neden görmezsin bîrindar
orada işaret edilen yerde tozlanmış rafların en üst bölümünde duruyor hâlâ
bir parça tereddüt ve bir parça merakla uzanacaksın kıracağın zincirin son halkasına
o dokunulup çevrilmemiş kitabın sayfalarına işte duruyor/ orada bir adım ötede çizdiğin sınırın hemen başucunda
o dikenli tellere varana kadar kaç zincir halkası kırdın /kaç kez bastı yalınayakların ateşten ve buzdan bâkireye
ikisi de aynı acıyı mı vermişti sana aşman gereken sadece bir fırtına eziyet mi verecekti
bir fırtınaya mı dayanamayacak adımların
ah bîrindar işte orada cudi
ne bir kuş ne bir kırlangıç ellerinle saldın bak geri geldi umut / uğursuz haberler veren siyah kanatlının müjdesiydi /sana dönmeyişi

ah bîrindar
bak
hep orada cudi
karanlık sisleri
ah bîrindar
neden görmezsin
denizin ortasındaki
karayı

neden duymazsın bîrindar
plakta dönen hep aynı şarkı /şimdiye kadar duyduğun en güzel şarkı senin gözlerinde saklı
kurudu mu bedenin kirlendi mi yüzün küçüğüm çiçekler altında nefes alan mayınların ihanetinden
o kıraç toprakların gizemi yüzeye çıkamadan yeşeren ormanın kökleri
zalimler rengini veremedi kayaçlarına /oysa çavlanlar çağlardı güneşin yamacında

ah bîrindar işte orada cudi
anlayamadığın dilinde
acı veren
ağıtların çığlıkları
ah bîrindar
bak
hep orada cudi
neden duymazsın
hüzün kovan
omuz omuza veren
zılgıtları

neden ses vermezsin bîrindar
geniş odalarının süsü / eskimiş kilimlerin yavrusu minderlerin /yatağın da ekmeğin de zeytinin de aynı tablonun misafir renkleri
bir bahçen olmadı ki dışarıda oynaşanların sesi girsin pencereden içeri
yüksek duvarlar mı örüldü kıstırıldın çerçevelendin bundan mıdır ses vermezliğin
ah bîrindar işte orada cudi
kırılacak zincirin son halkası
bu fırtına
ah bîrindar
bak
hep orada cudi
ağzından bir püskürse dili
anlatacak sana
çileyi

orada işaret edilen yerde tam karşında tozlu rafların en üst bölümünde duruyor hâlâ görmedin duymadın sustun severek mi oynadın bu oyunu kır artık zincirinin son halkasını
tek tek açılsın o kitabın sayfaları
ah bîrindar aşamazsan bu engelleri yaşamı taşıyan yorgun gemi uzaklaşacak
yetişemeden titrek çaresiz söylenemeyen bir güle güle / sessiz bir filmin en son sahnesi
saklı duymak istediğin iki kelime / dalmadan yüzüp bu sesi fark edebilirsen eğer
ah bîrindar sen hep ensemde bir gölge gibi yorgun ve çaresizsin uzaklara bakar gözlerin
o en güzel şarkı kulaklarında sihirli iki kelime yüreğinde uzaklaşırken yaşamı taşıyan gemi ah bîrindar bu büyük bir yanılgı
ah bîrindar işte orada cudi
o gemi / elini uzattığın o kitap/ ensende nefes alıyor bir gölge gibi

29 Temmuz 2009 2-3 dakika 2 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 16 yıl önce

    Şiir unsurları taşıyor. Teşekkür ederiz.

    Daha fazla deneme istiyoruz.