Sevda Karası

Elimin isyanında damladı kara mürekkep beyaz sayfalara, silemedim adını aklımın şakağından! Yırtık paltomun cebine saklamalıydım seni ilk gelen eskiciye vermeliydim değiş tokuş en keskin bıçağa kesip atardı sana adadığım serimi; ölmezdim her gün yavaş yavaş! Kimsenin yürek ziline basmadı gözlerim... Bu sevdayı kalbime yazdım aklımın isyanında. Ben, annem in masalları ile büyüdüm sevmeyi masallarda öğrendim her masal da seni düşlemişim meğer. Adın aklımın alnına yazılırken ben nerede idim, gözlerim en derin uykusundamı idi? Görmedim!
Şimdi sana sesleniyorum, kilometre taşlarını sayarak duymuyorsun beni?!
Beyaz sayfalara düşürdüm adını eğilip almadın gözlerinle... Ben senin gözlerindeki sis perdesini kaldıracak kadar deneyimli değilim aşk`ta, süslü kelimeler söylemeyi bilmem; içime saklayıp büyüttüğüm senmişsin meğer sesin kulağıma çarptığında anladım. Şimdi yirmi dokuz harfimde saklısın. Ben seni yazarak çoğaltıyor, yazarak sevebiliyorum ancak... Yazmazsam kaybolursun olursun...
Şimdi bendesi, rahat ol, rahat uyu son tanem başımın isyanında kalbimdesin.
Ah bu asi yanım ah! Kalem adını yazdı kalbim titredi sevdana... Seni cümlelendirmek adına kendimi harflendirdim... Şimdi bu yüzden küçüğüm sana... Sakıncalı bir zamanın gün doğumundayım gözlerim acı`yı döküyor yine kendi topraklarıma...
Hüzünlerimin ayakları dört nala koşuyor kalbimi çiğneyerek, aklım yorgun kalbim titrek...
Dilimi astım ağzımın tavanına konuşamıyorum tüm sözcükler kanrevan içinde!
Sen nerdesin sevgili? Hangi yüreklere koşmanın telaşı içindesin yine?

17 Ocak 2010 1-2 dakika 28 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar