Sev Beni Herkes Gibi

Sana,senin hakkında düşündüklerimi,düşlediklerimi ve hayatımın aşkını anlatmak için alıyorum bu kez elime kalemi...

Hiç bilinmeyenleri,söyleyemediklerimi,içimde kanayıp duran sözleri yazmak istiyorum sana, seni...

Ben,duygusal,romantik,sadakatli,dürüst,merhametli,saf ve aptal'ın tekiyim...
Kimseyi sevemedim bu zamana kadar senden başka,dokunamadm kimseye istekle,ısınamadım senden önce asla. Hep üsüdüm...!
Hayallerimde hep birini bekliyordum, bir şey olucak ansızın ve âşık olacağım diyerek avutuyordum kendimi, gecenin o acımasız kör ve zifiri karanlığında... Giderek boguluyordum,daralıyordum.Küçük bir kulübe,sırtımda bir çanta,sanki içinde Çanakkale savaşında seyit onbaşının taşıdıgı merminin önemi kadar agır bir yük taşıyordum.
Kendimi dağ başı yalnızlıklarına mahkum ediyordum,derken hikayem tam o anda başladı,pasif biri olan ben,bir anda maceracı bir hayalperest oluverdim...

Karşımda inci gibi parlayan,bir ayçiçeğinin güneşe yüzünü dönercesine dönüp bakan,sokakta aç,susuz,evsiz,barksız kalan bir çocugun,iyilik yapıldıktan sonraki gülümsemesi gibi duru,sade ve temiz gülen sen oldun... İşte o an sana aşık oldum.

Bir çok kahpeliklere gebe kaldık...Şu acımasız yalan,dolan,üç kuruşluk hayatta.Birçok iftiralara kurban gittik,birbirimize kirli laflar ettik,beyaz gelinliğe bulaşan bir kan gibi.Hayatın acımasızlığını öğrettiler bize,yerleştirdiler beyaz kağıt gibi olan,asfalt yapıldıktan sonra dökülen zift gibi kara kötülüğü kalplerimizin içine...

Düşündüklerimizi,birbirimize olan sevgimizi sorgular olduk kendimize her gece.Oysa ben bir salise bile şüphe etmemiştim bana olan sevginden,
Oysa ben bir hadise bile şüphe duymamıştım bana olan güveninden...
Bir pencere vardı,önünde biz,dışarıya bakıyorduk,ben pencerenin ardındaki dağları,taşları,kuşları,denizi ve güneşi görürken,sen penceredeki kiri gösteriyordun bana... Sedat hocamın bana söylediği gibi...

Sana dokunamadığım hergün,sevgisizlikle kavurdum annemin tenceresinde kendimi.Oysa ki sen beni yanlış anladın tıpkı bir soluca'nın kendisini öldüreceğini sandığı kedinin,aslında oynamaya geldiği gibi...
En çok bundan korkuyordum,en çok bundan yoğuruyordum kendimi,üstelik beş gramlık maya ile...

Git artık benden;bir köpeğin silkelenişi gibi silkele üstünden,at yere beni,bir yavşak gibi.

Çek ellerini bedenimden;bir mahkumun,gardiyanlara 'çıkarın beni buradan.' Demesi'nin ardından çaresizliğe bürünüp,ellerini yavaşça aşağıya doğru çekmesi gibi.

Çık artık ruhumdan;öldükten sonra Allahım'ın ruhumu gökyüzüne çıkarması gibi.

Ve sonra sev beni; Herkes gibi...

08 Mayıs 2011 2-3 dakika 10 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar