Seyreyle Güzel

Dakika dokuyorum yürek tezgahımda, hafta içinin usandıran yoğunluğu, sessizliğe dönüşüyor ellerimde. Ne bir yaprak kımıldıyor sanki, ne bir kuş sesi...Adına cumartesi - pazar dediğimizden beridir; yalnızlığın, kimsesizliğin aynası olmuş hafta sonları...

Radyodan gelen içli türkü sesleri, eskinin hüzne karışan neşesi bölmese yalnızlık uykumu, kendimi terkedilmiş gibi hissedeceğim, kalabalıklar içinde. Sözlerin içli dokunuşları vurmasa yüreğime, hiç yaşamamış sayacağım kendimi, uzun bekleyişler içinde...

Oysa anlamlı koşuşturmacalar öğretti bize hayatı, acıların ve meşguliyetlerin içinde yoğrulmayı...Hırslara yenilmeden, üretmekte bulduk huzuru...Dünyayı yaşanılır kılan mutluluğu...İlla bir şeyler yapmalıydı, küreyi kötülüklerden kurtarmalıydı...Kimse tek başına cesur kralı oynayamazdı biliyorum, ama insanlar olmasa krallar olamazdı. El ele vermeliydi belki, takılmadan olumsuz düşüncelere...Güçleri birleştirmeliydi, sonunda huzur ve barış gelecekse.
...

Yüreğinde acıma duygusu olmayanlar, bilemez bir çocuğun açlığını ya da özgürlüğü alındığı için attığı çığlıkları...Anlayamaz, oyuncak yerine silahlarla oynayanlar! Bir çocuk için özgürlüğün, oyuncaktan daha önemli olduğunu. Bir çocuk neden oyuncağından vazgeçer ki? Ya da neden oyuncaktan, kuş lastiklerine terfi ettirilir daha büyümeden, henüz yaşı gelmeden? Kuşları bile incitmek istemezken çocuklar, neden özgürlüğe tuttuğu umutlarını, bir lastiğe bağlar? İsabet ettiremediği her taşta, umudunu mandallar sonra lastiğe...İçlenir her dakika, gücü yetmediği için kendisine, kendim dediği ülkesine..Soluk alamaz özgürlüğü soluyamadığı için, damlalar düşer susuzluktan kurumuş yüreğine. Acının iç burkan damlaları...
...

Hafta sonları tembelliğe döşek olduğunda nasıl sıkıcıysa her şey, dünyayı saran savaşlar da o kadar sıkıcı ve bir kısır döngü hepimize...Biz kurtulmayı istedikçe, içine itildiğimiz, biz küçültmeye çalıştıkça ekranlarda büyüttüğümüz, kocaman bir aşılmaz döngü...

Üriydü ebiy! " Babamı istiyorum! " Ve tekrar tekrar aynı çığlık, bozuyor hafta sonu için kurduğum bütün düşlerimi. Sessizliğe gömülüyorum koltuğumda, bölünüyor gülüşlerim...Kaçıyor bütün alış - verişlerimin tadı...Damak tadıma uygun hazırladığım yemekler acıyor gözlerimde...Kavgalarla geçse de hayat, insanın babasının olmasının ne kadar önemli olduğunu anlıyorum, beynimde tekrar eden çığlığın gizli kodlarından...

Dünyanın bir yerinde ağlarken çocuklar, mutluluk avcılığının anlamsızlığını anlıyorum. Eşsizliğim ve işsizliğim koymuyor dünya çocuklarına baktıkça. Hüznü okuyorum onların yüzünde en çok, savaş kalıntıları vücutlarının her yerinde. Mermiler dökülüyor yüreğime, ölüyorum daha ilk mermide. Ben hiç mermi yemedim ki daha önce! Nasıl güçlü olunur nerden bileyim, mermiler karşısında? Ben hiç kuş lastiği kullanmadım ki, nasıl isabet ettirebilirim, savaşların kör gözüne özgürlük için fırlattığım çakıl taşlarımı? Ben, çakıl taşlarıyla oyunlar oynadım sadece. Nehirler kurdum, evlerin önünde. Su savaşları yoktu o zamanlar...Bolca akıttım kan değmemiş beyaz suları, yeşilliklerin içinden...Kimse kimsenin evine göz dikmemişti o zamanlar, serbestçe geçerdim evlerin önünden...Ben, esareti hiç tatmadım. Acı yemeğe yakışırdı sadece...

Onlar gülen kuşları yediler, ben acılı kebaplar...Onlar özgürlüğün kanadını kırdılar, benimse acıyor şimdi yürek kanadım. Kebap oldum, bu defa aşktan değil, aşktan ve hayattan mahrum edilen çocuklardan dolayı...Onlar da isterdi eminim benim sahip olduğum şeyleri...Ben daha fazlasını isterken, şükrederek yetinmeyi...Eminim çok mutlu olurlardı, hayal ederken bile...Gülücükler gelirdi anında, savaştan kurtulacaklarını düşündüklerinde, bütün dünya çocuklarının yüzlerine. Barış gülücüğü...Ve karnı tok çocuklar...Yalanlara, barış getirme bahanesiyle soygunlara tok nesiller...Seyreyle! Diyorum kendi kendime...Seyreyle, şaşıp kalacaksın, Mevlanın kudretine! Türküler yetişiyor dermansızlığıma...

...

Güç bulmak için güneşten, yola vuruyorum ruhumu...Bedenimi yakıyor güneş, ruhumu serinletirken...Ocağı yananlar geliyor aklıma, ocağına ateş düşenler...Sonra başka bir yerde ocağı söndürülenler, aynı sebepten...Dağlıyor hepsi de ruhumu...Yanıp yanıp sönüyorum, bir yıldız gibi...Işığım yetmiyor dünyayı aydınlatmaya, nerde olduğunu bilmediğim yangınları söndürmeye...Herkesin ocağında mutluluk tütsün istiyorum, akşam sofrasında aşları, huzurları olsun en çok da...Herkes barışa doysun istiyorum...Savaşlar yok olsun, karanlığın sabaha erişmesi gibi..

Bir çift ayakkabı seçiyorum kendime beyaz ayakkabılar içinden...Bir kaç damla özgürlük için yürüyorum ben de, içimde hiç bilmediğim ülkelere...Adını duymadığım çocuklar geliyor peşimden...Beyaza toz kondurmuyoruz hep birlikte...Yol dumanlı olsa da nefesimiz yetişiyor esaretimize, özgürce alıp verdikçe. Dağıtıyoruz savaşın verdiği kasveti, yürüyoruz el ele hep birlikte...

Filistin'de bir çocuk gülümsüyor...Somali'de başka bir çocuk,
- Anne ellerine sağlık, doydum! Diyor...Irak'ta çocuklar top oynuyor...Afganistan' da öğrenciler savaşsız barış isimli kitabı okuyorlar bahçede...Ve dünya menfaat olmaksızın gülümsüyor birbirine...Barış için açılıyor, bütün eller semaya...Herkes dua ediyor kendince, en sevdiği sahibine...Afrikalı bir bebeği alıyorum kucağıma...Hiç çocuğum olmamıştı benim diyorum...Rengi şaşkınlığımı teşekküre çeviriyor bir anda...Anne oldum diyorum ben de, bağrıma basarken siyahi bebeği. Bir kaç damla mavi gözyaşı düşüyor yere...Toprağın suya kandıkça verimlileştiği iklimlere...İlk damla, bizim damlamız olsun diyorum...Mavi bir kuş olup gökyüzüne uçuyorum...

Bütün dünya çocuklarına! "Umut, aşk, barış adına..."

17 Eylül 2011 5-6 dakika 243 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 11 yıl önce

    duyarlı duygu yüklü ve ver dem başarılı kutlarım, okurken boğazımda ki yumruk hala duruyor ben yutkunamıyorum:(

  • 11 yıl önce

    Yüreğinde azıcık merhamet duygusu olan insan o toplumsal olaylar karşısında gözyaşlarını salar gider zaten. Küçücük çocukları savaşlarda kullananlar ve onların ellerine silah verenler emin olun bunun hesabını öte tarafta veremeyecekler. Onların eline kitap ve yüzlerine ise gülücük yakışır. Güzeldi Şulecan kutlarım yürekten...👍😅👍