Seni Göremedim Neden

Aklımda yazılı olan şeyin , onun alın-yazısında yazılı olup olmadığını bilmeden " belki düşünür, belki döner, kim bilir . Kaderde varsa döner, Tanrı'nın ihtimallerle kaybedecek zamanı yok. ‘'diye içimden de geçirdim.


Bir kaç adım daha yürü ve ağla dileklerinin dibine ! Boşuna mı dedim !



Biraz göz kamaştıran aklımın sıg yanından uzaklaşarak seyrelen evlerin , caddelerin, köşelerin içine daldım. Üsküdar'ın dar sokaklarını usul usul arşınlarken, denizin hangi yanımda kaldığını unutmuşum. Üsküdar bir yanda, aklım bir yanda , deniz hangi yanımda bilemiyorum. Aşinasına yandığım sen ! Daracık sokakları, kaldırımlara değen pencere kollarını, kaldırım taşlarına bakan korkulukları, yerde biriken çamurlu su birikintilerini, hepsini gördüm yürürken ama seni göremedim. Neden ? Üstümde bana kırım kırım kırılan, ama aklıma tüküren gri renge dönen bulutları gördüm. Doğancılar parkına varınca, bedenimi sırılsıklam ıslatan yağmuru gördüm ama hala seni göremedim. Dudaklarımdan dökülen şiirleri, yüreğimden akan vecizsiz, ahlaksızca sözleri işiten gökyüzü, toprağa daha çok yaklaştı, kulaklarını kabarttı, gördüm ama yine seni göremedim. Neden ?



Aklımda itiraf senaryoları, duygularım figüran oyuncular. Yalnızlığım harp meydanlarında kendisiyle savaşırken, yaralanan onca duygu içinde ben yine seni göremiyorum...İçtiğimiz meyhane masalarında, duvarında asılı sahte Mona Lisa tablosuna dert yanıyorum. İçimden geçen renksiz kuşlara küfürler sallıyorum, göç zamanına rastlayan kuşlara duygularımı tek tek kaybediyorum. Sadece ben mi sarhoşum bu meyhanede, karşımda yüzsüz sarhoşlar, mazbut alkolikler, koftiden dayıcinsler, karısından, babasından nefret edenler ,gemisini kaybeden kırık hayalci denizciler, iki-üç göz yaşını zoraki dökenler, umutsuz, mutsuz ve hatta deliler...Her gece umutlarına teselli arayanlar ve bardağın dibini görünce yeniden yıkılan bu insanlara sordum seni, hiç görmemişler...



Dönecek dediler ! Dönünce sevecek dediler... Kime inanmam gerektiğini öğretmeye çalıştım kendime. Ama en çokta sana öğretmek isterken bu haberi, hangi yanımdan haber verecektim hiç bilemedim.



O gece ay üstüme oturmuş, yan yana oturduğumuz bankın üzerinde. Bir elimde sigara bir elimde bilmem hangi zamandan kalan sen... Yalvarışlarım o demde demlenirken, tam karşımda bana yaklaşan çiçekçi çingenenin sesine düştüm. ‘'sevdiğine bir çiçekte benden'' dediğinde ona da sordum seni, beni hiç duymamış gibi, çiçeklerini alıp gitti benden...



Gece karanlığının söküldüğü evsizlerin, köprü altına sığınan tinerci çocukların, deniz kenarında içip sızan isimsizlerin, mezarlıklarda cigara çeken keşlerin arsından geçtim. Uzak yollardan gelen, bilmem hangi otelin bilmem hangi odasında kendinden geçen, kim olduğunu bilmeyen , kimliği dahi olmayan gölgesiz insanlarla gezdim, konuştum . Ama hiç birinin gözlerine değmedin.



Sabah sökmeden şehrin en uzun binalarından tek tek atlarken ,aşağıda seni görmemi engelleyen kara bulutları ellerimle öteledim. Aşağıya düşerken her evin penceresinden bakarken salonda, mutfakta ve en çokta balkonun kenarında belki bir sigara içersin ,gelişimi gözlersin diye defalarca baktım.



Her yazılan hikayeyi, romanı baştan sona kadar okudum... Gazete haberlerine düşen cinayetleri taradım, kuşkulu ölüm haberlerinde ilk önce isimleri aradım . Ama hiç birinde yoksun işte o anlarda sadece sevindim...



Sabahın köründe , Üsküdar vapur iskelesinde ,iş için giden insanların arasında onları gördüm. ''Dönecek dediler, gelecek dediler, sevecek dediler. Yeniden gülümsedim Ve seni aramak için yeniden, YOLLARA DÜŞECEKTİM !



En çokta aklımız kendini arar ve en çokta aklımız kendini yener...Aklımızın hayali kendine, bize aklımızın almadığı, tanımlayamadığı duygularımız yeter. Orada keşfedilmemiş sevgililer, keşiflere sığmayan aşk'lar ve en çokta ...... .......



Her'Şey Benim istediğim gibi bitmemeli...Son söz sizindir !

18 Temmuz 2016 3-4 dakika 51 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar