacı Bektaş-i Veli,Hacı Bayramı Veli gibi)

CUMHURİYETTEN SONRA SEĞMENLİK GELENEĞİ
Cumhuriyetten sonra ki dönemde milli gün ve bayramlarda Seğmenler yine sembolik olarak Seğmen Alayı'nı kurarak Devlet töreni ve milli bayramlarda yer almaktadır.Bu geleneğin yaşatılması için bizzat Atatürk'ün direktifiyle 1932 yılında "Ankara Kulübü" kurulmuştur.Bu dernek çatısı altında Bu gelenek yaşatılmaya çalışılırken 1995 li yıllardan sonra ve günümüzde bu geleneği yaşatmaya çalışan mahalli dernekler çoğalmıştır.Milli gün ve bayramlarda sembolik olarak seğmen alayı kurularak 27 Aralık Atatürk'ün Ankaraya geliş,13 Ekim Ankaranın Başkent oluşu,29 Ekim Cumhuriyet bayramı,30 Ağustos Zafer bayramı,Ahilik haftası kutlamaları ve bazı kültürel etkinliklerde gösteriler yapılmaktadır.

YARARLANILAN KAYNAKLAR 2003 YILI ARALIK
1-Tercüman gazetesi Türk'lerin Altın Tarihi Ansiklopedisi
2-Türkiye gazetesi Yeni Rehber Ansiklopedisi
3-Necmettin Palacı'dan duyduklarım
4-Kendi denklem ve düşüncelerim
)

25 Nisan 2010 11-12 dakika 28 denemesi var.
Yorumlar