Sevdiğime Bir Mektup

Bitanem .Gözümün nuru. Nazlı yarim. Seni ne kadar çok sevdiğimi bilemezsin. Çünkü ben dahi bazen tahmin edemiyorum, seni görünce anlıyorum. Seni görünce farklı bir aleme gidiyorum sanki. Her şeyi daha güzel görüyorum senin yanında, daha güzel hissediyorum.
Gönlümün içi senin ağlamana ben hiç dayanabilirmiyim. Sen öyle anlatınca ağladığını, çalışırken çektiğin zorlukları kendimi zor tutabildim. Sevdiğim bu haldeyken ben nasıl yaşayabilmişim dedim. Keşke birşeyleri değiştirebilseydim. Ama dedim ya bende insanım, bazen Allah'a sığınmaktan başka birşey gelmiyor elimden. Hele ki de yapabileceğim en güzel şey geliyor ya Allah 'a sığınmak, şükrediyorum. Ve hep şöyle diyorum. "Allah'ım bana bu duyguyu verdiğin için sana sonsuz şükürler olsun. Allah'ım her halükarda sana sığınıyor ve sevdiğimi Sana emanet ediyorum, onu koru. Şüphesiz Senin herşeye gücün yeter (Amin)"
inşallah bundan sonra herşey daha güzel olacak bitanem ve seni kimse ağlatamayacak.Unutma Allah(c.c) seni seviyor ve Sana yardım edeceğinden asla şüphe etme. Allah(c.c) bize yeter. Dünyada iki gün üzülmüş olabilirsin ancak ebedi hayyatımızda hiç üzülmeyeceğiz. O yüzden imtihan dünyasında iki günlük üzülmek bize dokunmayacaktır. Hatta zevk bile alabiliriz birbirimizi seversek. Çünkü sevmekten doğan acılar ancak zevktir. Sen benim gönlümün Sultanısın.
Gülyüzlüm seni göremesem dahi bu sevgiden şüphe etmek ne mümkün. Damarlarımdaki kandan ve yaşamamdan nasıl şüphe edemezsem bunun bin misli sana olan sevgimden şüphe edemem. Sana şöyle açıklayayım. Çocukluktan beri namazlarımı kılan biri olarak şimdiye kadar birçok manevi şeyler hissettim. (Zaten namazını kılmayan birinin maneviyatı da noksandır) İşte bu yaşadığım manevi olaylardan en büyüğü ve en gerçekçisi olan sensin. Seni manevialemde sevdim ve her gün rüyalarımda görüyor kalp ağrılarından uyanıyordum. Sana sımsıkı bağlanmıştım. Ve bu bağı oluşturan da yalnızca Allah (c.c) tır.
Hatta şöyle diyordum rüyalarımı anlatabilsem sana olan aşkımı ispatlamaya yeter. Burayı lütfen iyi dinle ve anla... Bunların arkasında yatan esas olay ise şu ki, bir dua... Yani herşey bir dua ile başladı. Çok şükür ne dua ettiysem şimdiye kadar hemen hemen hepsi oldu. Ergenliğe yeni girdiğim zamanlardı ve hiçbir kötü şey yapmak ve düşünmek bile istemiyordum hiçbir zaman. Ancak bazen bazı şeylere dayanamıyor kendimi tutamıyor istemediğim hisler ve düşünceler olabiliyordu. Çünkü o kadar kötüydü ki ortam ne sağa, ne sola bakabiliyordum ne de önüme.. Sonra dayanamadım ve şu şekilde dua etmeye başlamıştım; "Allah'ım yardım et. Ben düşüncelerine dahi hakim olamayan aciz bir kulunum beni bu durumdan kurtar, ya evlendir beni yada evleneceğim kişiyi göster.. Bir şekilde beni içinde bulunduğum bu durumdan kurtar. Sana sığınıyorum Allah'ım bana yardım etr. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.(amin)" diye sürekli dua ediyordum ki ; sonra birşey oldu ve en az üç ay sonra kendime gelebildim. O üç ayı asırlara sığdıramam, anlatamam. Ancak üç ay sonra yeni kendime gelince anlamıştım, bu duanın bir neticesi olarak seni gördüğümü. Hatta Allah(c.c) bana acımış olmalı ki gerçek aşkı tattıtdı. Bense bu durum karşısında hayran kaldım, adeta dilim tutuldu. O üç aylık dilimde ne yedim, ne içtim ne de konuştum. İşte benim için Sen busun. Allah'ın bana lutfettiği gül sün.(Bazı yediği önünde yemediği arkasında, ne yaptığı bile belli olmayanlar aşk yok diyorlar onlar için aşk olmayabilir ama benim için var) Bu Allah'tan gelen hediyeye ve insan kendi canından daha çok sevdiği birie hiç zara vermek ister mi, hakkında kötü düşünebilir mi ? veya kötü gözle bakabilir mi ? Hayır gerçek aşkta bunların hiçbiri olamaz. Sana şöyle söyleyeyim gerçek seven, gerçek aşık olan sevdiğine zarar vermemek için evlenmeden önce onun elini tutmaya dahi çekinir, bu yüzden sana karşı çekingendim. İşte sana anlatmaya çalıştığım şey hep buydu. Kaldı ki değil elini tutmak başka şeyler yapmak istiyorsa o sevmiyordur. Sadece zevkini peşinde koşan gönül eğlendiren ve kendinden başkasını düşünemeyecek kapasitede geri zekalının tekidir. O yüzden televizyonda gördüğün saçma sapan dizilere özenme, onların hepsi yapmacık.. Zaten gerçek te değil gerçekci de değil. Hiç birinde de sevgiden ve aşktan eser yok. Hatta her defasında ağızlarına yakışmayan aşk kelimesini söyledikçe o güzel kelimeyi kirletiyorlar. Ve yapmaya çalıştıkları şey ise kendileri gibi toplumun da bozulmasını istemekten başka bişey değil. Gerçekte zaten o insanların yüzüne dahi bakmak istemezsin. Çoğu o kadar karaktersizdir.
Neyse biz kötü şeylerle değil iyi şeylerle uğraşalım. Ve bazı şeyler anlatmakla bitmez, buradaki gibi..aşk gibi.. Bazen bir bakış bin tane kelimeden daha anlamlıdır, senin bana, benim sana bakmam gibi.. Hatta insandaki sevgiden dolayı Allah(c.c) Kuran'da şöyle der: "İnsan aşktan dolayı melekten daha üst seviyeye de çıkabilir veya yaptığı iğrenç şeylerden dolayı hayvandan daha aşağı da düşebilir" Ve sen benim meleğimsin.
Anlatacak o kadar çok şey var ki hiçbiri buraya sığmaz aşkım ve aşkımın ispatı da. Ancak her zamanki gibi son olarak bir ispat daha yapmak istiyorum. İnsana kalemle yazmayı öğreten Allah'a hamd olsun... Allah(c.c) Kuran'da şöyle der: "Havada uçan kuşları görmüyor musunuz onları orada tutan ancak Rahman'dır." Aynı da bana bunları yazdıran ancak Rahman'dır. Yoksa bunları yazmaya kendi düşüncelerimle gücüm yetmez.
Yaklaşık iki yıldır senden uzak kaldım ve bu süre içinde senle ilgili hiçbir şey yazmadım ve belki çok fazla birşey de düşünmedim senle ilgili. Ancak sana kavuşacağımdan da hiç tereddüt etmiyordum. Çünkü gücüm tükenmişti ve işimi Allah(c.c)'a bırakmıştım. Allah'ım sevdiğimi Sana emanet ediyorum onu koru ve onu bana dönder. Onsuz yaşayamayacağımı biliyorsun. Ben sevdiğimi yalnızca Senden istiyorum Allah'ım ve bunun sonucunu da Sana bıraktım. Allah'ım sevdiğimi benden ayırma böyle bir ihtimalde beni yaşatma.. diye dua etmekten başka birşey yapmadım. Sana ulaşmaya çabalamadım. Çünkü işimi dua ile Allah'a bırakmıştım. Ve benim çabalayıpta yapamadığım şeyleri Allah(c.c) Sana lutfetmiş. Namaz kılmaya başlamışsın ve huyların güzelleşmiş. Rabbime ne kadar şükretsemde bu şükrü eda edemem.
Evet senle ilgili hiçbirşey düşünmeden uzun bir zaman geçirdim. Ancak yaklaşık iki yıl sonra seni görünce hangi düşünceler içinde olduğumu ve sevgimi taptaze hissettim. Bunları neredeyse unutmuştum ancak seni görür görmez kaldığı yerden devam etti. Hislerim geri geldi ve işte bir anda bu kelimeler dökülüverdi. Hatırla aşkımın derinliklerindeyken seni bir hafta aradan sonra ilk defa görünce şöyle demiştim "ben şimdiye kadar nasıl yaşayabilmişim"
Bil ki bu kelimeler dahi aşkımın ispatıdır. Ve bir nevi seni hiçbir zaman bırakamayacağımın kanıtıdır.


- şubat - 2014 (yesribci)

24 Nisan 2014 6-7 dakika 7 denemesi var.
Yorumlar