Senliğin Deli Zindanları

Günaydın dünya

Bu uyanışım nelere gebe bugün bu hayat gibi
Ayaklarım taşıyın beni, ani kalkıyorum dikkat et beynim

Güzel ve parlak aynam bana beni göster, kendin gibi miyim bugün de?

Saçlarım saçların, gözlerim gözlerin ellerim, senin tok parmakların.. Ben yine sende uyanıyorum.

Ben yine senim. Yine, bugün de.

Bırakıp gitme derken bunu kastetmemiştim.

Bıraksınlar beni ben deli değilim, gerçek tüm gördüklerim! Yoksa değil mi?
Beni götürüyorlar sevgilim, senim. Beni nereye götürüyorlar? Beni götürenler..
Beni nereye götürüyorsun sevgili senim?
Beni nereye götürüyorsunuz, neden götürüyorsunuz en sevgili senlerim?
Beni bir odaya tıktılar sevgilim. Bana bunu neden yapıyorlar sevgili senim?
Ben deli değilim. Ben deliyim. Biliyorsun. Ben aslında sadece...

Mantıklı düşüneyim. Mantıken sen benim aklımın yarattığı meleksen bu beni buraya tıkanlar kim?
Mantıken sen yoksan bana yemek ve su veren gardiyanlarım kim? Mantık yoksa ve sen varsan, kaç tanesin?

Beni senin kalenin deli zindanlarına hapsettiler. Buranın sorumlusu kim! Sen misin?
Bana cevap vermiyorlar, benim yüzüme bakmıyorlar, vebalı mıyım öyle uzaktan vuruyorlar iğneleri, niye tedavi ediyorlar hasta mıyım?

Benliğimden bir şey kalmadı en sevdiğim.

Aynada sen, gardiyanım sen, aklımda sen, yüreğimde hep sen, buranın sorumlusu sen, senlerden biri dedi ki ancak ben beni kurtarabilirmişim ki o da sen.
Bu işkence ne zaman biter ey sevgili senim? Demir parmaklıklı küçük penceremden içeri giren karanlık hava bir şey ifade etmiyor. Dışarda özgürlük yok öyle sanıyorum. Buranın dışarısı neresi en sevgili senim?

Burası delice soğuk, burası delice sıcak, burada her zindanda bir sen var sevgilim, burada her senden bir ses çıkıyor; dayanamıyorum. Bir sen; yaşıyorum ve mutluyum diyor. Sen yaşıyorsan ve mutluysan ben de yaşıyor ve mutluyum sevgilim. Bir sen; beklemedim diyor. Ben de sevgilim, ben de. Bir sen; karanfiller ekiyorum karanfiller suluyorum diye bağırıyor. Benim karanfillerim de solmadı, onlar da yaşıyor sevgilim. Bir sen; geçmişe dönemem artık diyor. Bir sen; gelecek için geleceğimden vazgeçtim diyor. Bir sen; geçmişten bir gelecek yaratıyorum diyor. Bir sen; duvarları yumrukluyor, avazı çıktığı kadar bağırıyor, ama ben anlamıyorum dediğini.

Bir sen var sevgilim ki, aynalarda seni görüyor, bir şarkının hayali sırtını ürpertiyor, şiir çöpünden alevlerle ısınmaya çalışıyor, bir sen ki hayatını yaşıyor kendinden habersiz.

Hatırladım da, ben sana hiç bırakıp gitme dememiştim.

Her gün, bu çığlıkların aydınlattığı karanlık zindanlarda nefesimi tutuyorum küçük bir umutla. Umudum biter mi sevgilim? Umutlar küçük olur mu sevgilim?

Amaç arıyorum sevgili her şeyim, neden arıyorum, delirmek çok kolaymış ama böyle çıkmaza düşüp düşünmek, delirememek ne kadar zor.

Hevesle tünel kazamamak, kaçmak istememek ne kadar zor, tünelin ucunu hayal edememek ne kadar zor, aynaları kıramamak ne kadar zormuş sevgili hiçbir şeyim..

Bakmak ama görememek, dokunmak ama hissedememek, yaşamak ama yaşamamak ne kadar zor.

Bir zindanda var olmak ama olmamak.

Seni bekliyorum sevgilim, en sevgili senim. Bu zindanlar benden sorulur artık, artık karış karış biliyorum her hücresini. Seni bekliyorum her hangi bir yerinde. Ben artık ben değilim sevgilim. Beni, bu denli deli seni bul. Beni senlerden ayır.

Beni ben yap sevgilim.

13 Eylül 2011 3-4 dakika 9 denemesi var.
Yorumlar